Sen ne yaptın, nasıl bir konuşmaydrı bu böyle?.. Tüyerim diken diken oldu, bilinsin isterim..
Kimse sanmasın ki, işmkembeye kübradan atıyor ve ediyorum kendimce bu sözleri... Bilinsin isterim...
Bilmeli ve işitmeliyiz bence bu edilen sözleri..Tarih vermeyeceğim, yaşım ortaya çıkar. Fakat, ben böylesi bir konuşmaya ilk kez tanıko ldum mesleki hayatımda.. Bilinsin isterim..
Bilinsin isterim diyeceklerim daha çok aslında.. Yürekten, içten gelen sözler, neden bilinmesin ki ayrıca...
Adaylığı açıklanan genç siyasetçi diyeceğim.. Adı; Burak Kunt..
Ne de güzel ettiği bir söz vardı, Adaylığının tanıtıldığı sahnede yaptığı o konuşmasında...
Şöyle diyordu, benim yaşıma göre genç sayılan siyasetçi; "1986 Çanakkale doğumluyum, 38 yaşıma girdim, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı yaştayım. Her ne kadar Cahit Sıtkı Tarancı yaş 35 ömrün yarası demiş olsa da, içimdeki çocuğu yaşatıyor olmanın büyük bir mutluluğu içindeyim. Ve biliyorum ki kurtuluşumuz içindeki çocuğu yaşatmayı becerebilenlerdedir. Lakin bir genç olarak değil, genç bir siyasetçi olarak bugün benim adaylığım ile atılan bu adım, Çanakkale’nin tüm gençleri için bir umut olarak simgeleşecektir. Bugün bunun gururunu yaşıyorum. Bilinsin isterim. "
Bilinmesini istediği ve altını özenle çizdiği bir dediği daha vardı Burak' ın.. Dedim ya başta da, "neler dedin öyle, diken diken ettin tüylerimi" diye..
Şöyle diyordu Burak, Akşener'den bahisle müsade ister iken diyeceği söz öncesinde; "Genel başkanım müsaadeniz olursa bir kişiye daha söz vermek isterim.
Ellerinizden öper 5 yaşında bir evladım var. Atlas. Anlamayacak biliyorum ama tarihe not düşmek amacımız malum.
Evlat bugün annenle, buradaki iyi partinin neferleri ile, dostlarım arkadaşlarım büyüklerim ile çıktığımız bu yolun en önemli sebebi sen ve senin neslindir. Dünyada onca kötülük varken, Gazze’de onlarca bebek çocuk katlediliyorken benim elimden gelen bu şehri muhafaza ve müdafa etmektir. Sen ve senin neslin için. Size söz veriyorum! Bilinsin isterim."
30 küsür yıllık gazeteciyim.. Rakamlar çok önemli değil belki de, 34' e doğru ilerlemiş haldeyim.. Ne böyle anlamlı bir söz verildiğini işittim geçmişte, ne de benzerini..
Burak, sen ne yaptın be kardeşim.. Bitirdin bu sözü işitenin yüreğini, Bilesin istedim..
Çanakkale'de bahsetmek, öyle bir iki cümlede özet geçmek, zordur.. Zordur çünkü, Çanakkale kitaplara, ansiklopedilere, fasiküllere sığmayacak kadar değerli sözleri hak eden bir şehirdir.
Hep deriz, Burka' da tekrarladı kısaca dedi ki, Adaylığının açıklandığı toplantıya katılanlara ve elbette ki Genel başkanı Akşener’e;
“'Ülkemizin manevi başkentine, Cumhuriyetimizin ön sözünün yazıldığı yere, benim içinse evime, yuvama, Çanakkale ‘me hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.”
ÜÇÜNCÜ BİR YOL VURGUSU…
Siyaseten bir başlık açtı ayrıca konuşmasında.. Dedikleri, hayli çarpıcı ifadelerle geldi diyebilirim..
İYİ Parti Belediye Başkan adayı Kunt; “21 senelik iki kutuplu bir siyasi alanın konforunu yaşayanlara inat üçüncü bir yol, bir alternatif olabilmenin verdiği gurur ve mutluluk ile bugün karşınızdayım. Bugün artık endişeleriniz olmadan, şehri enerjisi ve liyakati ile ülkemizin ikinci yüzyılına taşıyacak, oy verebileceğiniz bir ekip var. Ben bugün ekip arkadaşlarım ile bunu temsil ediyor olmanın gurunu yaşıyorum. Bilinsin isterim.” diyordu ayrıca..
Sıraladığı başlıklar altında, dedikleri de pek dikkatimi çekti.. Konuşma özenle hazırlanmıştı, diyebilirim..
Gençlik önemli.. Geleceğin güvencesi sonuçta gençlerimiz.. Bu noktada, tam da şöyle diyordu Burak Kunt;
“Bu şehrin gençleri artık seslerini duyurmak için bağırmak zorunda kalmayacaklar, bizim ile birlikte fısıldasalar yetecek. Geleceğimize sahip çıkacağız. Birlikte yöneteceğiz.
Bu şehirde aile büyüklerimiz bundan sonra kendilerini asla yalnız hissetmeyecek. Söylem de değil, gerçek anlamda her an yanlarında olacağız. Geleceğimizi onların tecrübeleri ile planlayacağız.
Esnafımız artık kaderine yenik düşmeyecek bu şehirde. Her gün yeni bir zorlukla, zorbalıkla karşılaşmayacak. Esnafın derdini en iyi bir esnaf anlar, artık çözüm odaklı bir anlayış ile yöneteceğiz.
En önemli gündemimiz deprem olacak! Bina yenileme değil, gerçek anlamda kentsel dönüşüme teşvik edeceğiz. Hemşehrilerimizin Ekonomik sıkıntıları yüzünden riskli binalarda oturmaya mahkum olmalarına müsaade etmeyeceğiz.
Sabit gelirlinin, emeklilerimizin, çocuklarımızın ranta ve enflasyona kurban gitmesine müsaade etmeyeceğiz.
Kadınlarımızın hayatlarının her anındaki konforlarını arttıracağız.”
Siyaseten edilmiş sözler olarak değerlendirilebilecek bu ifadelerin, bütünlük içinde kıymeti Harbiyesi bence büyük ya neyse..
Anlamak önemli denileni.. Verilen sözü ve o sözün değerini.
Bunca yıllık meslek hayatımda, Sıkılmadan dinlediğim konuşmalar içinde en güzellerinden di diyebilirim..
Manası kadar kelimelerin, mesajı da pek anlamlı idi.. Rahmetle ‘Baba’dan, 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’ den sonra, böylesi hatipler de varmış dedirtti bu genç Çanakkaleli bana.. Bilinsin istedim..