Maaşlar, marş marş nereye, kime; bize mi size mi hepimize mi (!)… ?!


             BAŞÖĞRETMENE Mİ  BAŞAKADEMİSYENE Mİ ?!...
Yıllardan beri ocak-temmuz ayı geldi mi; yöneticileri de yönetilenleri de bir sıkıntı alıyor ki sormayın… Maliye ödemeyle, maaş alanlar (çalışan SGK’lılar-emekli Sandığı ile emekli-emeksizler) ise beklentiyle ilgili sıkıntıya girerler…Bu beklentiler, maaşla geçinen, devletine -vatanına sadık, “devlet-millet” bağlantısı içinde yetişmişleri üzer, yarınından endişeli hale getirir… 
Beklentileri çok iyi bilen, onları zaman zaman çözen siyasi ve idari yöneticiler, bunları iyi tanırlar da MAAŞ zamlarında CİMRİ;  geçinme-yaşama gücünün temeli olan, ALIM gücüne  yönelik genel maddelere-malzemelere koydukları ZAMLARDA  ne kadar cömert (!) davranırlar, bir türlü anlamak mümkün değildir…?!?
Aşağıda, yazımıza konu teşkil edecek, güzel değerlendirmeyle devam edelim, MAAŞ ZAMLARIYLA bugünkü gelinen noktaya PARMAK basalım…
“Atamızın döneminde öğretmen maaşları hiçbir zaman milletvekillerinden fazla değildir. Ancak maaşı düşük olsa da paraya değil öğretmene saygı vardır. Öğretmen köyün aydınlık yüzüdür. Okul sonrasında ücret almadan öğrencilere ders veren, köylüye yol gösterendir. Devlet parasız yatılı okullarına köyün çocuklarını hazırlayandır. Her meslek değerlidir. Çöpçü olmasa kokarız, doktor olmasa ölürüz. Akademisyen olmasa öğretmeninden doktoruna meslek insanı yetişmez, bilim olmaz. Çiftçi olmasa aç kalırız. Meslekler birbirinin rakibi değil tüm edenidir. Tüm meslekler, işler kıymetlidir. Ne güzel demiş Atamız: “Türk milleti, zekidir, çalışkandır. Sonrasında şu sözleri Türk tarihine damga vurmuştur: Hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fen dışında yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, ihanettir”
Aklı kullanmanın, hak ve adalet dengesini korumanın, üreterek ekonomiye katkıda bulunan insan yetiştirmenin cumhuriyetimizin temel felsefesi olduğu açık. Anadolu kadını tarlasının işçisidir. Göçler sonucu büyük şehirlerde asil Türk kadını dört duvar arasına sıkışarak çalışmadığı takdirde üretime katkı rolünden uzaklaştırılmıştır. Günümüzde kendini önceleyen seslerin yükselmesi düşündürücü. Bir o kadar da üzücü. Dışlayıcı, ötekileştirici, adil ve eşit olmayan dağıtımlarla milletin devlete küstürülmesi, ATSIZ'IN yorumuyla bir tür vatana ihanettir. Aklın sınırlarını zorlayan uygulamalarla dengenin bozulmasının kaosa yol açacağı açık ve net olarak bilinen bir şeydir. Ne zamandan beri karar vericilerimiz, insanımızın mantığını, sağ duyusunu, vicdanını bu kadar yitirmesine neden oldu?.. ” 
Bu değerlendirme içinde siyaset alanında etkin olan yöneticilerimizin düşüncelerinden şüphe etmesek bile yöneticilerinin EMEKLİ olanlar kendilerini birilerinin eline teslim etmeyeceği kanısında olsalar da MAAŞ   ZAMLARINI karşılaştırdığımızda şüpheye düşmemesi mümkün değildir…


Maaş ZAMLARINI karşılaştıralım MI ?!..
Çalışan başöğretmen 31 bin 800 TL alıyor. Emekli kıdemli rektörlük ve dekanlık yapmış olan profesör 31.314 TL maaş alıyor
30 yıl Emekli öğretmen 15.789 TL, emekli 4200 göstergeli Dr. öğretim üyesi 30-43 yıl üzerinden 15. 070 ile 16.069 TL maaş alıyor. Araştırma görevlisi 31.962 TL maaş alıyor.

