Bayram’ da, Hem il, Hem de Merkez ilçe yerini aldı.” Bu başlık, az biraz haber başlığı gibi oldu ama, idare edin. MHP’ nin Bayram’a katılmama kararını geçtiğimiz günlerde Gazetemizin manşetten görmüş
Bayram’ da, Hem il, Hem de Merkez ilçe yerini aldı.”
Bu başlık, az biraz haber başlığı gibi oldu ama, idare edin. MHP’ nin Bayram’a katılmama kararını geçtiğimiz günlerde Gazetemizin manşetten görmüştük. Bir flaş gelişme olunca, bu gün de bahsedelim istedim.
Denilen gibi olmadı ve MHP teşkilatları il merkezi ve ilçelerde tam kadro olması gerektiği gibi kutlamanın adresindeydi.
Konudan yeni haberdar olanlar vardır diye tekrarlayayım. Geçtiğimiz günlerde, MHP’ nin resmi bayram’ larda yer almama kararını haberleştirip, Manşetten yayımlamıştık.
Konu edilen sorun üzerine yaşanan bir gelişme, Milliyetçi cephenin kararını değiştirmeye yetti. Kısacası, MHP il Başkanı Hakan Pınar’ da, Merkez ilçe Başkanı Mesut Ergin’ de, tıpkı tüm ilçelerde olduğu gibi partilileri ile birlikte 30 Ağustos büyük zaferini coşku içinde yaşayanlardan oldu.
Neydi diye uzun uzun anlatmadan, MHP il Başkanı’ nın sosyal medya hesabından yaptığı açıklaması ile, alınan önemli karardan neden döndüklerini aktaralım.
MHP kurmayı Pınar, şok kararları gibi, alınan bu önemli karardan dönmelerinin nedenini şöyle açıkladı;
“15 Temmuz kutlamalarının yıl dönümünde, Gelibolu' da yaşanan Partimizin Kurumsal Kimliğini rencide eden davranışa yönelik olarak, bu gün İl Milli Eğitim Müdürü’ müzün daveti üzerine yaptığımız görüşmede, sorun Milliyetçi Hareket Partisi’ nin beklenti ve taleplerini karşılayacak düzeyde çözülmüş olup, Milliyetçi Hareket Partisi 30 Ağustos tarihinde yapılacak olan törenlere İl ve İlçe Teşkilatları ile güçlü bir şekilde katılım gerçekleştirecektir” sözlerini, sosyal medyadan kamuoyuyla paşlaşırken, bir de şöyle dedi;
“Değerli Çanakkale Kamuoyu’ na saygıyla bildirir”
MHP cephesinin, bir hadsizlik olarak değerlendirdiği davranışa imza atan isim ne oldu bilemedim ama, Bayram kutlamalarında yer alınması, elbet teki bir gereklilik ti.
X x x
HAYLİ DİKKAT KESİLDİĞİM, ŞİİRSEL ANLATIM…
Ne cevherler var aramızda. Yazılanları okuduğumda, hay maşallah diyesim geldi. Memur-Sen Çanakkale il başkanı Suat Özen, belli ki hayli özenmiş ve de kaleme almış düşüncelerini.
Bahsettiği konu yüz binlerce Sağlık çalışanını ilgilendirdiğinden, bir göz atalım istedim.
Şiirsel bir dille, “Bazen sabahın ilk ışıklarında çıkardık yuvalarımızdan...” diye başlıyordu sözler.
“Bazen zorda olan dostlarımızı sabaha kadar çıkarmazdık dualarımızdan...” anlatımı ile de devam ediyordu.
Devamında da; “Üşürdük kimi zaman sokaklarda; zemheri soğuklarda...
Oysaki alevler sarardı sıkıntıdan yüreğimizi... ve kimi zaman acırdı içimiz, incinirdik...
Üzerlerdi bizi, kırarlardı bazen hiç beklemediklerimiz...”
Bu sözler de, sağlık çalışanlarının hemen her an uğradığı sözlü ve fiili saldırıları mı özetliyordu? Diye sorasım da gelmedi değil hani.
Ne de olsa, Şifa dağıtan ellere yönelik şiddetin her türlüsüne karşı olan ben gibi, sanıyorum ki, sizler de bu saldırılara karşısınız.
