Siyasetin içinde olsam da siyasette olup bitenlere pek aklım ermez desem kendimle ters düşmüş olurum. Aylardır yıllardır kol kola yürüyen Akşener ve Kılıçdaroğlu geçen hafta anlaşılmaz şekilde anlaş
Niye toplumu gerdiler ve neden birdenbire anlaştılar açıkçası anlamadım.
Cuma günü Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayıyım dedi.
Akşener konuyu tartışalım dedi.
Kılıçdaroğlu tartışmam dedi.
Akşener Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu dedi.
Kılıçdaroğlu olmaz dedi.
Pazartesi günü Akşener’in ısrarla sahip çıktığı ve önerdiği iki belediye başkanı Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak kabul görmek kaydıyla uzlaşı sağlandı.
Onca kızılca kıyametin neden koparıldığını anlayan varsa bana anlatsın.
Adına ister altılı masa deyin, isterse 5+1 deyin hiç fark etmez, açıkladıkları sonuç bildirisinden de öte bazı konularda anlaşma sağlandığını düşünüyorum.
Ama açıklanan on iki maddelik bildiri üzerinden konuşacak olursak, kervanın yolda düzüleceğidir.
Öyle maddeler var ki devletle ilgili bir karara varmak için dahi altılı masanın ortak kararını aramak gibi tuhaf maddeler var.
Neticede Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın iktidardan indirmek için uzlaşan altılı masanın esasında onun ötesinde çok büyük umut vaat etmediğini düşünüyorum.
Türkiye’yi enteresan günler bekliyor.
Ama siyaseti düşünerek, sorgulayarak değil de “uydum imama” anlayışıyla yapacak olursanız sadece partileri yöneten bir avuç insanın amigoluğundan öteye gitmeyen bir siyasetçiliğe de razı olmanız gerekir.
Zor zor.
Türkiye’de siyaset bizim gibi düşünce zengini ama paranın fukarası insanların yapacağı iş değil.