Siyaset son birkaç gündür Çanakkale üzerinden gündem yaratan haliyle, sanırım ben gibi, tüm yurdum insanlarının dikkatini çekiyor.

Sevelim sevmeyelim, siyaset bir şekliyle her yaşayanın ortak paydasına dönüşüyor. Hayatı yönlendiren kararlar, siyasetin imzasını taşıdığından, aslında hepimiz siyasetin bir parçası değil miyiz?
İyi de, siyasette son günlerde neler oluyor?
Bu soruya bir yanıt gibi de değerlendirilebilecek sözler, Şehitler coğrafyasının CHP’ li vekilinden, hem de oldukça muhalif ağırlıklı sözlerle geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’ nin 26 Ağustos, yani yarın başlatacağı Adalet Kurultayı üzerinden konuşan sayın vekil Bülent Öz,  Adalet Kurultayı yaklaştıkça iktidar partinin toplumu yanlış yönlendirmeye çalıştığını iddia edip;
“OHAL sürecinde yatırımcı ve müteşebbis yarınını göremediği için Ülkemize yatırım yapmaktan çekiniyor. AKP, sözde FETÖ ile mücadele sürecinde birçok mağduriyet yaşatıyor ve sadece partimizi değil milletimizi de hedef alarak saldırganlaşan Tayyip Erdoğan, korku düzeni oluşturmak istiyor” dedi ve bir başka iddiada da bulundu.
CHP’ li vekil Bülent Öz’ ün, “Biz vatandaşımızla bütünleşip adalet dedikçe, bu işin içinden çıkamayan AKP ve Tayyip Erdoğan erimektedir.”   demesi, yazılı açıklamasının bir diğer dikkat çeken kısmıydı.
Bu aktardıklarım, CHP’ li sayın vekilin Basın Danışmanı’nca, medya kuruluşlarına servis edilen açıklamasında öne çıkan başlıklardı.
Peki ya Çanakkale kamuoyu, yarın yani 26 Ağustos’ da başlayacak Kurultay için ne diyor?
Çanakkale kamuoyu’ nun kahvede, sokakta sohbeti ağırlıklı olarak Adalet Kurultayı. Deniliyor ki;‘Ana muhalefet Adalet Kurultayı ile, bir dizi adalet arayışı içine girdi’
Bir de, dün’ ün yerel gazete manşetlerinde yer tutan CHP’ li Kepez beldesi Belediye Başkanı Dr. Mutan’ ın arayışı.
Ne garip ki aranan yine Adalet.
Bu gelişme üzerine Kamuoyunda; ‘Hakikaten bu kurultay gerekliymiş. CHP’ li Başkan kendi parti tüzüğü için de adalet arıyor. Demek ki Gelibolu yarımadasında 4 gün sürecek kurultay boşa değilmiş’ şeklinde bir görüşün de hakimleştiğini dile getirmeden geçemeyeceğim.
Yine çenem düştü. Ne diyorduk, nerelere geldik.  Parmaklarım klavyenin tuşlarına inatla gidiyor ve içimden geçenleri yazıya döküyor. Bir türlü Hakim olamıyorum…
Çay’ dan bir yudum ve devam…
Geldim CHP’ li vekil sayın Öz’ ün, hayli dikkat çeken açıklamasına.
Bu arada, sayın vekilin bir tespitine katılmamak elde değil diyerek, okklı sözlerini aktaracağım da, o denilenin ikinci kısmına varım diye de ekleyeceğim.
Yani, dediği ve benim de kesinlikle katıldığım şu; “Çanakkale bir gün değil, her gün var… “
Bu sözün öncesinde ise denilene sanırım sadece CHP’ liler katılacak. O söz de tam olarak şuydu;
“CHP Çanakkale’ de bir gün değil, her gün var…”
Sadece partililer katılacaklar dedim de, sanırım gündemi takip eden, yazıya dökülmese de CHP içinde yaşananlardan haberdar olan diğer kısım da bu söze ‘Doğru’ diyecek.
Neden mi, doğru diyecek?
Belediye ile İl ve merkez ilçe arasında bir kavga hali, bir sürtüşme olduğu her daim gözlenen bir önemli detay da ondan. Gündemde sürekli CHP’ nin parti içi meseleleri. Diller sessizce söyleniyor, yüzler ise yansıtıyor.
Yani diyorum, Ağızlar konuşmasa da, beden dili bağır bağır bağırıyor.
Bunlara yalan diyen çıkabiliyor mu? Hayır elbette…
CHP Çanakkale’ de iç meselesi ayyuka çıkmış yönetim kadrosu ile kesinlikle her gün var.
Bu kurultayın bir kısmında, CHP’ nin Çanakkale örgütü üzerine,  hemen her gün kamuoyuna yansıyan gündem hali de masaya yatsa, taban hayli mutlu olacak diye düşünüyorum. Benim düşüncemi umursamıyor olabilirler de, bari gözlemlediğim kadarı ile  CHP tabanın bu olumlu düşüncesini umursasalar.
Neden mi? Partili üyelerin, karşılıklı sürtüşme halindeki diğer kesim ile merhabalaşması dahi, birden fazla parçaya ayrılı halde gözlemlenen partili yöneticilerin, ‘Bak onun la konuşma.’  Şekliyle yapıldığı ileri sürülen uyarıları getiriyormuş duyumları her geçen gün artıyor da ondan.
Bir den fazla gruplaşmanın görüntüsü,  hiç gizlenmeden ve hem de her gün netleşen Çanakkale’ de,
‘İç mesele’ diye, genel merkezin; ‘konuyu kendi aranızda çözün’ tavrını bir yöneticiden bire bir duyduğum için, bu çok bilinmeyenli ve de çözüm noktasında mümkünsüz hale gelen meselenin Adalet ararken, bulunabileceğini uman Partili sayısının da çok fazla olduğunun gözlemlendiğini söyleyeyim.
