Yok yok. Başka bir coğrafyada yaşayamam. Bir konu için, ne artısı, ne eksisi üzerine değil, hayli objektif doğal halinde tartışmanın yapılabildiği yegane şehrin insanlarıyız.
Sağcı solcu değil, Çanakkaleliyiz vesselam.
Yaşadığımız kenti o denli seviyoruz ki, sorunları ile de alışıklık içindeyiz. Yani; memleket meselesi yapmıyoruz bazı şeyleri.
Eksiklikler olacak elbet. Bazı hallerde görülmeyecek de sorunlar. Sorunlar gibi ve sorunları yaratanlarda…
İyi de nereye kadar? Nereye kadar gidecekse hayat, oraya kadar.
Sağcı da olsa, solcu da, herkes için tek mesele, herkes de biliyor ki, güzeller güzeli Çanakkale…
Son günlerde demeyeceğim, çünkü yalan olacak. Hanidir desem; o da abartı…
Herkesin yaşadığı sıkıntıları, öyle ya da böyle dile getirdiği adresten bir örneğe takıldım dün.
Örneğe gelen değerlendirmeler de tek kelimeyle örnekti. Nedeni basit.
Değerlendirmede bulunan isimlerin de tek derdi Çanakkale olduğundan, vurdulu kırdılı sözler değil, yapıcı, yapıştırıcı, sevecen, hayli de anlayışlı yaklaşımlar karşınızda.
Çanakkaleli olmak hakikaten bir ayrıcalık. Boğaz’ dan gelen iyot kokusunu teneffüs etmenin bir ayrıcalığı olduğu gibi hem de.
Her sabah, dalga şıpırtısının dinlenebildiği bir boğazın ortak komşularıyız. Nihayetinde tek derdimiz elbet te Çanakkale.
Derdi tasası olanların paylaşımları kadar, sokağının, caddesinin, çöp’ ünün dahi yaşattığı sıkıntıya kırmadan, dökmeden, yıpratmadan, suçlu da ilan etmeden veryansın yapılabilen bir başka yaşam alanı var mıdır dünyada?
Bu soruya, kimse var, ya da; yok da demesin…
Çanakkaleli var ise şayet bir coğrafyada, ettiği lafı tamdır, yarım gözükse de.
İltifatının altında dahi yatırır kurşun kıvamındaki sözünü. Anlarsın anlar sın da, ya bir küçük, ya da büyük içtikten sonra….
Diyecek sözüm yok elbet yaşanılanlara.
Sokaklar da orta boy gibi görülse de çöp çıkarma, ve de oluşan dağlar;
“Toplama zamanından sonra dökülmüştür de, ondan birikmiştir” diyen mahalleliye de başka bir yerde rastlayamazsın.
Sağcı da olsa, solcu da; Çanakkale ise şayet püf nokta, versin biriksin dağ gibi çöpler. Toplanır sıkıntıya ne gerek…
Ne diye eleştirelim ki, geçit vermez sokakları. Kaldırım üstünde duran demir çubukları
Vatandaş ev yapıyor kardeşim. Yapmasın mı?
Şimdi eleştirilen bir noktada, ve de verilen yanıtlarla. İşte Çanakkalem….
S. M. T. Y. ;“denetimsizliğin boş ver misliğin bazı kareleri” diye başlayan bir cümle.
Sonrasında da; “insanlar çocuklarınla nereden geçecek bu iş güzar insanlara kim hesap soracak burası 1 aydan buyana böyle. ilginize teşekkürler...”
Gelen değerlendirmelere de dikkat edelim lütfen. Farkı da farklılığı da görelim lütfen…
E. E. “ÇANAKKALE Belediyesi, Maalesef Denetim ve Hizmet Konusunda Son derece yetersiz Liyakatsiz...”
A. R.G. “ Çanakkale Belediyesi'nin bu birimi isini doğru yapmıyor ne yazık ki. Ben de üç dört defa fotoğraflı olarak uygunsuzlukları bildirdim. İlgileneceğiz dediler ama hikaye.
E. E. “ Ancak bütün her şeyin Başkan'dan Kaynaklandığına, dair bir genel kanı var toplumda, gerçeklik payı ortada”
DAĞ GİBİ OLMAZ SA, ZATEN YAŞAMAMAM Kİ BEN MAHALLEMDE…
Bir de dağ gibi birikmiş çöp’ler var.
Örnek mi? Mesela; Türkgücü…
Türkgücü’ ne çöp eziyeti değil bunun adı. O mevkiinin sokak yaşayanları var.
Kediler çöp karıştırmıyorsa bir mahallede, benim zaten ne işim olabilir ki öyle ruhsuz bir semtte.
Oluşan mini dağların da Vardır bir nedeni. Kimse de üzerine alınmasın da, kediler köpekler aç mı kalacak sokaklarda kardeşim…?