30 Temmuz Pazar günü, “Hayırdır inşallah... Ufukta Seçim mi var?” diye sormuştum. Bu soru ardından da, “Son günlerde, yüksek perdeden sözler geliyor…

Muhalefetin sesini yükselten İç Tüzük değişikliği için, gün geçmiyor ki okkalı sözler edilmesin.
Her gün, konuya dair yeni eleştiriler içeren sözlerle dolu açıklamaları, gerek e-postama gelen maillerden, gerek ise Başkent gündemini aktarır haberlerde okuyorum.
Ne var ki, böyle bir söz ve bakış ile, ilk kez iktidara yüklenildiğini fark ettim. Nasıl bir söz mü? Tam olarak şöyle;
“AKP 15 yıldır tek başına iktidar olmadı” diye konuşan CHP’ li Çanakkale Milletvekili Bülent Öz’ ün söyleminden söz etmiştim.
Denilebilir ki; ‘Öküz altında, Buzağı mı aradın?’ Ben de şöyle diyebilirim; ‘olabilir… ‘
Peki ya; Saçma sapan bir düşünceye kapılmadığımın bir göstergesi sayılır dün sabahki gelişmeler için, ‘Ne denir?’
CHP’ nin adı ‘Bülent’ olan bir başka kurmayı Bülent Tezcan’ ın, “Milletimizin yeni büyük taarruzunun işareti olacak” vurgusu ila yaptığı açıklamada, her ne kadar ‘Adalet kurultayı’ olacağı dile getirilse de, içinde 30 Ağustos tarihi de bulunan Çanakkale buluşması seçim öncesi hazırlık anlamı taşımaz mı? Şahsi düşüncem o dur ki, bir mani değer tarih… Yani 30 Ağustos.
 Meraklandınız değil mi? ‘Nereden çıktı bu seçim?’  
Ortada bir seçim yok. Yani, açıklanan bir tarihte yok. ‘İçgüdüsel desem’, kim inanır?
Okuduklarım ve duyduklarım, bende böyle bir düşünce hasıl etti. Anlatayım da, sizde bir değerlendirin son durumu.
 CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, “Bütün toplum kesimlerinin adaleti tartışacağı ve adaletle ilgili yol haritasını çıkaracağı bir kurultay talebi geldi.”  diyerek başladığı sözlerinde, dikkat kesildiğim bir tarihe yer veriyordu. Diyordu ki;
“26-30 Ağustos tarihleri arasında Çanakkale’de 5 günlük bir ‘Adalet Kurultayı’ yapacağız. ‘Adalet dosyasına koyacak benim de bir arzuhalim var’ diyen herkesi, 26-30 Ağustos tarihleri arasında, Çanakkale’deki ‘Adalet Kurultayı’  mıza davet ediyoruz”
Şimdi aklıma başka soru daha çıktı, ‘ Bir ön prova mı olacak?’
Adalet yürüyüşü için de böylesi bir teoriden bahsedenler olduğunu varsayarsak, Çanakkale buluşması için de benzer düşünce akla gelmez mi? Benim geldiğine göre, komplo teorilerinin hep hissedildiği güzel yurdumuzda, bu da bir olasılık.
 
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, bir anda ülke gündeminde öne çıkan bu konu başlığı için, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyip konuştu dün.
Bir başka tanıdık vaka üzerine de sözleri vardı. Hani havaalanı çıkışında sayın Merkez ilçe Belediye başkanımız Gökhan’ a yapılan türden (bir saldırı mı desem, sataşma mı?)
Sayın Tezcan’ ın sözleri, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e yönelik o saldırı girişimine dair olmuş.
Konudan konuya atladığımı varsaymayın ancak, dün’ ün detaylarında bu konuda vardı.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr.  Yılmaz Büyükerşen’ e yönelik saldırıda bulunulduğuna dikkat çekerken CHP sözcüsü Tezcan; “Herkesin şunu bilmesi gerekir. CHP’li belediyelerin olduğu yerde rant çetelerine fırsat verilmeyecektir. CHP’li belediye başkanlarının görev yaptığı yerler, halkın hizmeti için çalışılan yerlerdir” şeklinde konuşmuş.
Bizdeki benzer saldırının nedeni rant değil, başkaydı ya, neyse. Benzerlik, saldırının odağındaki isimlerin hem Partili hem de belediye başkanları oluşu diye bu ayrıntıyı da es geçmeyeyim dedim.
Gelelim, ‘Çanakkale’ de ne olacağına.
Geçen gün ve haftaların uzunca konuşulan konusu ‘Adalet Yürüyüşü’
Günlerce konuşulan o yürüyüşün ardından, adı yine Adalet olan bir buluşma için, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Şehitler coğrafyası adres olarak belirlenmiş.
