Atatürk’ün kurduğu CHP, avangart bir partiydi ve üstüne üstlük de, Türk tarihinin en devrimci partisiydi.
Bugün ki Türkiye;
Türkiye’yi Türkiye yapanların kurduğu CHP’nin attığı sağlam temeller üzerinde yıkılmadan hala dimdik ayakta kaldı. Ama yıllar geçtikçe, ne yazık ki birileri, Atatürk’ün CHP’sinin sırtına binmiş olarak yıllardır siyaset sörfü yaptı ve yapmaya da devam ediyorlar.
Atatürk CHP’sinin kamburları, gününü gün ederken, Türk Milletinin önündeki en büyük engel olduklarının ya farkında değiller veya bile isteye olarak CHP iradesini bloke ederek siyasi ömürlerini sürüyorlar.
Hey gidinin CHP’si sen bu hallere düşecek parti miydin?
CHP’yi kuran devrimci ve millici siyasi ahlak sahipleri, tüm yokluklar içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken; önce devletim, milletim ve partim diye yola çıkmışlar ve yokluk içinde büyük zaferler elde etmişlerdi.
Şimdi, her türlü maddi ve manevi desteği olan CHP yönetici kadroları, ne yazık ki (kimse kimseyi kandırmasın) marjinalliğin Nirvana’sındaki ayrılıkçı Kürtçülüğün dümen suyuna kapılmış vaziyette, ABD destekli etnik Kürt Milliyetçisi PKK uzantısı partilerin baskısı altında, sözüm ona solculuk yaparak varlığını korumaya kalkıyor, iktidara gelebilme için AKP türevi partilerden medet umarak iktidar olmaya çalışıyor.
Şu anki haliyle CHP; tamamen Atatürkçülükten uzaklaşmış, neyi savunduğu, neyi sahiplendiği belli olmayan, Atatürk ideolojisini terk etmiş, Atatürk ve Türk milleti karşıtlığında geleneksel zihniyete sahiplerin idare ettiği, kendinden başka kimseye faydası olmayanların partisi haline gelmiştir.
CHP bu haliyle, tıpkı adı esamisi okunmayan marjinal partilerin, azıcık etli butlusu bir partisidir.
CHP üyeleri ve delegeleri; radikal bir adımla, CHP yönetici kadrolarına Atatürkçü ve Türk Milleti severleri getirmediği sürece CHP ne yazık ki birilerinin meşguliyetle tedavi partisi olarak kalmaya devam edecektir.
Kılıçdaroğlu, tüm başarısızlığına rağmen istifa etmek yerine, görevden ayrılma koşulunu partinin vereceği karara bağlamaktadır.
Öyle veya böyle ABD ve HDP hegemonyası olduğu müddetçe, CHDP asla Atatürk’ün partisi olamayacaktır.
CHP, acilen ya Atatürk’ün partisi hüviyetine kavuşmalı veya Atatürk’ün ve ilk kurucularının hatıralarına istinaden kapılarına kilit vurmalı ve müze haline dönüştürülmelidir.
CHP’nin yaşadığı sendromun değişik versiyonunu MHP’de yaşamaktadır.
Türk Milliyetçiliğinin kalesi olduğu savıyla kurulan MHP, şimdiki haliyle Türk Milliyetçiliği konusunda ne yapmaya çalıştığı belli olmayan, muallak parti haline gelmiş veya getirilmiştir.
MHP, artık AKP’nin koltuk değnekliğini benimsemiş ortağı marjinal bir partidir.
MHP’nin tekrar acilen Türkeş çizgisinde ve ideolojisinde siyaset yapması için, MHP delegelerinin de tıpkı CHP delegeleri gibi radikal bir karar vererek MHP’yi acilen Türklük ve Türk Milliyetçilik çizgisine getirmesi gerekir.
Türk siyasetinde; adıyla, sanıyla ve özellikle ideolojik duruşuyla yıllardır yok olmadan varlığını sürdüren iki parti vardır.
Bu partiler CHP ve MHP’dir.
Ne yazık ki bu iki parti de hızla müzelik parti olma yolunda ilerlemektedir.
Bu iki partiye, en büyük zararı son yirmi yıldır partiyi yönetenler vermektedir. Şimdiki CHP ve MHP yöneticileri adeta partilerinin siyaset sahnesinden silinmesi için büyük gayret göstermektedirler.
Bir de Türkiye’nin başına bela olan Marjinal partiler vardır.
Türkiye’nin en tehlikeli marjinal partilerine iki yeni parti daha eklenmişe benzemektedir.
Zaten var olan HDP&YENİ SOL PARTİ anlayışına, dincilik/şeriatçılık bağlamında aşırılaşacağını gösteren HÜDAPAR ve Necmettin Erbakan’ın oğlunun kurduğu Yeniden Refah Partisi de, marjinal parti olarak varlığını sürdüreceğini düşünüyorum.
Bu iki partinin hamisi ve destekçisi tereddütsüz AKP’dir.
AKP desteği ile bu iki dinci parti, söylem ve eylemleriyle Türkiye’nin anti laikliğe çekilmeye çalışılacağını ve toplumu gereceklerini düşünüyorum.
İYİ Parti’ye gelince;
İYİ Parti yöneticileri; radikal bir karar alarak Atatürk’ün tüm ilke ve devrimlerini sahiplenerek, Türkiye’nin merkez partisi olma yönünde acilen karar vermesi ve tek başına bu yolda siyasi mücadele vermesi gerekir. Bu kararı ülkenin ve milletimizin geleceği açısında tek çıkar yol görüyorum.
İYİ Parti kadroları içinde, elbette ki küçük olsun benim olsun anlayışında düşük kalibreli siyasetçiler de olabilir. Ama bunları yeniden tanzim etmek İYİ Parti tepe yöneticilerinin en önemli işidir.
İYİ Parti’nin gideceği yolu radikal olarak belirlemek ve bu yolda ilerlemesini sağlamak en başata Meral Akşener’in asli görevidir.
İYİ Parti, artık çare kalmamıştır, Atatürk’ün kurduğu CHP’nin manevi mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Atatürk ilke ve devrimlerini ve elbette ki Türk Milletini acilen sahiplenmeli, milletimizin ulus devlet ekseninde tekrar birlik ve beraberliğini sağlamalıdır.
İYİ Parti, ideolojisini Ziya Gökalp sosyolojisi üzerine şekillendirmelidir.
İşte bunu başardığı taktide İYİ Parti ve elbette ki Genel Başkanı Meral Akşener, radikal bir milliyetçi devrimci ve bir o kadar da Türk dünyasının en avangart partisi ve lideri ve önderi olacaktır.
Bu adım ve siyasi görev, İYİ Parti yöneticilerinin en önemli görevi olmalıdır.
Yoksa İYİ Parti de sıradanlaşacaktır.
Sıradan siyaset yapmak, birilerini milletvekili çıkarmak, birilerinin siyasetçilik oynaması için gelgeç partilerden biri olacaktır.
Haydi Meral Akşener göster liderliğini ve hocalığını.
At şu Türk Milletinin özlemle beklediği kurtuluş adımını.