GEREKLİ ÖNLEMİ ALMAK MÜMKÜN.. BÖYLELİKLE; FALAKETLERİ YAŞAMAMAK DA MÜMKÜN...
Her saniye, ecel ile burun buruna olanlardır Denizciler..
Gemi adamından, Miçosuna, Çarkçısına,Silicisine.. Lostromasından, Aşçısına, Telsiz ya da Elektrik zabitinden, Serdümenine..
Süvarisi yani; Efendi kaptanından, 2. , 3. ve dördüncüsüne dek kaptanlarının, hep burun buruna olanlardır ölümle tüm Denizciler..
Dünyanın birçok ülkesi geliyorum diyen felaketi önlemeyi bilmiş aslında.
Yaşlı gemiler, açık denize çıkmıyorlar misal.. Çıkarılmıyorlar..
Denize elverişlilik belgeleri, nasıl gerkiiyor ise öyle düzenleniyor çünkü.. Örnekler çok..
Bildiğim kadarı ile bahsettim bu önemli konudan..Bunlardan söz etmemin nedeni ise; Karadeniz'de yaşanan son felaket.. İnşalah da son olur bu yaşanan felaket..
Geçimini Enginlerden sağlayan onlarca denizci, canından oldu.. Acı tarifsiz.. yaşayan bilir..
Ve bir çığlık atıldı.. Sosyal medyadan!!!
Sözler hayli net.. Vurgulanan o konu da..
Bir kaptan ses veriyordu, konuya özel paylaşımı ile..
Çok çarpıcı bir başlık atıyordu diyeceklerinin başına.. Şöyle ki;
"İtler bile gülüyor kimsesizliğimize"
Ve başlıyordu içinden gelenleri kaleme almaya.. Biliyordu bilinen tüm meseleleri..
Ve şöyle diyordu Cihat kaptan.. Bu arada, Çanakkale'yi, döşediği maşınlar ile geçilmez kılan Nusret mayın gimisinin kaptanının torunun, torunudur kendisi..
"Sözün bittiği yer..." der gibi ifadeler kullanıyordu Cihat kaptan..
"Günlerdir bu yazıyı kaleme almaya çalışıyorum. Tabiri caizse yazıp yazıp siliyorum. Karadeniz Ereğlisi’nde fırtına sonucu iki gemi kırıma uğradı.
Bunlardan birincisi Pallada isimli Rus nehir tipi Volgabalt olarak betimlenen bir gemiydi. Şans eseri bu gemi kıyıya vurduğu için ortadan kırılmışta olsa, yaşam mahalli kısmındaki gemi personelinin tümü itfaiye ekiplerince kurtarıldı.
ŞANSLI OLAMAYANLYAR...
Fakat Kafkametler isimli koster ve gemi mürettebatı o kadar şanslı değildi.
Kıyıya yalnızca 2 gomina mesafedeki mendireğe çarparak battı.
Maalesef 12 mürettebattan kurtulan olmadı. Üstelik şu ana dek yalnızca 2 mürettebatın cansız bedenine ulaşıldı.
Deniz şehitlerimizin mekanları cennet olsun.
Umarım naaşları bulunup ailelerine teslim edilir. Ailelerinin en azından başlarında dua edebilecekleri bir mezar taşı olur."
Konu öyle hassas ve bir o kadar da önemli ki... Bence de, denizciler için kader olmamalı bu yaşanılan facia..
Cihat Gündoğdu kaptanın kaleme aldıkları bu kadar değilydi elbet..
Devamı vardı, altını çizdiklerinin. Ve tam olarak şöyle atıyordu çığlığını...
"Batan iki geminin yaşından, saç kalınlıklarından son survey denetimleri üzerinden bir şeyler söylemek elbet mümkün. Fakat Türk deniz ticaret filosunun bir ferdi olarak Karadeniz’de tarihi geçmiş içerisinde sayısız ticaret gemisi battığını bilmeyenler için hatırlatmak isterim.
1987 yılında 59.000 ton cevher yükünü Brezilya Rio dan Karadeniz Ereğlisi limanına getirmek için seyreden Topkapı S gemisi 18 kişilik personeli ile Karadeniz de fırtına esnasında batmış yalnızca 2 kişi Ereğlili balıkçılar tarafından kurtarılmıştı.
Dolayısıyla gemilerin batmasının küçüklükleri ile alakasının olmadığını bu örnek ile anlayabilirsiniz.
Kazadan onlarca saat sonra ben bu satırları kaleme alırken, Kafkametler gemisinin su altındaki mevkisinin tespit edildiği yetkililer tarafından açıklandı.
25 metre derinlikteymiş. Öncelikle; 'peki bu 12 meslektaşım deniz ve hava durumu göze alındığında kurtarılabilir miydi?' sorusunu sormalıyız.
Denizin durumunun kurtarmaya müsait olmadığını 12 yıllık mesleki tecrübem ile dile getirebiliyorum. Fakat söz konusu havadan bir kurtarma ise tam aksine denizcilerimizin zamanında müdahale ile kurtarılabileceği düşüncesindeyim.
Çünkü geminin mendireğe bindirmesi ve ardından batması arasında takribi 20 dk lık bir süre var. Bu süre kurtarma operasyonu için yeterli bir süre.
Gerek personel sayısı gerekse de mevkinin kıyıya çok yakın olması karşımıza bu gerçeği çıkartıyor.
Amerikan sahil güvenliği benzer ve kimi zaman daha kötü deniz ve hava şartlarında benzer kurtarma operasyonlarını icra ediyor.
2019 yılında batan Volgabalt 214 adlı gemi personelinin kurtarılması da bu sayede sağlanmıştı.
Türk milleti de gerekli teçhizat ve imkanlar sağlandığında pekâlâ aynı operasyonları karasuları içerisinde gerçekleştirebilecek yeteneğe sahiptir.
En büyük eksiklik organizasyon ve imkân…
Geçtiğimiz yıl Arvin isimli gemi Bartın açıklarında batmıştı. Önceki yıl Bilal bal gemisi ve diğerleri….
İsimler gemi tipleri vesaire değişse de; tek değişmeyen ölümün buz gibi soğukluğu ve kimsesizlik…
İktidarı ve muhalefeti ile bir olup denizci yıpranmaz diyenler elbet meslektaşlarımın ailelerinin gözyaşlarını acı çığlıklarını görmezden gelecek.
Ben en azından yüreğimin sizinle yandığını bilmenizi isterim. Yıpranmayıp ölen meslektaşlarımın ruhları şad, mekanları cennet olsun…Kaptan Cihat GÜNDOĞDU..
Benim ailemde de birçok denizci var. Bu yaşanılanlar; Acı bir olay.. Yaşanılan acıyı yaşayanlar ve de mesleğe kendini adamışlar en iyi blir..
Diyeceğim o ki; Biz aynı zamanda, Denizci Bir Milletiz.. Mavi vatanı, ölümümüz panasına sevenleriz.. Rabbim, hiç bir denizcimize aynı felaketi yaşatmasın inşallah..
Her daim, Selamet versin onlara.. Amin!!!!...