Özelde Azerbaycan Türklerinin gerek Ruslardan ve gerekse Ermeni faşistlerden çektiğim acıların derecesi çok büyüktür.
Aslında sadece Azerbaycan Türklerinin yaşadığı değil bütün Türk dünyasının Ruslardan Amerikalılardan Avrupalılardan ve Çinlilerden çektiği çile, zulüm ve katliamlar unutulacak gibi değildir.
Türk dünyasının yumruk haline gelmesine asla izin vermeyen şimdilerin emperyalist devletleri ve eskinin imparatorlukları hala aynı politikalarını sürdürdükleri de bir gerçektir.
Dünyanın klasik kabadayıları, zorbaları Türk dünyanın birleşmesinden büyük endişe duyduklarından olsa gerek, Türk dünyasının ortaklık ve birleşme üzerine en ufacık kıpırdanmasında derhal harekete geçerek, ya doğrudan doğruya veya dolaylı yoldan maşa devletleri ve örgütleri kullanarak saldırılarına başlamaktadır.
Son yıllarda Türkiye ve Azerbaycan’ın el ele kardeşçe birbirlerine sahip çıkmaları sonucunda Azerbaycan Türklerine bela olan Ermeni Devletine çok kısa sürede ağır bedeller ödettiler.
Bugün için kurulmak istenen Türk Dünyası devletler topluluğu heyecan verici bir gelişmedir.
Türk dünyasının içine dahil olan Macar Türklerinin varlığı tek başına Türk dünyasını heyecanlandırmaya yetmektedir.
Umuyor ve diliyorum ki Macarlar gibi Bulgarlar da Türklük şuuruna erişerek bu yapıya katılacaktır.
Türk Dünyası coğrafyası çok büyük yeraltı, yer üstü ve insan kaynaklarına sahiptir.
Türk dünyasında ve coğrafyasında yaşayan, Türk devletlerine tabi olan ki diğer milletlere mensup insanlar Türk milletinin büyük hoşgörüsü ve kabulü sayesinde son derece iyi hayatlar sürmekte ve Türklerin sahip olduğu haklardan çok daha fazlasına sahip olacak şekilde yaşamaktadırlar.
Türk dünyasının ilk nesil akınlarının uç devletleri Bulgar ve Macar Türkleri ise ikinci nesil akıncı Türk devleti de Türkiye’dir.
Selçuklulardan Osmanlıya ve Osmanlıdan Türkiye’ye geçen güçlü devlet özellikleri oldum olası Avrupa devletlerini huzursuz etmiştir.
Osmanlı sonrasında kurulan Türkiye’nin içinde yaşayan şaşkınlar işin farkında değildir.
Onlar, bilerek veya bilmeyerek Türklüğe ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucu lideri Atatürk’e ve kurduğu devlet düzenine bir intikam duygusu içerinde saldıran, ayrılıkçı etnik Kürtçüler, Kürt veya Müslüman kılığındaki ortalığı bulandıran Ermeni, Rum veya bir başka millete aidiyet duyanlar ve bunların tuzağına düşen akılsız ve beyinsiz Türkler, ne yazık ki Türkiye Cumhuriyetine karşı her türlü siyasal, etnik, kültürel düşmanca saldırılarına durmadan aralıksız olarak devam etmektedirler.
“Ne Mutlu Türküm Diyene” diyebilen Türk Milletinin evlatları Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki vasiyeti ekseninde Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Siyasal coğrafyasına sahip çıkmaktan ve bu gibi habis fikirlilerle siyasal olarak mücadele etmekten geri durmamalıdır.
Değerli Türk Milletinin evlatları, Sevgili Atatürk gençliği;
Ülkemizin ve şanlı devletimizin ordusu, polisi, istihbaratı, devlet kadroları, aklı başında vatansever siyasilerimiz devletimizi her türlü iç ve dış silahlı ayaklanmalara ve saldırılara karşı koruyacak kudret ve güçtedir. Bundan zerre kadar şüphe duymayınız.
Devletimizi yönetenler ve bir bütün olarak devletimiz, anayasamızın değişmez maddeleri ekseninde kurucu değerlerine sahip çıkacak siyasal akla ve bilince sahiptir.
İşte bu koşullarda Biz Türk Milletini huzursuz etmek isteyen kahpelere aldırmayın. Onun bunun evlatlarının hoyratça ve düşmanca din üzerinde Atatürk’e ve Türk Milletine ve devletine saldırmalarına aldırmayın ama gerekli fikirsel hassasiyetinizi de muhafaza ediniz.
Şu günlerde Azerbaycan devletimizin Dağlık Karabağ’da elde ettiği büyük zaferin, gösterdiği üstün harp sanatı örneklerini kıskaçlığı ile Azerbaycan devletimizi ve Azerbaycan’ımızın şanlı ordusunu Ermeni soykırımcılığı ile suçlayan Türkiye kökenli onun bunun evlatlarına aldırmayın.
Bizler Türk Milletinin evlatları olarak Türk dünyasının Birleşik Türk Devletler Topluluğu olarak bir araya gelmelerine katkı sunacak pozitif fikirlerimize katkı sunmaya devam etmeliyiz.
Türk Milleti kendine sahip çıkmadıkça başımız beladan kurtulmaz.
Türk Dünyasının ışığı ve yol göstericisi Atatürk’tür.
Emin olunuz ki Ulu önderimiz Atatürk’ümüz geçen yüzyılın, bu yüzyılın ve gelecek yüzü yılların hem siyasal ve hem sosyal, hem ekonomik ve hem de kültürel olarak en büyük yol göstericimizdir.
Öncelikle Türkiye ve Türk Devlet adamları yeter ki Atatürk’ün ne yaptığını, neleri başardığını ve Türk Milletini nereye götürmek istediğini idraki ve bilinçi içerinde olarak onun yolunda devletimizi demokratik laik ve sosyal hukuk devleti olarak muhafaza etmeye çalışsınlar.
Türkiye’nin muhasır medeniyet yolundaki her ileri adımı bütün Türk dünyasına ve mazlum milletlere örnek olacaktır.
Türk Milleti ve Türk devletler topluluğu dünyaya ve insanlığa huzur barış ve kardeşlik getirecek güç ve kudretinde yegâne kaynağıdır.
Onun için bir kere daha yazayım Türk Milletinin yaşayan nesli olarak gerek içimizden ve gerekse başka milletlerden onun bunun şer düşünceli evlatlarına takılıp da kendinizi oyalamayın, enerjinizi boşuna tüketmeyin.