Şiirsel dedim ya, hele bakın şu denilenlere; “Olsun be! Sarılırız yine Rabbimize, doğru bildiklerimize, bizi doğru bilenlere sarılırız yine... derdik... ve derdimizi severdik... Severdik birbirimizi, birbirimiz için sevinir, birbirimize kenetlenirdik yine...”
Şimdi sıkı durun. Bakın nasıl geliyor bir önemli konu üzerine, özenle düşünülüp kaleme alınanlar;
“Derler ya "iyi günde... kötü günde..." işte öyle... iyi günleriniz olsun hep kardeşlerim... iyi günde hep yanınızdayız... iyi günde hep bir aradayız... kötü gününüzde yan yanayız... kötü gününüzde elinizi tutarız. .. Saf tutarız musallanın önünde... yas tutarız evinizin önünde... Birlikte ağlanır, birlikte dağlanır yürekler bizde... Birlikte hüzünlenir, birlikte susar gözlerimiz...”
Bir büyük camiayı ilgilendiren konu dedim ya, sanırım meraklandınız.
Ben önce, bu konu için kaleme alınanlarla devam ediyorum, müsadenizle.
Diyordu ki Memur Sen il başkanı Suat Özen;
“Bizler sırtlanların çakalların değil, Arslanlar'ın yoldaşıyız;
Değerli kardeşlerim 4. Toplu sözleşme dönemini kamu çalışanları ve kamu emeklileri adına başarı ile sonuçlandırmış durumdayız.”
Şimdi başlıyordu mesele ve o mesele için hereksin anlayacağı dilden denilenler.
“Yetkili Konfederasyon ve yetkili sendika olarak kazanımlarımız ortadadır, bundan sonraki süreçte de nerede mazlum, nerede bir mağdur varsa yanında olacağız.” Sözü ile, bir alışılmışlığın dışında, sendikal çalışmalardan söz ediyordu, şiirsel anlatım ile başlayıp, yekten sözlerle Başkan Özen.
Hakikaten bana değişik geldi böylesine bir anlatım ile, sendikal faaliyete ilişkin bilgilendirme yapılması.
Bunca senedir gazeteciyim, bir ilke rastlayınca, ilginç gelen bu hali paylaşayım dedim.
Sözlerinin devamında; “ Değerli kardeşlerim bizim dava sorumluluğumuz var, bizim ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğumuz var, bizim sırtımızda tarihin sorumluluğu var, bizim sırtımızda ecdadın emaneti var.
Bizim sırtımızda Milletin rızk küfesi var, bazıları gibi pamuk helva şekeri yok.” diyordu bir sendika başkanı.
Bir de diyordu ki; “Gazetelere çıkıp şimdi şarlatanlık yapıyorlar, çalışanları Memur Sen'e ve Bağlı Sendikalarına karşı kışkırtıyorlar.” İfadesi ile, hayli dikkat kesildim ben de haliyle.
Sonrasında da; “Yine bu teşkilatın sırtına yapışıp kanını emenler bu gün genel başkanlarımıza hakaret ediyorlar, bizi sattınız diyorlar.
Değerli kardeşlerim biz sizi satmadık, biz rızkımızı arttırmak için sizin adınıza son noktaya kadar mücadele ettik, şunu hiç unutmayın ki Rezzak-ı alem olan, rızkın sahibi olan Allah’tır, kullar sadece ve sadece vesiledir.
Bu gün üyelerimizi kışkırtıp Memur Sen teşkilat mensuplarına "Pısırık" diyenler kendi geçmişlerine baksınlar, kimin pısırık, kimin Memuru nasıl sattıklarını, kimin bu Milletin ekmeğine kan doğrayıp kimler ile iş tuttuklarına baktıklarında kendilerini göreceklerdir.”
Hayli dikkatimi çeken bu sözlerin sahibi olan Memur Sen il Başkanı Özen,
“Enflasyonun yüzde 10’u geçtiği dönemlerde, imza attıkları yüzde 2+2’lere, 3+3 gibi artışlara başarı diyenlerin, bugün ürettiğimiz kazanımlara dil uzatmalarını gayri ciddiliğin son sürümü olarak değerlendirdiğimizi ifade etmek isteriz.” İfadeleri ile devam ediyordu sözlerine.
