Dün şöyle bir Türkiye turu yaparak güne başladım. Sanal olsa da ülke turum, pek de yorucuydu bilesiniz.

İçinde ‘Çanakkale’ geçen cümleler ağırlıklı arama yaptığımda denk geldiğim bir açıklama, bir yandan içimi rahatlattı. Çünkü çağrı ilginç ve kesinlikle insan odaklıydı.
Bir de olmazsa olmaz görevlere ilişkin bir söylem vardı ki, işte iç rahatlatan tam olarak buydu. Kimsesizlerin kimsesi olacak Cumhuriyet örneği verilerek, birilerine görev hatırlatması.
 Neyse, bu konuya yazımızın sonlarında değineceğim.
Gündeme damga vuran bir söz üzerine gelen değerlendirmeler ağırlıklı olarak dikkatimi çekse de içinde ‘Çanakkale’ geçen o denilenler odaklanmama asıl endendi.
CHP liderinin sözleri ve soruları, bir anda tüm odağımı üzerine yöneltmeme yetiyordu. Ne de olsa içinde Çanakkale de geçiyordu.
Bir söz diyerek bahsettiğim ve dikkat çeken değerlendirmelere yol açan, ‘yeni devlet’ tanımlamasını duymayanımız kalmamıştır.
Sert ve oldukça öfke yüklü söylemler, birkaç gündür bahsettiğim o söz üzerine ediliyordu.
CHP lideri, Kılıçdaroğlu’ da dün Başkentten ses verirken; “Siz bir devletin nasıl kurulduğunu biliyor musunuz?" sorusu eşliğinde tabiri caiz ise açmış ağzını yummuş gözünü.
Ülkede ne oluyor, ne bitiyor’ u haber ajanslarının bültenlerinde anlamaya çalıştığım hemen her gün, yorulmama neden elbette ki gündem. Sanal da olsa attığım Türkiye turu, edilen sözleri okuyup gerilmemek elde olmuyor, bu da yorgunluğu haliyle arttırıyor.
Kendime kendime diyorum ki; ‘Bile bile yorgunluk bu olsa gerek…’
Yorgunluğu arttıracağı şüphesiz de, Başkent gündemine dün daha fazla vakit ayırdım. Nedeni, önümüzdeki günlerde yapılması planlanan CHP’ nin etkinliği. Adı, ‘Adalet Kurultayı’ konulan buluşma.
Bu konu üzerine, ‘CHP lideri ne diyor?’ merakımı gidermeye çalışırken, bir de ne duyayım? Adeta edilen sözler Ateş olmuş püskürüyor.
Başkent gündeminde, içinde Çanakkale sözü geçen konuşma ararken, ‘aha buldum…’ diyorum ve CHP Liderinin açıklamasını görüyorum.
Gazetemizin abonesi olduğu İhlas Haber Ajansı nın bülteninde yer alan o açıklama CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu’ na ait sözlerden oluşuyor.
Şöyle başlıyor sözler; "Çanakkale’de Adalet Kurultayı toplayacağız. Adaletin yürüyüşünde sadece yürüdük. Şimdi niçin yürüdüğümüzü yine toplumun her kesimini davet ederek, bizim gibi düşünmeyenlerin düşüncelerine de değer ve önem vererek onları da davet edeceğiz" diyerek.
Çağrı anlatımı ile gelen sözlerin devamında CHP lideri; "Şunu gururla her yerde söyleyebilirim; eğer bir insan bir kentte yaşamak istiyorsa, huzur içinde yaşamak istiyorsa tercih edeceği kent CHP’li belediyelerin yönettiği kenttir" diye de ekliyor.
Denilebilir ki Başkent’te ‘Buram buram Çanakkale reklamı’
Öyle ya, Çanakkale’de CHP’ li belediye…
 
Şimdi gelelim, bu güzel Çanakkale reklamı sonrasında, insanı yoran gündeme ilişkin değerlendirmeye.
CHP lideri, İktidar kanadından Ayhan Oğan'ın 'yeni devlet' açıklamalarına ilişkin, "Densiz bir kişi, ahlaksız bir kişi. Tarihine saygı duymayan bir kişi. Siz bir devletin nasıl kurulduğunu biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nasıl kurulduğunu biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti saraylarda mı kuruldu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti zengin sofralarında mı kuruldu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti birilerinin önüne diz çökülerek mi kuruldu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti acıyla, kanla, gözyaşıyla kuruldu" şeklinde sıralı sorularla hayli de sert sözlerle konuşmuş.
