Aklıma gelmezdi hiç, meslektaşımın ardından yazmak. İfadeler bitti sanki, yok söz bitti.. Kelimeler gelmiyor ki aklıma, bir cümlü kurabileyim.
Biz gazeteciler, çok eksildik.. Bir bir gidiyor mesai akdaşlarım.. Turhan amca, Turhan Narler, Yaşar ağabey, Yaşar Türe, Star cahit , Cahit Yılmaz der iken, gigderek çoğaldı çanakkale merkezden kaybettiklerimiz.
Orhan Mutay oldu sonra giden isimlerden biri.. Cemal Oral oldu.. Mehmet Çelen oldu. Şimdi de Ayhan Öncü...
Hatırlamak istemiyorum gidenleri, hep var gibiler.
Öyle tutuyorum aklımda, var gibi, aslında artık aramıızda olmayanları..
Cep telefonlarını dahi silmedim.. Ara ara rehberi tarar iken gözüme takılıyor, işi vardır şimdi çaldırmayayım deyip kendimi avutuyorum..
Ben böyle bir ruh halinde ikenş, peki ya onların eşleri çocukları?!...
İlçelerde görev yapan meslektaşlarımdan da çok giden oldu.. Çok eksildik, bir bir der iken sayı aslında gidere çoğaldı.
Ne Sezek'i (Mustafa Sezek)unuttu kalbim, ne Gelibolu'dan Cevdet ağabeyi, ne de Biga' dan Ferit ağabeyi.. Hele ki Çan'dan Mustafa ağabey..
Eksildik giderek biz, bizim takım gittikçe azaldı.. Velhasıl; giden çok oldu ansızın..
Gitmek, hepimizin yapacağı oılacak bir gün.. Belki ansızın, belki günlerce çekerek.. Kim bilir?!..
Ayhan ile sahada çok mesai harcadık. Yangınlar, cinayetler, gemi kazaları.. Rutin haberleri pek takmazdık.. Hep hareket hep hareket..
Ve bir şarkıyı pek söylerdik birbirimize, keyfiten tabi:"Atlayıver Çekirge, Zıplayıver Çekrige, vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı Çekirgeeee"
Haber atlatmak, gazetecinin en keyif aldığıdır..Özel patlattın mı haberi, şırka sözleri hemen tekrarlanır..
Bizde öyle yapardık genelde.. Gül gül, ölürdük sonra da..
Buarada, tepki de gelirdi elbet.. karşıılıklı bağrıış çağrışlar..
"Görürsün sen !..." tehditleri mesela; havada uçuşurdu aramızda..
Öyle de olurdu genelde, ben görmesem, başkası görürdü, görürsün sen denilerek vurgulananı..
Karşılıklı Haber atlatmak garanti yani..
Gazetecilik zordur, hele ki günlerce süren orman yangınları sırasında, günlerce sahada kalma meselesi..
Bazen, sogutma çalışmaları da biter, Görevlilerin tümü sahayı terk eder, biz halen oralarda olanlardık..
Gelibolu Büyük yangınını unutamıyorum.. 1994 yılı 24 temmuz.. Günlerce sahadaydık Ayhan başta, değerlerimiz ile..
Bu fani dünyadan daha önceden gidenler, Turan amca, Yaşar ağabey, Mehmet Çelen, Gönül Çelen, Star Cahit..
Koskosa yarımadada, birlikte adım atmadık yer kalmadı desem, sanrım abartmış olmam..
Ne çok anılarımız var Ayhan ile.. Çok biriktirdik anılardan, başka da birikim yok ki zaten.. Anılar biriktirmeye yatırdık sanki, aslında kısacık olan bu hayatı...
Hiç unutmuyorum.. Ayhan evlendi.. Düğün gecesi... Gece gündüze dönecek sabahın ilk asatleri, 01.00 ya da 01.30
Bakın ne oldu?!...
Ezine'de otel yakma mevzuusu.. Haliyle, haber atlattık der iken biz Ayhan'a, bizden evvel uçmuş sanki Ezine' ye..
Böyledir zaten bizde tüm mesele.. Haber ise bizi bekleyen, uçar giderdik..
Keşke diyorum bazen.. Her şey haber değil ki?!...
Nurlarda uyu arkadaşım..
Sen de gtitin, bizler bir daha eksildik.. Olmadı da, yapacak da bir şey yok.. İlahi emir, sana geldi, sen de gittin..