“Öyle anlaşılıyor ki Memur-Sen’in, yıllardır elde ettiği yüksek oranlı kazanımlar ciddi bir çıta oluşturmuştur ve kimi sendikalar Memur-Sen öncesi dönemin kazanımlarını unutup kendi dönemlerinde hayalini kurup teklif dahi edemedikleri Memur-Sen’in kazanımlarını değerlendirmektedirler. Bu da gösteriyor ki kazanımın ölçütü yine bizzat Memur Sen'dir.
Salt ücret sendikacılığıyla değil, değer sendikacılığıyla da farkını ortaya koyan Memur-Sen hiçbir şart altında duruşunu bozmamıştır. 28 Şubat'ın kirli sayfalarının yırtılıp atılmasında, başörtüsü zulmünün kaldırılması için toplanan 12 milyon 300 bin imzada, 27 Nisan e-muhtırasından 15 Temmuz ihanetine, Gezi tertibinden 17-25 Aralık kumpasına kadar her konuda milletin yanında saf tutan duruşumuzdan taviz vermediğimiz gibi memurun haklarını sonuna kadar savunma ve kazanımları en üst düzeyde elde etme duruşumuzdan da taviz vermedik, vermeyiz.” Şeklinde, oldukça iddialı çıkışıyor, bir deyişle ‘yapılması gerekeni yaparız’ a getiriyordu lafını.
Memur-Sen’ in değerleriyle, duruşuyla özgün ve özgür sendikacılığın temsilcisi olduğunu da savunan il başkanı,ardından da net veriyordu mesajını. Nasıl mı? Aynen şöyle;
“Memur-Sen’i güçlü kılan kadim medeniyet değerleri ile yoğrulmuş duruşu ve bu duruşu destekleyen üyeleridir.”
ADALET KURULTAYI’ NA SERT GÖNDERME…
Ana muhalefet’e, muhalefetin de yer aldığı açıklama da denilenler, dikkat kesilmeyecek gibi değildi.
Neden mi?. Buyurun birlikte göz atalım, Yorumu da ben gibi, mümkünse içimizden yapalım.
Memur Sen il başkanı Özen, tam olarak şöyle diyordu;
“Değerli kardeşlerim, Ülkemiz dört bir taraftan kuşatılmış vaziyetteyken, kontrollü sözde kurultay bölgesinde yapılan konuşmaları duyduktan sonra bu gün Memur Sen Genel Başkanımız Sayın Ali Yalçın'ı ve Sağlık Sen Genel Başkanım Sayın Metin Memiş'i telefonla arayarak, Sayın Genel Başkanım üç kuruş fazla alacağız diye Ülkemizi yangın yerine çevirmek isteyen, içeride ve dışarıdaki hainlere fırsat tanımadan, şer odaklarının eline fırsat vermeden, toplu sözleşmeyi kullanarak toplumsal sözleşmemizi bozacak olanlara aman vermeden, iyi ki o sözleşmeyi imzaladınız, belki bu gün için yarası kaşınan üyemize anlatmakta zorlanabiliriz ama, bu imzanın değerini bilenler bilir, bilmeyenler de mutlaka anlayacaktır, Allah sizlerden razı olsun dedim.” Diyerek, yapılan bir görüşme özetleniyordu.
Kısacası, günlerdir konuşulan bir kurultay dan da söz ediyordu Memur Sen il başkanı Özen.
Sözlerinin sonunda, “Değerli kardeşlerim Sizlerde o imzanın değerini ve ağırlığını, anlayacak ve anlatacaksınız.” diyerek, noktayı koyuyordu.
Dikkatimi çeken bir anlatım dili ile kaleme alınıp, sonra da iki ayrı konuda oldukça okkalı sözler edilen bu çıkış, bakalım kimlerden, ve nasıl bir karşılık bulacak.
4 günlük bir tatil için, Çanakkale’ nin yazılı basını bayram izinin de olacak ya, bu nedenle birkaç gün ben de yok’ um.
Bayramın kutlu olsun Çanakkale…