Sözlerinde ağır suçlama da var, ağır dozda eleştiri de. Densizlik ve ahlaksızlık tanımlaması da. Yani görülüyor ki, Ana muhalefetin lideri açmış ağzını yummuş gözünü.
Başkent gündemi, edilen bir söz ardından hayli gergin kısacası. ‘Peki ya, Çanakkale…?’
Bu konuda Çanakkale’ nin tavrını ortaya seren görüşler CHP kanadından Milletvekilleri düzeyinde gelmedi değil.  Tepkiler dün yerel gazetelerimizde yer buluyordu. Örnek verecek olursam, gazetemizin üst manşetinde bu konuyu da kapsayan CHP’ li vekil Av. Erkek imzalı bir soru önergesinin, verildiğini duyurmuştuk önceki gün.
Sanal Türkiye turu sırasında, Yorgunluğumu arttıran gündeme dair sözlerin bir kısmı Çanakkale üzerinden ediliyordu.  ‘Bir de… dikkat kesildiğim talimat andırır istemler’
Nasıl mı? Anlatayım; CHP Genel Merkezince planlanan ve 26-30 Ağustos tarihleri arasında Çanakkale'de düzenlenecek 'Adalet Kurultayı' ile ilgili değerlendirmelerde bulunmak üzere,  partisinin belediye başkanlarını Bilkent Otel’de toplayan Genel Başkan Kılıçdaroğlu;
“Yaz geldi tatil yok. Hepimiz çok çalışacağız. Niçin çok çalışacağız? Çünkü Türkiye’nin umuda ihtiyacı var.
Hepiniz bu umudu büyütmek ve yeşertmek zorundasınız. Sonu belli olmayan bir sürecin içerisindeyiz. Her gün yeni söylemler. Toplumu diken üstünde tutuyor. Ama belediye başkanları olarak sizin göreviniz bulunduğunuz beldede halka güven vermektir” diye sesleniyordu.
CHP lideri partili Belediye Başkanlarına güven verin diyordu. Ne güzel…
Bir de diyordu ki; “Her sorun için başvurulan kişi olmalısınız. Sorunu ne olursa olsun. Belediyenin görev alanı içine girmese dahi o vatandaşın sorunuyla birebir ilgilenmelisiniz.
Vatandaş kendisini kimsesiz hissediyor. Oysa bu ülkenin kurucusu ne demişti; ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir’ demişti. Cumhuriyet ve vatandaşa sahip çıkmak hepimizin ortak görevidir”
Keşke sayın Kılıçdaroğlu keşke…. Sorgulayan insanız diye, bir ana avrat küfür yemediğimiz kalıyor. Kim den mi?  partili Belediye Başkanınızdan…
Bunu da bir dip not olarak sunayım dedim. Belki benim de sesimi siz duyarsınız. Kim bilir…?
O denli hakareti, kişisel sorundan kaynaklı yapsalar ‘belki’ der insan da, sorgulayan insan, gazeteci  olunca hakaretin nedeni, nasıl olacak o dediğiniz?
Yani; ‘sorun ne olursa olsun, belediyenin görev alanı içine girmese dahi, o vatandaşın sorunuyla birebir ilgileneceksiniz’ şeklindeki öneriniz…?
İnsanız ya, sorgulayacağız da. Kapsama alanı içindeki konulara bu denli hakaret varken, bir de kapsama alanı dışına kim bilir ne olacak?
Ben döneyim satırlarıma. Sanılacak ki kişisel konuları yazıyorum. Hiç de değil. Mesela; Grandi direği, grandi direği olalı, böylesine deniz hasretliği çekmemiştir. Hem de boğazın kentinde, Çanakkale’ de.
Yat limanında, rıhtımdaki o direk konumu itibariyle ters duruyor bilginize.
Geceleri de ışıl ışıl hali, Grandi’ nin özelliği ve görevi dışında bir görünüm veriyor. Boğazdan genellikle gemiler içinde denizciler geçiyor. Bakıp bakıp gülüyorlarmış. Öyle duydum…
Grandi renkli lambalarla meteorolojik verileri paylaşıyor desem, bildiğim kadarı ile öyle de değil bu hal. Yok sa bir tür kasırga anlatımı mı yapılıyor? Çözemedim gitti…