İkinci dünya savaşı yıllarında Hitler’in NAZİ Almanya’sında ağır zulümler gören, ağır işkencelere maruz kalan ve gaz odalarına öldürülen Yahudilerin bugün için dünyanın en zalim ve ......
İkinci dünya savaşı yıllarında Hitler’in NAZİ Almanya’sında ağır zulümler gören, ağır işkencelere maruz kalan ve gaz odalarına öldürülen Yahudilerin bugün için dünyanın en zalim ve en gaddar ülkeye dönüşmesi tesadüfi olamaz.
Filmlere konu olan Yahudi soykırımı sahnelerine bakıp da içimizin acıdığı o vahşi günlerden bugüne geldiğimizde bambaşka bir Yahudi ırkıyla karşılaşıyoruz. İsrail Devletinin faşist ırkçı yöneticileri, güçlü ordularıyla ve istihbarat örgütleriyle masum Filistinlilere saldırırken hayretler içinde kalıyorum.
Almanların yok etmeye çalıştığı Yahudiler şimdiki İsrail Yahudilerinin ataları değil miydi? Onların tarihinde ırkçılığın acıları yok muydu?
Soykırımın ne olduğunu bilmelerine rağmen, masum insanların öldürülmesinin ne anlama geldiği bilinmesine rağmen bugün için Yahudi Millet nasıl olurda eli kanlı, kan emici vampir yöneticilere devletlerini teslim edebilirler ki?
Bugün Yahudilerin Almanya’da uğradığı katliamların çok daha beterini İsrail Devleti masum Filistin halkına karşı uygulamaktadır.
İsrail’in her çeşit bombaları altında Filistinli çocuklar ve insanlar ölmekte, sakat kalmakta, evlerinden ve yurtlarından koparılıp başka ülkelere sürülmeye çalışılmaktadır.
Filistin için durum bu kadar berbat ve acı olsa da ortak politika üretemeyen Arap ülkelerinin durumu da trajikomik haldedir.
Dünyanın en zengin devletlerine sahip Arap Milleti, bolluk ve refah içinde yaşarken; yokluğa, açlığa, İsrail zulmüne ve katliamına maruz kalan Filistin halkının son derece sahipsiz ve çaresiz olması, Arap dünyası için bir utanç sebebi değil de nedir?
Ama bu konuda en büyük destek Batı devletlerine sığınmış Ortadoğu Arap halklarıyla Türkiye’den gelmektedir.
Bugün ülkemizde laikliğe karşı çıkan, ümmetçilik peşinde koşan, Türklüğü adeta inkar edecek kadar ileri giden, bulduğu her fırsatta Atatürk’e ve değerlerine saldırmayı marifet sayan anti laik siyasal İslamcı kesimler büyük bir kampanya, gösteri ve yürüyüşler düzenleyerek Türk askerini Filistin’e, İsrail’le harp etmeye göndermek peşindedir.
Türk askerini, Mehmetçiklerimizi ateşin içine atmayı kendine vazife edinmiş, sarıklı cübbeli dilinden Allah ve peygamber adını düşürmeyen ve kendilerini Müslümanlığın savunucusu ve sahibi olarak gören bu sıra dışı akıl sahipleri, ellerini taşın altına koymak yerine, Filistin’e gidip Filistinliler safında cenk etmek yerine, işin kolaycılığına kaçıp gariban Anadolu insanının asker evlatlarını ölüme göndermeyi hüner saymaktadırlar.
Madem mücahitlik ve şehitlik değerli bir makamdır. Buyurun meydan sizin. Filistin sizi bekliyor. Öyle sırça köşklerde yaşayıp, ben dualarla sizi destekleyeceğim demek kolay. El elin eşeğini ıslık çalarak ararmış derler ya hani. Sizin için, sizin şanınız için, sizin gönlünüz olsun diye Türk askeri Filistin’de ölüme gidemez.
Türk askeri Türk vatanını ve Türk Milletinin menfaatlerini koruyup kollamak için mücadele eder ve şehitliği göze alır.
Bugün için gerek ülkemizin konforlu ortamında sokaklara çıkıp eylem yapanlar ve gerekse Avrupa’nın demokrasisinden ve özgürlüğünden, güvenli ortamından istifade ile Filistin’e destek gösterisi yapanlar adeta sanal bir dünyada hayat sürmektedirler. Vicdanlarını rahatlatmaktadırlar.
Daha geçen gün HAMAS’ın lideri olduğunu söyleyen biri, bizden bir gazeteciye HAMAS’ın saldırılarını sonradan öğrendiğini beyan etmedi mi?
Afganistan’ı yaşanmaz hale getiren CIA beslemesi dinci örgütler değil miydi?
İran’da Mollaları iktidara getiren ABD ve Avrupa değil miydi?
Suriye’yi yakıp yıkan IŞİD ve DEAŞ dinci yapıları ABD’nin kuklası ve taşeronu değil miydi?
Ülkemizde Türk ordusuna pusu kuran, Türk Milletini tarumar eden, devletimizi çökme noktasına getiren FETÖ, ABD’nin beslemesi değil miydi?
İsrail’e saldıran HAMAS örgütü de emin olunuz ki ABD’nin ve Avrupa’nın beslemesi bir örgüttür.
Hatta daha da ileri giderek şunu söyleyebilirim ki bugün için Türkiye’de şeriatçılık peşinde koşarak Atatürk’e ve Türk Milletine düşmanlık eden ne kadar cemaat ve tarikat ve siyasal dinci yapı varsa biliniz onların arkasında da ABD ve Avrupa devletleri vardır.
Yarın ülkemizde kimi cemaat, tarikat ve siyasal dini yapılar memleketimizi yaşanmaz hale getirdiğinde ve Türk devleti bunların defterini dürmeye başladığında bu cemaat, tarikat ve siyasal dinci yapıların tüm yöneticileri ABD ve Avrupa’ya kaçacaklardır.
Onun için Türk askeri Türklerin askeridir.
Türk Devletinin ve Türk vatanının koruyucusu ve muhafızıdır.
Mustafa Kemal’in askerleridir.
Filistin’e gitmek isteyen önden buyursun.