'Deprem dede' su arar iken buldu, bir parça da bana hediye etti.. Sonuçları bekliyoruz.. Tahmin ettiğimiz gibi Göktaşı ise, piyango vurdu demektir..
Dün rastladığım o haberi okuyunca, bende de bir zenginlik havası oluştu..
Haber başlığı, konuyu özetliyordu. Şöyle geliyordu ik cümle; "Almanya'daki evinin bahçesine göktaşı isabet eden Şahin Ailesi, milyoner oldu!..."
Hadi hayırlısı, belki de benden milyonerimdir artık..
Piyango almadan da kişinin ikramiye kazanabileceği görüşünü, haylice yıldır savunanlardanım bendeniz.
Piyango için denilendir ya: "Size de çıkabilir!..."
Bu denileni işittiğimde, aklıma hep savunduğum, yüzde yüz bana ait bu görüşüm gelir..
"Piyango almadan, loto, sayısal, şans topu ve hatta Altılı ganyan oynamadan, ikramiye sahibi olunabilir."
Diyeceksiniz ki;"nasıl olacak!?..."
Mantığı çok basit.. Yeter ki, nasibinizde olsun.. Nasip ise size piyangodan, lotodan, sayısaldan, şans topunda, hatta Altılı ganyandan gelecek ikramiye, siz bu şans oyunlarını oynamadan da alırsınız ikramiyeyi.
Bir vatandaş şans oyunu oynar, bilet alır, bilet ya da şans oyunu kuponunu özenle koyduğu cebinden düşürüverir.. Siz de, tesadüf bu ya, yolda yürür iken bulabilirsiniz..
Belki de, bulduğunuzu cebinize atar, günler sonra aklınıza düşüp, "hele bir sonuçlara bakayım" dediğinizde, büyük bir sürpriz ile karşılaşabilirsiniz.. Piyango, şans oyunu ve dahası, size isabet etmiş olabilir.. Bu gayet mümkün..
Deprem dedemin, bana o minik hediyesi belki de milyonlar edecek.. Göktaşı ise şayet bu hediye, bu durumda piyango bana isabet etti diyebilirim.
Okuyunca heyecana kapıldığım, anlık da olsa; "Belki de ben de Milyonerim" dediğim ve havaya girdiğim haberin devamından da söz edeyim.
Haberde geçen bir cümlede; "Almanya'nın Elmshorn Kenti'ndeki evlerinin bahçelerine 3.7 kiloluk göktaşı düşen Türk asıllı Şahin Ailesi, bu parça için 200 bin euroluk (yaklaşık 4 milyon 300 bin TL) teklif aldı." deniliyordu.
Bana gelen hediye, bu kadar büyük değil elbet.. Avuç içimi doldurur durmadı.. Bu durumda milyonerlik hayalim kısa sürdü tabiiki de..
Bahsettiğim haberde; Göktaşını bir kasada sakladıklarını ifade eden ailenin reisi Mahmut Şahin' in, bu göktaşının şimdiye kadar Schleswig Holstein eyaletine düşen en büyük göktaşı olduğunu dile getirdiğinden de söz ediliyordu.
Demek ki,Almanya' nın bazı eyaletlerinde yaşayanlar, doğuştan şanslılar.. Baksanıza hele, Gökten geliyor ikramiyeleri.
Haberde ayrıca; Şahin Ailesinin filmlerde bile yaşanmayacak bir hikayeyle karşı karşıya kaldığından söz ediliyordu.
İnsanın aklına, başka şeyler de düşmüyor değil.. Taş, bahçe yerine eve düşse ne olacaktı?..
Taş hayli ağır.. 3.7 kilo.. Bu taş, eve isabet etse, çatıyı delip geçse, uyur uykuda canınızdan etse.. Bu da bir Olasılık!?..
Gurbetçi aile, Kahve içmek için bahçeye çıktığında, çim zemindeki çukur fark ediyor..
Bu çukur, büyükçe bir delik... İçinde de o göktaşı..
Kimilerimizin şansı yerindedir.. kimilerimizin ise pek şansı yoktur.. "Taş, bahçeye düşmeyip, kafamıza düşerdi" diyenlerimiz, bu anlamda çok olacaktır.
Bu tür göktaşlarının, ekonomik kazanç sağladığı yönünde haberleri daha evvel çok işittik.. Hatta, ülkemizde de bazı bölgelerde göktaşı yağmuru sırasında isabet eden taşları, yurt dışından gelenler, gram hesabı yaparak satın aldı..
Dünya insanları bir tuhaf.. Bilim dünyası olsa, araştırmalarda varacakları sonuçlar için bu taşlara ilgi gösterebilirler.. Sonuçta bir veri alacaklar.. Peki ya, koleksiyonerler!?.. Onlara ne demeli?..
Anlık da olsa, milyoner olma hayali yaşadım.. Göktaşlarının bu denli kıymetli sayıldığı günümüzde, aklıma bir de o söz geliyor.. Bazı durumlar karşısında ederiz ya hep: "Allah kafamıza taş yağdıracak" sözünü.. O taşlar belki de bundan düşüyor gökyüzünden.. Bir mesaj geliyor da, biz pek anlayamıyor da olabilriz.. Bu da benden bir yorum..
Bu günlük de bu kadar, hoşça kalın.. Kalın sağlıcakla..