100 yıl sonra, aynı tarihte bahsedecektim. , 7 Şubat günü. Olmadı, malum gündem belli.
100 yıl sonra, aynı tarihte bahsedecektim. , 7 Şubat günü. Olmadı, malum gündem belli.
1923 tarihinde, yüce önderin Verdi bir Hutbe var. Balıkesir, Zağnos paşa camiinde, Sarı Saçyım, Mavi gözlüm sesleniyor cemaate..
“Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür.” Diye geiyor ilk sözü.
Sonra dedikleri; “Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun.
Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur.
Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir.”
BU DA BENİM AYIBIM. Bi haberdim ben bu Hutbe’den.. Sosyal medya olmasa, yine bi heber kalacaktım.
Gazi Mustafa Kemal’ in “İnsanlara maneví mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir” şeklindeki vurgusu ne de dikkat çekici değil mi..
Hele ki, hutbede geçen şu dedikleri; “Çünkü dinimiz; akla,mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir.
Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilâhî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi.
Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak'tır.”
7 Şubat gününü bekledim, bu hutleden haberdar olduğum günden itibaren. Amacım, 100’ncü yılında bahsetmekti bu hetbeden.
Son aktardığım ifadelerden, bir şey çıkardım ya kendimce, neyse.. Bu noktada yorum, ebetteki herkesin kendine.
Yüce önderin bahsetitğim o vurgusu şöyle idi; “Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak'tır.”
Dahası da vardı söylediklerinin.
Bahsedeyim o denilenlerden de;”Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti.
Biri kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi.
Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı. Hazret-i peygamber'in mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize ve milletimizin şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah'ın huzurunda bulunuyoruz.
Beni bu şerefe kavuşturan Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır.
Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.
Efendiler! Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır.
Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır.
Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lâzımdır.
İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için her şeyden önce hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.”
Böyle sözler etmiş Yüce önder, verdiği Hutbasinde..
Bu sözleri şimdilerde yeni işitenim.. Dedim ya, bu da benim ayıbım..
DETAYLARDAN SÖZ EDEYİM AYRICA
Tarihçiler kaleme almış bu bilgileri. Şöyle deniliyor; “Atatürk'ün Balıkesir'i ziyaretleri 7 kez oldu. Bunlardan ilki, 6 Şubat 1923'te gerçekleşti.
İzmir'den trenle Balıkesir’e gelen Mustafa Kemal Paşa'nın beraberinde eşi ve Kâzım Karabekir Paşa ile diğer zevat bulunuyordu.
Milli Kuvvetler Caddesi üzerine serilen halılar ve devasa taklarla süslenen cadde boyunca halkı selamlayarak Belediye binasına gitti ve burada yapılan geçit törenini izledi.
Balıkesir Gazi Mustafa Kemal Paşayı büyük bir sevgi ve coşku ile kucakladı. Paşa geceyi Sacitzade Mahmut Bey'in evinde geçirdi.
Mustafa Kemal Atatürk sürekli Anadolu'yu dolaşarak, halkının yanında olmuş, sorunlarını dinlemiş, Cumhuriye'tin kurulmasına yardımcı oldukları gibi korumalarını da istemiştir.
Nitekim,7 Şubat 1923 günü öğleyin Paşa Camii'nde okunan mevlidden sonra minbere çıkarak yaptığı konuşmada da bu konulara değinmişti.
‘Balıkesir Hutbesi’ diye anılan bu konuşmasında ‘Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun’ diyerek söze başladı ve kurulacak yeni devletin temel esasları ile devrimler ve cumhuriyete ışık tutan mesajlar verdi. Atatürk, Zağnos Paşa Cami Hutbesin de cemaata seslendi.”