Suriyeliler ve diğerleri Türkiye’de işlerin nasıl yürüdüğünü çok çabuk kavradılar.
Demokrasiden, demokrasi kültüründen, ulus devlet olmam bilincinden nasibini yeterince alamamış kabile zihniyetli, Suriyeliler ve diğerleri, kendi ülkelerinin disiplinsiz, ilkel ve nobran kültürel yaşamalarının aynısını ülkemizde de yaşatmak istiyorlar.
Bunun için de bilek gücüne güvenerek kendilerine yaşadıkları şehirde yaşam alanı açmaya çalışıyorlar.
Peki bu cahil cesaretinin ana nedeni ne olabilir?
Tereddütsüz ifade edebilirim.
Ana neden AKP iktidarının iktidarını koruma uğruna siyaseten Suriyelileri, üç kuruş paraya vatandaşlık verdiklerini ve diğerlerini koruma ve sahiplenme arzu ve sevdasıdır.
Türk Devletinin otoritesini ensesinde yeterince hissetmeyen bu başı boş güruh, Türkiye’nin demokrasisinden ve idare ediliş zafiyetinden istifade etmenin yollarını çoktan keşfetmiş durumda.
Türkiye’yi her mana da sağmal inek gibi sağıyorlar.
Artık saklandıkları, pustukları yerlerden sokaklara, mahallelere taşmış adeta mahalle kabadayısına dönüşmüş durumdalar.
Bunu hangi gerekçe ile yazıyorum?
Gazetelerde, sosyal medyada Suriyelilerin ve diğerlerinin İzmir’den Kocaeli’ne, İstanbul’dan Urfa’ya, Hatay’a Antalya’ya, Gaziantep’e Kilis’e kadar daha birçok ilimizde at koşturdukları, mahalle hakimiyeti kurmaya çalıştıklarını, vatandaşlarımızı huzursuz ettiklerini okuyoruz.
Oysaki AB kendi topraklarını göçmen istilasından korumak için var gücü ile mücadele ediyor. Libya’da Rusya’da, birçok ülkede göçmelerin sınır dışı edildiklerine şahit oluyoruz.
Bizde ise tam tersine yollarına güller döküyor, vatandaşlık veriyor, kentlerimizin ve mahallelerimizin etnik yapısını Türk vatandaşlarının aleyhine olacak şekilde bozulmasın göz yumuyoruz.
İyi de AKP hükumeti bu durumu görmüyor mu?
Bir alanı mı var?
Varsa palanı nedir bilen var mı?
İyi niyetli teoriler dışında ele avuca gelen bir planın olduğunu da düşünmüyorum.
Toplumsal doku uyuşmazlığı en tehlikeli sosyolojik nedendir.
Türkiye’deki etnik ayrılıkçı Kürtçülük zaten yıllardır başa belaydı bir de başımıza bunlar mı çıkacak?
Bu tehlikeli sosyolojik sebepler ülkeyi yangın yerine çevirir de başa çıkana kadar çok uğraşırız.
Bu tehlikeye karşı şimdiden tedbir almak zorundayız.
Böyle bir tehlike kontrolden çıkıp baş gösterdiğinde Türk devleti ve Türk halkı; ayrılıkçı etnik Kürtçüler, Suriyeliler ve diğerleri ile Taliban ve IŞİD çıktısı Atatürk düşmanı Cumhuriyet düşmanı, laiklik düşmanı kimi cemaat ve tarikatlara karşı mücadele vereceğinin farkında olmalıdır.
Devleti yöneten hakim irade ,istediğikleri kadar Suriyelileri ve diğerlerini zararsız göstermeye çalışırsa çalışsın, devletin etkili ve yetkili makamları bu işin sonucunda başımız çok ağrıyacağının farkında olmalıdır.
Misafir dediğin üç gün kalır.
Devletimiz, bu başı bozuk Suriyeli ve diğer kaçkınlara karşı önleyici tedbirler almalıdır.
İzlediğim kadarı ile bu konuda ciddi eksiklikler vardır ve saf ve halis Türk vatandaşları bu kaçkınlar karşında yavaş yavaş nefsi müdafaa gösterilerine başlamış durumdalar.
Bu işin sonu hiç de iyi olmayacaktır.
Fransa yanıyor
Yıllarca Afrika’yı sömüren Fransa, Afrika’dan kaçırıp ülkesine getirdiği, vatandaşlık verdiği ama ısrarla ötekileştirdiği insanlar tarafından yangın yerine çevriliyor.
Amerika’da ve Avrupa’da siyahiler ve Müslümanlar bu iki devletin ırkçı ve faşist polis güçleri tarafından acımasızca sudan sebeplerle, göz göre göre eziyet edilip, vurulup öldürülmektedir.
Sözüm ona modern Avrupa’nın hemen hemen bütün ülkelerinde, faşistlik derecesinde etnik milliyetçilik söz konusudur.
Bu faşist anlayış, zayıf nüfus artışıyla korkunç bir şüpheciliğe ve cellatlığa dönüşmüştür.
Fransa şimdilerde geçmişin sosyolojik sebeplerinin bedellerini ödemektedir ve ödemeye de devam edecektir.