Öyle olacak ki, Türkiye’ nin en büyük Beldesi’nin, Partili Belediye’ sinin Doktor Başkanı’ nın dediği gibi son noktayı koymuş.
Buna ilişkin yorumumu dile getirsem, acaba yanlış mı ederim?
Belki de benzetmem saçma olacak lakin, genelde Genel Başkanların ağzındın çıkan söz kanun gibidir ya, o nedenle son çıkış için Kanun Hükmünde Kararname desem, absurt düşmemiş olacak. Ben de dedim gitti…
Geçen 15 Ağustos günü dile getirmiştim. Bir de; ‘He yaşa vallah. Ne güzel tespit…’ diye de kişisel yorum kattığım CHP’ li Kepez Belediye Başkanı Dr. Ömer Faruk Mutan’ ın, ayrıca da çağrı diye algılanabilecek açık mektubunda geçen sözlerini, uzunca şekliyle paylaşmıştım.
‘Kısa keseceğim…’ diye sık sık kurduğum o cümleyi bu kez kurmayacağım. Çünkü konu, öyle kısa kesilip, aydın havası edilecek halde değil.
Oldukça derin bir konu. Hem de; ‘Dipsiz kuyular gibi…’
Doktor başkan iki kelime ile öyle bir özet geçmiş ki, öylesine derin konuya dair sözlerini, sonra da açmıştı ağzını adeta Kasım Patı gibi. Bu arada, İri ve kap kara gözlerini de hiç kapatmadan.
Bu beden dili halini gösterirken, ‘açmış ağzını-yummuş gözünü…’ sözünü ettirmeye de imkan vermiyordu Doktor Başkan Mutan.
O gün de dile getirmiştim; ‘Doktor Başkan adeta, Çanakkale yaşayanı bir çoğumuzun da duygularına tercüman olmuş..’ diye.
Dikkat kesildiğim ve aslında özet diye de yorumladığım okkalı sözünü de ltını çizerek tekrarlamıştım.
Doktor Başkan’ ın dikkat çeken benzetmesini. Yani, ‘Hortçu- Zortçu’ diye tanımladıklarını.
Kepez’ in Doktor Başkanının dedikleri için, ‘Sinir kat sayıları gibi, şekerleri yükselen isimleri de adeta anlatmış bu iki kelimesi’ diye de, naçizane bir değerlendirmem olmuştu.
Belki de, ters köşeden anlamıştım sözün gittiği yönü ya neyse...
Ne var ki, CHP Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu’ nun son çıkışında geçen anlatımı, bendenizin de yorumuna taş çıkarıyordu. Öyle ise, ters köşeden anlamamıştım Doktor başkanın hedef aldığı yönü.
Şimdi edilen soruyu duyar gibiyim; ‘Ne çıkışı bu..?’
Bahsedeceğim de, önce hangi çıkış ardından net yanıtların geldiğini anlatayım, hatırlatayım istedim.
Türkiye’ nin en büyük beldesinden çıkan sese kulak verircesine, CHP lideri, partisinin Kurmayı Doktor Başkan’ ın da savunduğu şeyleri, Kanun Hükmünde Kararname misali tüm örgütlerine gönderircesine telaffuz etmiş.
Bir çok kez seçim takvimi açıklanır açıklanmaz, en merak edilen konuya, bu sözleri ile de yanıt vermiş sayın CHP lideri.
Bu arada, ufukta bilinen ve tarihi de saptanan seçim yok ya neyse…
CHP lideri, Türkiye’ nin en büyük Beldesi’ nin Partili Belediye Başkanının sesini ve savunduklarını onaylamış olacak;
“Belediye Başkan Adayları’ nın belirlenmesinde ön seçim yapılmayacak.” Hükmünü dile getirmiş.
