Kocabaşlar’ da yaşanan, Büyükbaş dramına karşın aklıma gelen bir deli deli soru da; “ağzı dili konuşmaz inekler, hesap soramadığı için mi sessiz kalınmakta?” şeklinde kalmıyor elbet…
Sordukça sorası gelen, bu nedenle de fazlalaşan suallere ne yanıt gelecek derdinde değilim elbet.
Yapılan sondajların, İzinsiz şekilde gerçekleşen çalışmalar olduğu iddiaları, yılan hikayesi gibi Lapseki’ nin Dumanlıdağı’ nı sarmış adeta.
Başı dumanlı, Dumanlıdağın eteklerinde gerçekleşen esrarengiz büyükbaş ölümleri, ‘mal canın yongası’ deyimini akıllara getirir ise ne olur?
Bir soru daha var aslında, şiddetle yanıt bekleyen; “Köylünün eli yağı, geçim kaynağı büyükbaşlar sahipsiz mi kalacak?”
Bu soruları kalem kalem sıralayan ve “Sesimizi duyan yok mu?” diye haykıran Lapseki köylüleri, Çevreci hareketin adresini arıyormuş diye de duydum.
Lapseki’ nin dağ köyleri diyeceğim, belki de anlatımda bir hata edeceğim. Doğa ile baş başa yaşam süren vatandaşlarımız diyerek, doğa sevdalısı köylülerin;
“Ölen ineklerimiz bir ihmal kurbanımı?” sorusunu da onlar adına dile getirivereyim.
E-postama gelen bilgi içerikli notta, Kocabaşlar köyü civarında telef olan Büyükbaşların görselleri de yer alıyordu.
Bilgi aktarılırken, yaşanan b acı olaya ilişkin; “Geçtiğimiz günlerde İlçenin dağ köylerinden biri olan Kocabaşlar köyü Çırpılık mevkiinde, (Adı da verilerek, bir şirket hedef gösteriliyordu)”
Deniliyordu ki; “Bu şirketin, sondaj çalışması yürüttüğü bölgede, 4 ineğin ölü olarak bulunduğu söyleniyor”
Yaşanılan olayı, söylenti gibi aktaran Lapseki köylüleri beraberinde telef olmuş büyükbaşlara ait fotoğrafları da ekliyordu.
İddia şu; “Ölü bulunan hayvanlar, sondaj çalışmalarında kullanıldığı bilinen bentonit havuzu yakınlarında”
Hal böyle olunca da, ister istemez akıllara ‘bir ihmal, ya da tedbirsizlik olduğu’ sorusu düşüveriyor.
Peki ya, durum ne? Duyuyoruz ki, söz konusu çalışmalar, gayri resmi geçekleşiyormuş.
Bunu dillendiren, canından can giden köylüler. İddia büyük. Bunu duyunca, ilk tepkim geliyor; “Hadi canım…”
Sahiden böyle bir şey mümkün mü? Araya hafta sonu girdi. Sorgulamak, bilgi toplamak, elbet te ki güç.
4 ineğin birden ölü bulunması tesadüf mü?
Hele hele sondaj yapılan bir bölgede bulunduğu iddiası, ve hat ta çekilen telef olmuş büyükbaşları anlatır o fotoğraflar…
Dağlarında başı boş besicilik yaygın bir bölgede, haliyle köylüler tedirgin.
Çevreci hareketten çok, ben de dahil, Hayvan severler olarak bölede keşif mi yapsak acaba?
Hadi yaptık. Yeni canların ölümünü gördük, telef olmuş canların hareketsiz bedenleri ile karşılaştık. Bu durumda, Otopsi de şart…Öyle ya, kesin ölüm nedenini belirlemek gerek.
Köylüler diyorlar ki; “Bölgede sondaj çalışması yapan, (Bu arada adı yine zikredilen bir şirket. Ben rumuz geçeceğim)
E…. E….. ‘ nın çalışma yaptığı alandaki yakın bir su kaynağında inekler su içerek zehirlinmiş olabilir”
Bu iddia üzerine, doğal yaşamın diğer canlılarının da risk altında olduğu endişesine kapılmamak elde mi?
Bölgede, Tilki var, Çakal var. Tavşan, Kirpi, Karaca ve hatta Ayılar…
Sayamayacağım, kusura bakmasınlar tür ve isimlerini hatırıma getiremediğim onlarca, belki de yüzlerce tür.
Bu canlılara, Sürüngenler, kanatlılar da dahil.
Sözün özü, Köylüler tedirgin. Doğal yaşamda tüm canlılar risk altında olabilir. Bendeniz de bir hayvan sever olarak, ne yapabilirimin derdindeyim.
Bilinen bir başka gerçek de, günden güne bölgede yayılmaya başlayan söylentiler .
Hatta söylentilere göre sondaj çalışması yapılan bölgede güvenliğin alınmadığı dedikodusu da var ki, bu da insanoğlu için bir başka derginlik yaratan detay.
Hadi büyükbaşlar öldü. İneklerin ağzı dili yok, şikayetçi olamıyor.
Maazallah, bir köylü can verecek olursa….?
Şimdi aklıma düşen bir deli soru daha, ‘Çevreci hareket ile, hayan severler olarak kol kola girip, bölgeye seferler mi düzenlesek?