Çok değil bundan kısa süre önce Gelecek Partisi'nin ev sahipliğinde bir araya gelen altılı masanın liderleri onuncu toplantıları sonrası şu açıklamayı yaptı.
“Geçen sene bir siyasi mühendislik çabası olarak devreye sokulan seçim sistemi ile yapılacak hiçbir erken seçime destek vermeyeceğiz. 2018 seçimlerinde geçerli olan sistemle gerçekleşecek, -yani 6 Nisan'dan önce yapılacak- bir erken seçime ise destek vermeye hazırız.”
İki gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında "Yaptığımız kapsamlı değerlendirmeler sonunda 14 Mayıs 2023 Pazar gününün her bakımdan seçim için en uygun tarih olduğunu gördük.… Cumhurbaşkanı olarak biz, seçimlerin 14 Mayıs'ta yapılabilmesini temin edecek bir takvimle kararımızı alıp süreci başlatacağız.… Milletimize hayırlı olmasını diliyorum." Dedi.
Cumhurbaşkanın bu kararını altılı masa destekleyecek mi desteklemeyecek mi?
Haydi buyurun cenaze namazına.
Altılı masa Erdoğan’ın aldığı bu karara eğer “evet” derse kendisiyle çelişecektir.
Normalde önceden aldıkları ortak karar gereği cumhurbaşkanının erken seçim kararını desteklememeleri gerekir. Aksi yönde karar “tükürdüğünü yalamak” manasına gelir ki bu da altılı masanın liderlerinin ciddiyetsizliğini ve tutarsızlığını gösterir.
Etik değerler açısından altılı masa liderlerinin önceden aldıkları karara uymaları beklenir.
Fakat cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili anayasamızın 116 maddesi şöyle emrediyor.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.”
Anayasa maddesine göre TBMM’de 360 milletvekili erken seçime evet derse veya Cumhurbaşkanı yetkisini kullanarak meclisi fesih edip Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerini birlikte yapılmasına karar verebilir.
Cumhur ittifakının milletvekili sayısı 336’dır. Buna göre 24 milletvekili açığı vardır. Altılı masa hayır dediği anda AKP için tek seçenek HDP’nin kapısını çalıp destek istemektir. AKP bunu yapmayacaktır. Fakat AKP olasılıkla başörtüsü anayasa değişikliğini bir seçim kozu olarak değerlendirmeye çalışacak, muhalefet partilerinin başörtüsü anayasa değişiklik tekliflerini reddederek kendi teklifinde ısrar ederek konuyu cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte referanduma da götürebilecektir.
Muhalefet daha şimdiden siyasi pozisyon almalı ve AKP’nin cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ile başörtüsü anayasa değişikli teklifini şimdiden reddederek kendi tabanlarına duruşlarını göstermelidir.
Çünkü AKP “mal bulmuş mağrip” gibi başörtüsü anayasa değişikliği meselesini bir seçim kozu ve stratejisi olarak cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimlerinin de önüne geçirecek ve bu hayati seçimi gölgede bırakmaya gayreti ile kendi seçmen tabanını bloke etmeye çalışacaktır.
AKP’nin bu stratejisinin tutmaması halinde olasılıkla AKP hızla oy kaybına uğrayacaktır.
Kimi muhalefet partileri oy uğruna saçma sapan fikirler üretmek yerine, kaliteli ve liyakatli milletvekilleri ile Türkiye’yi geleceğe taşımaya hazır olmalıdır.