Buraya bir virgül koymak istiyorum. Çünkü bir dönem, iki eski Çanakkale vekili, Soydan ve Sarıbaş, Çanakkale basınına, tabanın o yıllarda çok istediği ‘ön seçim’ talebinin Çanakkale’ yi kapsamayacağını müjdelemiş, 24 saat geçmeden, şimdiki karar, ‘Yan ön seçim olmayacak’ uygulamaya alınmıştı.
Gerçi o gece, yani iki eski vekilin sözlerinin edildiği akşam saatlerinin, ilerleyen ve gecenin karanlığa tamamen teslim olduğu zaman diliminde, Yağmur sonrası görmeye alışkın olduğumuz bir adreste Çanta içi taşımacılığa bağlı bir yeni senaryo yazılıp, uygulamaya çekildiğinin dedikodusu çok uzun gündemde kalmıştı.
Durduk yere, eksi defterleri açıp da, konuyu dağıtmayayım bari.
Döneyim, hayli yeni konuya.
BÜYÜKÇE BİR BAŞLIK İLE VERECEYİM İSTEDİM… İŞTE YES YENİ KONU;
CHP lideri, bir de şöyle demiş;
‘-Liyakat ( yeterlilik-uygun olma) esas olacak.’
Bu sözde geçenleri, biraz açsalar dı hayli güzel olacaktı ya, neyse….
Sonrasında da, sayın lider;
‘ -Yerel yönetimlerde görev hedefleyenler parti yönetimlerine girmesin.’ Hükmü ile dikkat çekmiş.
‘Nasıl olacak o iş?’ Sorusunu, partili olsam ben direk sorardım…
Sayın Kılıçdaroğlu’ nun bu yeni sözleri; sosyal medyada, denilenlerin altına, paylaşanlarca, CHP liderinin imzası atılıp, birkaç gündür hayli paylaşım rekoruna koşuyor. Bunu sanırım her kes fark etti.
Düğün dernek misali, taban fefkalade mutlu…
Sanırım mutluluğu tavan yaptıran, paylaşımlardan da okuduğum kadarı ile, CHP liderinin şu sözü olmuş;
“-Belediye başkanları delege seçimlerine müdahil olmasın, delegelere karışmasın...
-Örgüt en doğru kararı verecektir...”
Ana muhalefetin lideri, anladığım kadarı ile Kepez’ in Doktor başkanının hatırımda kaldığı kadarı ile uzunca süredir, (aylar-yıllardır) savunudğu sistemi yürürlğe koymaya karar vermiş.
Bunda da bir hayır vardır diye düşünüyorum.
Üzerime vazife olmayan konulara alkış tutmam da, ayyuka çıkmış dedikodulara karşı da suskun kalmayı hiç düşünmediğimden, ara ara eski defterleri açtığım için, kıymetli okurlarımızdan özrümü de dileyerek, güne son sözü ederek merhaba diyeyim mi?
Yeni güne merhaba…!
Türkiye siyasetinde, sıkça görülen, sıkıntı yarattığı da bilinen konulara, kararlara, ‘özdeyiş’ gibi kabul edilen sözlere, bir de ‘Ata sözü’ nü de hiçe sayan adımlara, çare olacak reçetelerin oldukça sık yazıldığı günümüzde,
Reçeteler okunaklı yazılmayıp, bu nedenle okunamadığı için mi tedavi yöntemine gidilmiyor, bir türlü anlayamıyorum.
Bu arada Doktorun reçetesinde, bir de tüzük konusu vardı. Diyordu ki reçete;
“Bu tüzük öyle bir tüzük ki ötekileştirici, kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bir tüzük.
Yine öyle ki, grup oluşturup, yemeklere davet ettiriyor, bu grubun içinden İl, İlçe Başkan adayları, Belediye başkan adayları ve hatta Milletvekili adayları çıkarıp düzenlenen yemeklerde lansman yapılıyor. “
Bu da sorun yaratan bir konu ise, sanırım buna ilişkin de bir kanun Hükmünde Kararname yoldadır.
Kim bilir…? Ben bu soruyla gelmede yanlış mıyım Doktor…?