Tam bir Beyefendi, sakin, sessiz.. Masum ötesi bir isim.. KBB uzmanı, Dr. Mustafa Özay.. Onu da kaybettik dün…
Gülen yüzlü bir şifa eli idi Mustafa ağabey.. Eşi Göz Doktoru Gülçin Özay ile birlikte, belki de on binlere el uzattılar. Şifa oldular. Derman aramaya gelen bizlere.Mustafa ağabeyden gelen acı haber, onunla birlikte onlarca yıl Çanakkale Devlet Hastanesi’nde hizmet vermiş, onlarca meslektaşını üzdü.. Özay ailesi kadar, üzüntüye boğuldu birçok doktor ağabey.,
Ailesinin yaşadığı üzüntüyü, cani gönülden hissedenlerdenim diyeceğim. Gülçin abla, başta sen evlatlarının ve Özay ailesinin başı sağ olsun. Rabbim sizlere, bu yokluğa dayanma gücü versin.
Rahmetliye son görev, bu gün yani 13 Nisan Perşembe.. Öğle vaktinde, Necip paşa camiinde kılınacak cenaze namazı. Ardından, Güzelyalı’ da toprağa verilecek Mustafa ağabey.
Efsane Belediye Başkanlarımızdan, İsmail Özay’ ın da ağabeyi idi Mustafa ağabey.. İsmail başkan da tarifsiz bir acı yaşadı dün. Rabbim ona da sabır ve dayanma gücü versin.
VEFA' YA, NE OLDU SAHİ?!..
Benzer bir durum, üç beş yıl önce yaşanmışt. Açılışı yapılanda emeği tartışılmaz olan isim, düzenlenen görkemli trene çağrılmamıştı. Yer, ÇOMÜ idi.
Tıp Faktültesi'nin kurucu dekanının hayali idi şehrin Üniversite hastanesi bünyesinde bir basınç odası kurmak. Prof. Dr. Ersay, hayali projeye destek bulmuş, ne var ki konumu değişince, oluşturulan o basınç odası için üdzenlenen törene davet daha edilmemişti.
Hikaye uzun, detaylar çok. Ne de olsa geçmişte kaldı bu hikaye, hikaye oldu haliyle o proje de..
"Yaşam bir gündür, o da bu gündür..." sözünü pek seven bir isim de aynı durumda kalmış önceki gün. Bir davet gelmemiş o isme..
Bu noktada; sınıfta kalan yine Vefa' mı ne?!...
Biz onun ismini, 2007 yılı idi sanırım, ‘Çanakkale Sarıçay Kıyısının Mevcut Durumu ve Gelecek İçin Öneriler’ tez konusunda işitmiştik.
ÇOMÜ ile bağlantısı vardı, bir dönem oldukça çok emeği geçti Üniversitemize, Üniversitemizin öğrencilerine.. Bahsettiğim isim. Prof. Dr. Ülkü Altınoluk’ un .
Prof. Dr. Altınoluk’ un paylaşımını görnüce sosyal medyadan, bahsedeyim istedim..
Vurgusuna diyecek yoktu, bu needle de dikkatimi çekti..
Cumhurbaşkanı adayı, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun resmi açılışını yaptığı Belediye’nin Yeşil binasına yönelikti Prof. Dr. Altınoluk’ un sözleri.
Şöyle diyordu; “Yarışmanın ‘jüri başkanı’ olarak bulunduğum; ‘yeşil bina’ olsun dediğimiz, resmi olarak başkan danışmanı olduğumuz bina açıldı.”
Sonra da, sitem dolu bir ifade ile;
‘Davet etmek akıllarına gelmedi herhalde.’ vurgusu..
Dahası, şu güzel düşüncesi için dediği;
“ABD, Rusya, İspanya'da anlattıklarımdan bir özeti 15 dakikada, ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘bina bilgisi’ kapsamında sunsam faydalı olurdu diye düşündüm..”
Olmayınca olmuyor bazı şeyler.. Vefalı olmak, olabilmek gibi mesela..
Ülkü hocanın pek önemsediği şu söz; "Yaşam bir gündür, o da bu gündür..." düşünce, ne de güzel bir söz…
Yeşil bina bir dönem çok girmişti gündeme. ‘Bitmedi, bitirilemiyor’, falan filan.. siyasetçilerin hep dilinde idi denilebilir.
Tarih verimiş o tarihte bitmemişti. Eleştiri konusu edilir iken, ‘Köprü biter, bu bina bitmez’ de denilmişti. Nihayet sona gelindi, resmen açıldı. Şehrimize hayırlı olsun..