26-30 Ağustos tarihleri arasında Çanakkale’de ‘Adalet Kurultayı’ yapma kararı aldığını duyururken CHP sözcüsü Tezcan; Adalet yürüyüşünün ardından toplumun her kesiminden çok önemli çağrılar geldiğinden bahsedip,  bütün toplum kesimlerinin adaleti tartışacağı ve adaletle ilgili yol haritasını çıkaracağı bir kurultay talebi geldiğini de vurgulamış.
Ve demiş ki; “Böyle bir talebe kulaklarımızı tıkayabilmemiz mümkün değildi. O nedenle 26-30 Ağustos tarihleri arasında Çanakkale’de 5 günlük bir ‘Adalet Kurultayı’ yapacağız. Bu ‘Adalet Kurultayı’nda, bütün boyutlarıyla toplumun her kesimi Türkiye’de yaşanan adaletsizlikler, adaletin katledilmesinde gelinen nokta ve çıkış yollarını konuşacak”
 Kurultay düzenleme kararlarının nedenini açıklarken ise; “Tarihimizde atalarımız bütün büyük devlet meselelerin ve toplumsal sorunları kurultaylarla çözmüşler. Halk olarak bir araya gelmişler ve kurultaylar aslında bugün anlaşıldığı gibi partilerin organik toplantıları değil; büyük toplumsal meselelerin çözüm yerleri olmuşlar” hatırlatması yapmış sayın Tezcan.
Çanakkale’nin önemli bir merkez olduğunu vurgulayıp; “Çanakkale, ilk defa hiçbir etnik ayrım gözetmeden ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan önce bu milletin Türk, Kürt, Laz, Çerkez ayrımı gözetmeden bir arada işgale karşı koyun koyuna savaştığı yer.
Herkesin kanının topraklarıyla yoğrulmuş ve ulus bilincinin ilk tohumlarının atıldığı bir direniş destanı.
Bu nedenle bunu Çanakkale’de yapmanın anlamlı olacağı görüşü ortaya çıktı.” Şeklindeki anlatımı ardından, adeta bu kurultay için, ‘ neden Çanakkale?’  sorusuna da duymuş olacak ki peşinen yanıt vermiş.
Çanakkale olunca işin içinde, insanın idisini, dıdısını kurcalayası geliyor.  30 Ağustos tarihini anlatmaya elbette gerek yok. Fakat sayın Tezcan’ ın bu sözlerine de dikkat kesilmemek elbette olmaz.
 Sözlerinde geçen bu bölüm, hayli dikkat sekilmeye yetti ve arttı aslında.
CHP sözcüsü; “ 26-30 Ağustos tarihleri arasının bir başka özel önemi var; Büyük Taarruz’dan büyük zafere giden yolun tarihidir. Bu nedenle o aradaki 5 günlük dönem, milletimizin bir yeni büyük taarruzunun ve yeni büyük zaferinin işareti olacak önemli görüşmelerin yapılacağı bir yer olacaktır” demiş güzel Çanakkalemiz için.
Partiler üstü vurgusuna da kulak kesilmemek olmaz dı ayrıca CHP sözcüsünün. Adalet Kurultayı’nda, Türkiye’nin bütün temel meselelerinin konuşulacağını belirtip;“Herkes kendi adaletsizliğiyle ilgili meseleyi bu platformda konuşabilecek. Bu kurultay, bir partinin kurultayı değil. Bu kurultay, partiler üstü bir kurultay; adalet isteyenlerin kurultayı. Adalet dosyasına benim de koyacağım bir arzuhalim var; diyenlerin geleceği bir kurultay”demiş.
Haydi hayırlısı. Ne kadar arzuhal gelecek, kaçına kulak verilecek.
 AK Parti Genel Başkanı ve 12. Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin teşkilatına yönelik yaptığı ‘Yorulan varsa kenara çekilsin’ açıklaması üzerinden, erken seçim ihtimaliyle ilgili görüşü sorulan Tezcan’ a  yönelen soru, benim seçim ile ilgili ön görüme bir başka örnekti ya neyse.
 Bu soruya verilen yanıt benim hayli dikkatimi çekti. CHP sözcüsü Tezcan, “Erken seçim tartışması ne kadar gündeme gelir, onu bilmiyorum. Parlamentoda belli bir çoğunluk var. Parlamentoda bu noktada bir irade oluşursa her zaman söylüyoruz, muhalefet partileri seçimden kaçmaz.
Biz, yarın seçim olacakmış gibi hazırız. Yorgunluk meselesine gelince, aslında bakarsanız AK Parti Sayın Genel Başkanı siyaset yorgunu. Sayın Erdoğan’ın yorgunluğu Türkiye’yi yoruyor. Bu yorgunluktan çıkmanın yolu Türkiye’de hızla ve acil bir iktidar değişikliğinden geçiyor” demiş.
Benim, bir seçmen olarak tepkim var. Seçim süreci de bir başka yorgunluk nedeni değil mi? Seçmenin yorgunluğunu hiç düşünen yok. Pes vallahi.