Nurlar İçinde Yatsın, Ardında Kalan; Gülümseten O Anılar!!!...

 

Kurultaya giden Ana muhalefet parti, bir ödnem kapatılmış, eyirne SHPP kurulmuştu.. Hatırlıyoru o gnüleri. Rahmetli Erdal İnönü ile 7 Haziran Belde seçimleri münasebetiyle Çanakkale seçim gezisinde yer almış bir gazeteciydim o yıllarda. Yıl 1991

Ve o yılın 20 Ekim tarihinde gerçekleşen genel seçim sonrası, Dönemin koalisyon hükümetinde yer almış, Başbakan yardımcılığı görevini üstlenmişti rahmetli.

DYP-SHP koalisyon hükümetinin ortağı olmuştu kısacası..

Çanakkale ziyaretleri bi hayli çok olmuştu rahmetlinin.. 18 Mart Deniz Zaferi Yıl dönüm törenlerine katılmıştı mesela..

Anımsıyorum da yine; o vaktiler kutlama törenleri Demircioğlu caddesi üzerinde yapılırdı.. Protokol  saygı duruşu ve İstiklal marşı çin ayağa kalktığında fark etmiştim, hatta fotoğraflamıştım tanık olduğum ilginç  manzarayı..

Rahmetlinin açık krem renkli meşhur bir Pardesüsü vardı.. Düğmelerden birini yerini atlamış önünü ilikler iken, Pardesü o haliyle hemen dikkat çekmişti..

Bir kenarı diğerine göre orantısız haliyle, uzun kalmıştı.. Haber ajanslarının gazetelere servis edilen fotoğraf altlarında; "geleceğin başbakan adayı" ifadeleri geçmişti diye hatırlıyorum şu an..

Hey gidi günler hey.. Siyasette o vaktiler, kavga yok, atarlanmak yok.. Partilinin ya da kurma kadronun kalbine kıracak sözler edilmezdi.. Şimdi öyle mi ya(?) (misel, CHP’ de)

Belki diyorum, kurultaya günler kala, o güleri hatırlar siyasetçiler… 

SOSYAL MEDYADA DOLAŞIYOR, “ARDA KALAN ESPİRİLER…”

Merhum Edal İnönü’nün ölümünden sonra övgüyle dile gelenler öyle çok ki.. Gerçi sağlığında da bunlar yazılır çizilirdi. Yazılır, çizilirdi de, o dönemler iletişim bilgiyi erişmek böyle kolay değildi.. Facebook falan yoktu yani..

Sosyal medyada halen dolaşan paylaşımlardan söz edeceğim az biraz..

Rahmetli Erdal İnönü’ den söz edilen hikayelerden..

İşte biri; “Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar:

- Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek?

- Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.”

Ne de güzel bir yanıt.. Anlayana tabi.. 

Bir yenisi daha… “Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey'e hitaben ‘Ölürüm yoluna’ diye haykırır.

Erdal Bey cevap verir: “Dur, ölme. Bir oy bir oydur.” diye..

Nasıl da gülümsedik şu anda.. Değil mi?...Hey gidi günler hey…

Bir de şu hikaye var.. Sık taksi kullanan bir genel başkandı merhum Erdal İnönü.. 

Gelelim o hikayeye; Erdal Bey bir gün İstanbul'da taksiye binmiş. Şoför:

"Sen ne kadar Erdal İnönü'ye benziyorsun" demiş.

"O, benim" diye cevap vermiş Erdal Bey...

Şaşırmış taksi şoförü...

"Yahu" demiş, "...birisi daha var. Harbiye'nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü".

Bunun üzerine Erdal Bey, espriyi patlatmış: "O da benim....!"

Tarihe geçmek , tarih yazmakla olmuyor denilesi bir durum aslında bu hikayeler.. Ardından, hoş sözler ile rahmetle anılanlar da tarihe geçenler oluyor bence..

Rahmetli gibi.. Güler yüzlü hali geldi şu an gözümün önüne..

SHP genel başkanlığı dönemimde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider Rahmetli..

Garsonun "Bir şey almak ister misiniz, efendim" sorusu üzerine

"Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz" yanıtını verir… Gerçek haa, uydurma değil bu yaşanılanlar..

Ve sıkı durun şimdi.. İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duyar..

Eşi Sevinç Hanım "Erdal koş fare var' diye bağırmaktadır..

İnönü istifini bozmaz ve eşine öyle seslenir, hayli rahattır..

- Ne yapayım Sevinç. Ben kedi miyim… ?

Ve gülerden bir gün.. yine bir gün yani, tam da rahmetliden duyulacak yanıt gelir yine..

Gazeteci der ki: - Sizin için Norveç’te başbakan olabilir, diyorlar.

Rahmetli Erdal İnönü’nün cevabı: - Çok teşekkür ederim. Bu herhalde, Türkiye’de bu işleri beceremiyorsun, demenin kibarcası.

Ve geldik, sosyal medyada halen dolaşan o anılardan söz edilen günleri anlatır bir başka hikayeye.

Erdal Bey’e bir gün, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini sorarlar.

Yanıt müthiştir: “ Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!” bir ifadede bulunduğu söylenir..

Birebir işitmedim.. Tanık değilim o anlara.. Ancak, rahmetli tam da böyle sözler ederdi diye söyleyenlerin çok olduğunu hatırlıyorum yakın çevresinde..