Köşe yazarlığımın yanı sıra aynı zamanda İYİ Parti’nin Çanakkale il teşkilatında Siyaset Akademi Başkanlığını da sürdürüyorum.

Bu bağlamda hazırladığımız ders notları doğrultusunda Çanakkale İYİ Parti il, ilçe başkan ve yöneticilerine İYİ Partinin kurumsal kimliği adına eğitimler veriyorum.İYİ Partinin parti programının biçim ve içeriği, aynı anayasamız gibi bir girizgâh ve ardından da ilke ve amaçları şeklinde kaleme alınmıştır.
Mesela Atatürk ve Atatürk ilkeleri ve Türkiye’nin kurucu değerleri en büyük, en önemli ilke ve amaç olarak yazılırken, Türk Milletinin şanlı geçmişi ve bugünlere gelişi edebi bir izahla sahiplenilmiştir. 
İYİ Partinin ilkeleri arasında öyle bir ilke var ki İYİ Parti’nin siyaset anlayışının ve amacının püf noktasıdır .
“Çoğulcu, katılımcı, kapsayıcı pozitif siyaset yapmak.”
Çoğulculuk ilkesi gereği İYİ Parti başkan ve yöneticileri gerek kendi parti içinde ve gerekse dahil olduğu oluşumlarda bu prensibe uyarak hareket ediyor.
Çoğulcu ve çoğulcu demokrasi, kitabi olarak şöyle tarif edilir.
Çoğulcu; çeşitli eğilimlerin, düşüncelerin, yönetimde etkisini kabul eden siyasi yöntemdir.
Çoğulcu demokrasi; Çoğunluğun mutlak hakimiyetini reddeden, azınlıktakilerin siyasal ve kültürel haklarının kabul edilmesi gerektiğini ve azınlığın da bir gün çoğunluk olabilme hakkının verilmesini savunan demokrasi anlayışıdır. Demokrasinin gelişim sürecinde, çoğunluğun devlet yönetimindeki kararlarının mutlak olması, azınlık haklarını kısıtlayabileceği kaygısı çoğulcu demokrasiyi ortaya çıkarmıştır. Azınlıkta veya muhalefette olanların korunması, düşüncelerin serbestçe hiçbir baskıyla karşılaşmadan söylenebilmesi çoğulcu demokrasi için şarttır. 

Aşağıdaki kaleme alacağım düşünceler tıpkı önceki yazılarımda olduğu gibi yine benim şahsi düşüncelerimdir. İYİ Partiyi bağlamaz.
Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı hususunda altılı masa içerinde Kılıçdaroğlu esintilerin tesiriyle; ideal ve düşüncede HDP’ye yakın duran CHP mihverinde hareket eden DEVA ve GELECEK Partisinin ve milletvekili kaygısıyla hareket eden Demokrat Partinin ve Sadet Partisinin siyasi duruşu elbette ki Kılıçdaroğlu’ndan yana olacaktır. 
Kaldı ki önümüzdeki bir iki gün içerinde Kılıçdaroğlu’nun 6 Mart gününden önce  HDP dahil diğer bileşenleriyle görüşüp destek arayışına girişmesi, siyaseten başka anlamlar da ifade etmektedir. Olasılıkla Kılıçdaroğlu kendi adaylığını “çantada keklik” görerek karar almaya kalkışması altılı masanın kuruluş ve mutabakat anlayışına aykırı bir davranıştır. 
İYİ Partinin etkin desteği ile ANKARA ve İSTANBUL belediyelerini elde eden CHP,  halkın istek ve desteğine rağmen bu iki belediye başkanını cumhur başkanlığı adaylık larını tartışmasız reddet mesi siyaseten akla ve mantığa sığar mı? Bu iki adayın önünün Kılıçdaroğlu ve CHP yöneticilerince Kılıçdaroğlu lehine kesilmesi ne derece demokratik ve ilkeli bir anlayış olarak da anlaşılamaz mı?
Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminin, halkın nezdinde oldukça güçlü desteğe sahip Mansur Yavaş ve Ekrem İmam oğlu’nu yarış dışı bırakması ülkenin çıkarları açısından siyaseten ne derece doğru olabilir ki?
Kılıçdar oğlu ve ekibinin Cumhurbaşkanlığı seçiminde halka Rus ruleti oynatmaya hakkı var mı?
Dolayısıyla İYİ Partinin altılı masa kararına itirazına bir de bu açıdan bakmak gerekmez mi? 
İYİ Parti çoğulcu ve katılımcı siyaset anlayışının gereği olarak parti içi istişarelerde bulunması abeste iştigal değil, İYİ anlayışının gereğidir.
Her haluklarda herkes emin olmalıdır ki;  İYİ Partililer partileri nin vereceği karar doğrultu sunda hareket edecek ve açıklanan cumhurbaşkanı adayını destekleyeceklerdir.
Ama anlamadığım husus, Kılıçdaroğlu ve destekçilerinin hesap hataları üzerinedir.  Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşında az da olsa seçimi kaybetme olasılığı varken Kılıçdaroğlu ve destekçileri neden HDP oylarına güvenerek İYİ Parti ve seçmen tabanını gözden çıkarılma yoluna gidiyor olmalarıdır. 
Altılı masa içinde samimiyet tartışmasının, arka plan hesaplarının olduğu açık açık bellidir.
İYİ Parti’nin tek arzusu, Türkiye’nin acilen demokratik parlamenter sisteme kavuşmasıdır. Tek adam rejiminden kurtulmasıdır.
Ama herkes emin olmalıdır ki İYİ Partiler “kan kusar kızılcık şerbeti içtim” der ve altılı masanın adayını yine de destekler.

Herkes kendine baksın…