Felaketin adı belli; 'Yüzyılın Felaketi'
İnsan üşüyorum, acıktım demeye utanıyor. Dahası, gece yatağına girip, üzerine yorgan çekemez oldu. Tarifsiz bir utanç durumundayız.
Yiyemiyor, içemiyoruz. Türkiye’nin her bir köşesinde, yaşam farklılaştı. Psikolojik duruma gelince, “Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim” durumundayız. Üstelik hepimiz...
Sıradandı ve üstelik hemen her gün birbirimize sorardık; “Nasılsın?” diye. Şimdi soramaz olduk...
Üstelik bir an dalgınlık halinde gelse bile böylesi bir soru; yanıt veremez olduk.
HAVADAN, KARADAN, DENİZDEN... O bölgeye ulaşma derdindeyiz günlerdir.
Tır’ lar, kamyonlar... Hatta hatta, minik otobüsler yollarda. Ambunaslar dahi, yardım malzemesi taşır durumda.
Uçaklar var bir de... Hava koridoru oluştu, yardım için... Denizden de harekat sürüyor.. .
Tek derdimiz, yardım ulaştırmak. Biliyoruz ki, bir pet şişe su, bir battaniye, bir çorap. Eldiven, bere, sıkı sıkı giyinmek..
Kazak lazım, mont , kaban lazım. Üstelik ilaç, öyle gerekli ki...
Adını duyar duymaz, tüylerimiz dikilecek şimdi... Nene Hatun... Biliriz değil mi o ismi. Hem de çok iyi biliriz.
Yıl bilmem kaç. Çok zor günler. Kurtuluş savaşında Millet... Nene hatunlar öyle çok ki... Kağnısının ardında, bebeği sırtında. Hava ayaz mı ayaz. Kar desen, her yanı kaplamış...
Cepheye mermi sevkiyatı yapan Nene Hatular, kundaklamış ve sırtlanmış bebesini... Kar’dan , soğuktan koruyacak o kundak...
Lakin, Mermi de ıslanmamalı... Ne yapıyor Nene Hatunlar, kundağı çözüyor, merminin üzerini örtüyor.
Şimdi ki gibi sanki... Şimldi, can kurtarma, kurtulan can’a can aktarma derdinde yüce Millet. Ve ne gariptir ki; ‘Nene Hatun ‘ görevde yine...
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bağlı, Çanakale boğazında konuşulanan, dev kurtarma römorköründen söz ediyorum. Adı: Nene Hatun...İyi ki sen hep varsın be Nene Hatun...
Yüklendin güvertene yardım yükünü, çıktın acı denize... Son sürat dedi Kaptan, Çarkçıbaşına. Tam yol tam gaz, çıktın seferine.
Dün de, Adnan Manderes yolda idi...
Sabah saatleri... Veheceflerde bir anons..
İlk temas; Gelibolu VTS ile... Sonra, Sektör Nara, sonra Sektör Kumkale ile telsiz teması.
Yol alıyor hızla, adı üzerinde hızlı feribot. Adına geleyim şimdi, Adnan Menderes
Demokrasi şehidimiz, eski Başvekilleriiztden rahmetlinin adını taşıyordu hızlı feribot.
Hızla ilerliyordu rotasında, Rota İskenderun limanı... Deprem bölgesine giden. Gönüllüler di yolcusu, bağışlananlar dı yükü.
ALINTERİ, ‘BEN DE VARIM’ DEDİ
Yardım malzemesi toplayıp, deprem bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için tam bir seferberlik yaşanıyor Çanakkalemde.
Tır ve kamyonlar dolusu ihtiyaç maddeleri çıktı yola, çoktan ulaştı.. Yenileri çıktı sonra yeniden yola... Konvoylar oluştu, adı; Yardım Konvoyu...
Koli koli hijyen maddesi, koli kolu bisküvi... Alınteri, yükledi bir kamyon, çıktı yola... Uğurlar ola...
Alıteri demiş iken, bildik değil mi bu ismi... Boğaz ulaşımının asırlık şirketi...
Dönelim güne...Filosu hayli geniş, Çanakkalelilerin şirketi diye her fırsatta dile gelen şirket,
Nerede onun gemileri?...
Neden katılmadılar denizden oluşan yardım koridoruna?...
Hız gerek desem, hızları da yerinde aslında... Marmara’da, Kuzey Ege’ de, yol alabilen güçlü gemiler de var ya neyse...
Allahtan, Nene Hatunlar var... Hızı yüksek, Adnan Menderes ve diğer feibotlar var...
İyi ki varlar... Allah onlara, her seferinde Selamet versin..