Hayattaki en tehlikeli şey insanları kandırmaktır.
Maddi ve manevi olarak yardıma muhtaç insanların güçlü zenginlerce, etkili ve yetkililerce vaat edilen umutlarla avuntularla oyalanmasının, kandırılmasının, neden olduğu psikolojik ve sosyolojik travmalar, bireyler ve toplum üzerinde tedavisi oldukça zor kalıcı hasarlara sebebiyet vermektedir.
İnsanı kandıran, verdiği sözün ardında durmayan, ancak bol keseden vaatte bulunan kişiliklerin karakteri düzeltilemez. Bunların fıtratlarında, kendini düşünme, başkasına güvenmeme ve bolca yalan söyleme gibi özellikler vardır.
Fıtratı bozuk insanların bulunduğu yerede fitne ve fesat vardır.
Adam kayırma vardır.
Öncelikle kendi çıkarını düşünme ve kollama vardır.
Şayet fıtratı bozuk insanlar gözlemlerseniz onların etraflarına kendileri gibi fıtratı bozuk insanlar topladığını müşahede edersiniz.
CHP ve İYİ Parti nereye gidiyor?
Kılıçdaroğlu’nun istifa etmemesi, sözüm ona herkesi görevden alarak CHP’yi kurtarabileceğini sanması inanıyorum ki kendi aklının eseri olamaz.
Zannımca Kılıçdaroğlu, CHP’nin içindeki belli klikler tarafından kontrol altında tutulmaktadır.
CHP içerindeki müzmin kliklerin ana gayesi iktidar olmak değil, CHP’yi elde tutmak üzerine inşa edilmiş gayedir.
CHP’nin, yani Kılıçdaroğlu ve ekibinin, 2023 genel seçimlerini kaybettikleri için üzüldüklerini düşünmüyorum.
Çünkü hala CHP içerindeki klik mensupları “olması gereken yerde olarak” CHP içinde hüküm sürmeye devam etmektedir.
Koca çınar CHP’nin için düştüğü durum çok üzücüdür.
Ata’nın CHP’sini düştüğü siyasal çukurundan kurtaracak veya saplandığı siyasal bataklıktan çekip çıkaracak olanlar esasında CHP’nin etkili yetkili milletvekilleri veya siyasileri kadroları olması gerekirken, ne yazık ki CHP’yi kurtarmak için kendini ortaya koyan Bolu Belediye başkanıdır.
Bolu Belediye başkanı Tanju Özcan benim nazarımda ideal bir Atatürkçü ve iyi bir CHP’lidir. O, diğerleri gibi istifa edip gitmek yerine CHP klikleri ile kora kor siyasi mücadeleye girişmiştir.
CHP bu hali ile Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok kritik belediye başkanlığını kaybetmekle karşı karşıyadır.
Meral Akşener’in masadan kalkması anında İYİ Partiye ve partililere saldırıya geçen at gözlüklü CHP’liler ile, HDP üzerinden CHP’yi dizayna çalışan kliklerin maskesi önümüzdeki yerel seçimlerde iyice düşecek ve gerçekler ortaya çıkacaktır.
İYİ Parti ile yol yürümediği taktirde CHP siyasal olarak erimeye mahkum olacağını fark eden aklı başındaki CHP’liler , Tanju Özcan gibiler CHP’yi yok olma sürecinden kurtarma gayretine girişmişlerdir.
Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, iyi bir belediye başkanı olmakla birlikte iyi bir siyasi liderin sahip olması gereken “risk alma” vasfının yeterli olmadığı son seçimlerde ortaya çıkmıştır.
Ekrem İmamoğlu olası alternatiftir.
CHP’liler unutmasın ki Türk siyasetinde İYİ Parti öneli bir domino taşıdır. İYİ Parti’nin ağdığı taraf, siyasal olarak kazanma şansını yakalar.
Son seçimlerde Kılıçdaroğlu’nun siyasal olarak yanlış kararları, AKP çıktısı DEVA ve Gelecek partisine hatta Saadet partisine payeler vermesi nedeniyle 2023 seçimlerinde millet ittifakı önemli oranda güç kaybetmiş hatta seçimde acı bir mağlubiyeti yaşamıştır.
İYİ Parti her ne kadar şimdilerde CHP’nin düştüğü durumda olmasa da kadroları arasında yavaş yavaş bazı klikler baş göstermeye başlamışa benzemektedir.
Olasılıkla yakın zaman sonra İYİ Parti’de de bazı sorunlar baş gösterebilir.
Bunu nereden biliyorum ve yazıyorum diye de bilirsiniz.
Basından izlediğim kadarı ile İYİ Parti yerel teşkilatları arasında ciddi bir koordinasyon eksikliği ve belli siyasal figürlerin pozisyonlarını koruma adına diğer yerel siyasetçilerin önünü tıkayarak kendi ikballerini kurtarma sevdaları İyi Parti’den kopmalara veya iç huzursuzluklara sebebiyet verebilir.
Olması gereken şey demokrasidir.
Eksik olan şey demokrasidir.
Siyasal partilerin demokratik iç rekabetinin yaşanmadığı yerel kadrolarında hizipleşme, kutuplaşma ve kümelenmeler baş gösterecektir.
Demokratik rekabetin olmadığı partilerde, kendi diasporalarını kuran bir avuç klikci uyanık siyasetçinin sözü geçerli hale gelir ki; bu durum partiler için en tehlikeli haldir.
Çünkü siyasi klikler, birçok yerel siyasetçiyi siyasetten ve partisinden soğutacaktır. Klik dışı kalan yerel siyasetçiler kendilerini partilerine hizmet etmek yerine, belli insanları ödüllendirmek gibi bir görevle siyaset yaptıklarını düşünmeye başlayacaklar ve bu endişe ile partisi içinde pasif direnişe geçeceklerdir.
O halde yapılacak en akıllıca iş;
Yerel seçimlerde aday adaylar olanlardan kimlerin aday olması gerektiği partilerin tabanlarına sorulmalıdır.
Böylece parti içindeki denge de sağlanmış olur.
Sonuç olarak;
Çanakkale’de hangi partinin yerel seçimlerde kimi ya da kimleri nasıl bir yöntemle aday göstereceği önemlidir.
Cumhur ittifak partileri arasında ki uyum hat safhada yüksek gözükmektedir.
Millet ittifakında ise muallaktadır.
Bakalım hangi parti hangi gerekçelerle ve hangi yöntemle yerel seçimlerdeki belediye başkanlarını ve meclis üyelerini belirleyecektir?
Demokrasi mi?
Parti içi klikler mi galip gelecektir?
Yaşayacağız ve göreceğiz.
Her hâlükârda kazanan da kaybeden de Çanakkaleliler olacaktır.