Yine nasıl bir cümle kurdum. Saçma sapan demi?
Neyse ya, iç meseleye ben niye bulaşıyorsam?
Yine dönüyorum sayın vekilin dediklerine. Umarım, klavyedeki tuşlara ısrarla giden parmaklarıma hakim olabilirim de, konuyu denilenlerden zırt pırt kopmadan bağlayabilirim.  
Sayın vekil diyor ki; ‘CHP Çanakkale’ de bir gün değil her gün var. Çünkü Çanakkale bir gün değil, her gündür’
Bu sözün son bölümüne kesinlikle katılıyorum derken, devamında gelen ‘bu söze de’, düşünmeden imzamı atabilirim.
Sayın vekil aynen şöyle demiş; “Çanakkale bir devrin battığı, düşmanların barışa ve özgürlüğe karşı yenik düştüğü yerdir.” Ben de  bu söze; ‘Kesinlikle doğrudur’ diyenlerdenim.
CHP Kurmayı Öz’ ün sözleri açıklamanın devamında şöyle sürüyordu;
“Bu bağlamda adalet toplumun temel beklentisi olduğu halde yok sayıldığı için başlattığımız adalet yürüyüşümüz, Çanakkale’de gerçekleştireceğimiz adalet kurultayı ile toplumu daha da bütünleştirecek.”
Bu sözüne de, ‘Hadi inşallah…’ demeden geçilir mi hiç?
Zırt pırt aralara girmesen olmayacak. Benim de huyum bu.
Sayın vekilin açıklaması ile devam edersem, sözleri şöyle geliyordu;
“Çanakkale, Cumhuriyetimizin temelidir ve Çanakkale savaşlarının her günü tarihe altın harflerle kazınmıştır. Bu bağlamda Çanakkale'ye gelmenin bir tarihi yoktur.
Beklentisi ve algı yönetim stratejileri sadece 18 Mart olanlara karşın, geçtiğimiz yıl Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ nun ve binlerce yurttaşımızın katılımı ile 10 Ağustos Anafartalar Zaferini kutladık.
Bu yılda 26-29 Ağustos tarihleri arasında Tarihi Yarımada da yurttaşlarımızla buluşup hem Adalet Kurultayı gerçekleştireceğiz, hem de Çanakkale ruhunu yaşatarak, Mustafa Kemal ATATÜRK ve kahraman şehitlerimizi anma törenleri düzenleyeceğiz.”
Sözler; Meraklılarına, Adalet kurultayı’ nın nedenleri arasında, bir de programı verilircesine geliyordu adeta.
Sayın vekil, büyük harflerle vurgulu sözler edip; “GÖSTERİŞ DEĞİL ADALET KURULTAYI YAPACAĞIZ.” derken, Adalet kurultayına ev sahipliği yapacak Çanakkale’ nin, 100 yıl önce olduğu gibi Adalet Kurultayı’nda da da büyük kazanımlara şahitlik edeceğini anlatıyordu.
Bir de şöyle diyordu; “Toplumdan her kesim vatandaşımız kendinden bir pay bularak kurultayımıza bir anıt dikecek.
Adalet kurultayımızda tarihimiz olacak, Mustafa Kemaller olacak, Çanakkale bugüne umut olduğu gibi Adalet Kurultayımıza da ışık olacak. Çünkü Çanakkale’de gösteriş değil Adalet Kurultayımız olacak.”
Sözleri ve iddiaları ile uzuncaydı açıklamada geçenler.
Hele bir tanesi daha vardı ki, dikkat sekilmemek de elde değildi. Şöyle sesleniyordu sayın vekil Öz;
“Çanakkale Savaşlarını kutlamaya gelenler ile gelmeyenleri kamuoyu ve vatandaşlarımız çok iyi bilmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi her zaman 18 Mart törenlerine katılmış ve bugünü en anlamlı şekilde kutlamıştır. Fakat siyasi parti mitingine dönüştürülen 18 Mart törenleri dışında AKP’nin Çanakkale’ye uğradığı pek söylenemez. 18 Mart Deniz Zaferi ve Şehitlerimizi Anma günüdür.”
Adalet Kurultayı üzerinden, geçmişten örneklerle sert sözler eden sayın vekil, yine dikkat kesildiğim bir bölümde ise; Yine vurgulu büyük harflerle; “ADALET, AKP’NİN LÜTFU DEĞİL, MÜLKÜN TEMELİDİR.” Diyordu.
Adalet’ in bir kesime  ve ya bir kişinin alacağı kararlara bağlı olmadığını da savunup;
“Adalet toplumu ve partileri baskı altına alma mekanizması da değildir. Adalet herkes için ve eşit olmalıdır. AKP’nin, adalet mülkün temelidir gerçeğini bilmesine rağmen kendi lütfu gibi davranması, Tayyip Erdoğan’ ın kaybetme telaşındandır.” İddiasıyla geliyordu vekil Öz.
Şu 4 günlük kurultay, kazasız, belasız, olaysız geçse de, Çanakkale, normal günlerine dönse.
Olağan üstü bir siyaset gündemini her gün yaşar da Çanakkale, (Alışkanlıklarından ötürü) bir de olağan gündeme çarelerin bulunduğunu görse bari…
Barışın kentinde, her gün parti içi kavga bitse gari… (Barış barış deyip, herkesle kavga edenlere duyurulur)
Not; (İnanmayanlar, şöyle bir gazete arşivlerini tarayabilir…)