İstanbul’ da da arıza yapmış.. Öylece yola devam etmiş. Sonuç; Çanakkale’de de aynı durum..
Varsayalım ki en kötü senaryo gerçekleşti.. Ne olacaktı?
Boğaz trafiğini tehlikeye sokan bu durum, olası bir deniz kazasına yol açabilirdi.. Yük gemileri, Feribotlar mesela.. Ya da, akar yakıt yüklü tankerler, kimyasal taşıyan koca koca gemiler.. Deniz kirliliği bir yana, denizde can pazarı kurulurdu kısacası..
Mavi Vatan’a zarar verecek her durum, biz Boğaz şehri yaşayanlarını çok üzer vesselam..
36 Mil uzunluğundaki Çanakkale boğazı geçişi sırasında, makine arızası yaşanan Libya bayraklı "Kevalay Queen" adlı yolcu gemisi, Kıyı emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bağlı römorkörler eşliğinde güvenli bölgeye çekildi..
Karadeniz gibi coşsaydı boğaz.. Fırtına şiddetli olsaydı ne olacaktı?
Denizcilerin korkulu rüyasıdır, fırtınaya yakalanmak.. Hele ki, gemi kumanda atından çıkar ise, yandı gülüm keten helva. Makine arızası yüzünden oluşacak olumsuzluklar karşısında, ne kaptan ne mürettebatın elinden gelmez ki bir şey.. Yaşanılanın adı olur, çaresizlik.. Allaha emanet bir durum oluşur.. Yardıma kısa sürede gelen olmaz ise, sonu kocaman bir soru işareti.
Neyse ki, Türk Boğazlarını koruyup kollayan denizcilerimiz var.. Onlar Kıyı Emniyetçiler..
Acil durum kalkışı yapıp, son sürat tehlike bölgesine ulaşırlar.. Yeter ki, halat verilip yedeklensin o anda deniz taşıtı. Güçlü römorkörler bi şekilde, çözüm üretirler.. Dün de öyle oldu.. Dakikalar içinde, yardıma koştu denizcilerimiz..
Libya'nın Misurata Limanı'na gitmek üzere İstanbul'dan hareket eden, 147 metre uzunluğundaki gemi, önceki gün Kadıköy önlerinde makine arızası yaşamıştı..
Yardımına yine koşanlardı Kıyı Emniyetçilerimiz.. An itib.ari ile, tam da zamanında müdahale sonucu, ters bir durum, olası bir kaza yaşanmadı.
Makine vukuatlı "Kevalay Queen"in, Çanakkale Boğazı'nda Gelibolu Tersanesi önlerinde yeniden makineleri arızalandı dün.. İstanbul sonrasında, aynı durum tekrarlandı yani.
Gemi kaptanı, durumu Çanakkale Boğazı Geme i Trafik Hizmetleri Merkezi Müdürlüğü (VTS)’ ne bildirdi, alarm durumuna geçildi o anda.
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı "Kurtarma-14" ve "Kurtarma-4" römorkörleri bölgeye sevk edildi Acil kodu ile.
.
Yolcu gemisi, römorkörler tarafından çekilerek güvenli bölgeye demirletilmek için yedeklendi kısa süre içinde. Olası bir deniz kazası, son anda önlendi denilebilir.
O GEMİDE OLMAK İSTEMEZDİM…
Parası, pulu, hali vakti yerinde olanlar, yaz demiyor, kış demiyor, deniz yolculuğuna çıkabiliyor.. Bahsettiğim gemi de, içinde yüzlerce yolcusu ile birlikte, deniz turizmi için seferdeydi dün..
İçinde kaç yolcusu var, bu konuda bir fikrim yok.. Yüzlerce diye tahmin ediyorum bu durumda.
Hani şu buz dağına çarpıp batan, efsane Titanic gelmedi değil şimdi aklıma..Ondan dolayı, o gemide olmak istemezdim dedim başta.
Kim olmak ister ki… Tatildesin, panik yaşıyorsun.. Hava şaratları zaten ortada. Kış ayı, olumsuz koşullar. Fırtına, yağmur, kar hatta.
Acil durum karşısında, filikaya binilecek, denize indirilen o filikalar ile yol alınacak..
Yediğin dalgalar yüzünden, ıslanma garanti.. Hele bir de, genç değil, yaş kemali geçmiş ise, kalp krizinden tangırt gitme durumu..
Yok arkadaş yom.. Ne tatil isterim, ne de böyle bir heyecan yaşamak.. Kokunun ecele faydası yok alında.. Kış gününde, deniz yolculuğu ile tatile çıkmış isen her şeyi göze almışsındır.
Ben de kime ne diyorsam!?!…
Ancak, şunu da demeden edemeyeceğim..
Neden, arızasının tam olarak giderildiği saptanmadan, o gemi, yola devam etmiş? Sorgulanmalı bence..
Türk boğazlarını, haliyle Mavi Vatan’ı, tehlikeye atmak da nedir yahu?...
Bu gün, yaşanmış bir faciayı da yazıyor olabilirdik biz gazeteciler..
Panik ile denize atlayan yolculardan söz edebiliyor da olabilirdik..
Dahası, denize atlayanların, ya da düşenlerin; soğuktan Hipotermi geçirip, canından olanları da yazıyor olabilirdik şu sayfalarda..
Şükürler olsun ki, öyle bir durum yaşanmadı.. Kar kış rüzgar demeden, 24 saat, görev başında olan Kıyı Emniyetçilerimiz iyi ki varlar.. Allah onlara her daim güç kuvvet, her daim selamet versin inşallah..