Öğretmen 400 civarı aylık ek ders alıyor. Başöğretmen maaş + ek dersle 36 bin TL alıyor. Bir de İYEP (İlkokullarda Yetiştirme Programı-haftada 10 saat, ayda 2.400TL) var. Onu da verirse 39 bin oluyor. Emekli profesör 31 bin, çalışan Dr. Öğretim üyesi 33 bin de kalıyor. Ek ders bulması da hayli zor.

Doktora yapmamış emekli öğretmen, doktora yapan bizim gibi hocalarla aynı maaşı alıyor.
Kamu işçisi, lastik ve otomotiv fabrikası vasıfsız işçisi aylık 40 bin TL maaş alıyor.
Üniversitede kamu güvenlik görevlisi içerideki öğretim elemanlarından fazla maaş alıyor.
Lisans mezunu uzman çavuş 40 bin TL alıyor.
Burada sormak gerekirse, bizler bu saatten sonra işi bırakıp fabrikada işçi mi olalım.

Başöğretmenin masrafı yok. Parayı alıp geziyor. (31.500). Yükseklisans ve üzeri çalışması olmayan öğretmenin maaşı 22.500 TL.
Bu öğretmenler odasında oturuyorlar. Ek dersle 34-35 bin alan başöğretmen ile ek dersle 25-26 bin alan sınıf veya alan eğitimli öğretmen aynı işi yapıyor.
Başöğretmen rektörlük, dekanlık yapmış kıdemli profesörle aynı maaşı alıyor. Ek ders eklenince eski rektörleri geçiyor.
Akademik personel sözleşmeli. Başöğretmen kadrolu, yayın derdi yok. İşçi arkadaşlar coşkulu. Yaşamanın güzelliği hepimizin ve tüm beklentisi olanların da hakkı olsun…
Vasıfsız kamu işçisi ikramiye ile bizi 3’e profesörü yaklaşık 2’ye katlıyor. Okumuşa düşmanlık. Kamu emeklisi vasıfsız işçi emeklisinden düşük maaş alıyor
9 milyon çocuk taktır teşekkür almış. Üniversite sınavında yarısı barajı geçememiş.
MEB öğrenci başarısı ile ilgilenmiyor. Varsa yoksa öğretmen kariyeri ve proje.
Eğitim bitmiş. Yatıp kalkıp boş proje ile öğrenci oyalanıyor.
Öğretmen yüksek lisans yaparsa uzman öğretmen olabiliyor.
Ders ücreti alamayanlar, Üniversite, Milli Eğitim Müdürlüğü, Sendika ile protokol imzalayıp sürü ile tezli tezsiz yüksek lisans dağıtıyor.. 
Çok kişi alındığında teze öğretim üyesi değil tez yazım şirketi danışmanlık yapıyor (Akademisyenlerin bir kısmı bu şirketlere iş yapıyor)…
Tez yazım şirketleri, Türkiye’de olduğu gibi KKTC’de pirim yapıyor, para kapıyor, orijinallik yok, 30-80 sayfa arasında gidip-gelen tezler, şişirmeli  EKLERLE iş yapıyor, helâl MAAŞI bile hak etmeyenlere zamlı PARA kazandırıyor…
PİYASAYA Bakalım 
Türkiye pahalılıkta uçmuş, Çanakkale ve ilçeleri pahalılıkta kimseye SIRA vermiyor…
Çanakkale-Ezine’de Ezine inek peyniri 240, İnek -keçi 255, Keçi-koyun 275-280 TL. Geyikli’de zeytinyağının litresi 200TL. Lahmacun  ve çorba 50 TL.  Geyikli ODUNLUK iskelesinde ve Dalyan’da çay 10, bir fincan KAHVE 40 TL. tost 65 TL. 
Bozcaada da  plâjda 2 şezlong, 1 şemsiye 300 TL. Ankara -Çanakkale şehirler arası otobüs 800 TL. 
Maaş zammından memnun olup da aldıkları ZAMMI kendilerine hak görenlerle bizim işimiz ve kıskançlığımız olmaz, biz, dengesiz zamları hak etmeyen milyonlarca insanımızı GAMLADIRMASINI istemiyoruz… 
Yazmak bizden, bu dengesiz maaş farkını düzelterek, gerekeni yapmak hükümetimizin yöneticilerinden, isteyenin bir yüzü KARA  !..  KARAYI - AKyapacaklara selâmımız var…