Parti üyesi olmadığını anlatır bir ifadesi sonlarda gelse de, bu da bir düşence biçimi sonuçta..
Siyaset kamuoyunda dile gelenlerin, sosyal medyada da konuşulduğunu sıkça gözler olduk bu aralar.
Herkes kadar siyasete ilgisi olan biri olarak, düşüncelerimi lafı açıldığında, eş dost arasında dile getirir, daha da ısrarcı olmam, düşüncelerimi kabul etsinler uğraşına da girmem.
Mesleğim gereği, tarafsızlık gerek ne de olsa..
Sandık ne vakit gelmiş ise, gider vatandaşlık görevim gereği oyumu kullanırım. O noktada siyaset biter..
Çok uzun zamandır, mesleği gereği olsa gerek; bir tür analizler yapan isimden söz edeceğim..
Düşüncelerini açık açık ifade eden bu isim, önceki gün yaptığı bir paylaşımında; ”Önseçim Olmazsa?” diyerek söze başlıyordu.
Ön seçim ısrarı, ana muhalefet partililerde bir hayli süredir yaşanmakta.
İstenilen olmaz ise şayet, yapılması gerekeni savunur sözler edilen bahsettiğim o paylaşımda;
“Çok çok düşük ihtimal Fakat Ankara’da olağanüstü kulis var..
Ve, atama oldu diyelim.
Bu durumda il genel ve belediye meclis üyeleri NET İSTİFA etmelidir…” dineliyordu.
Bu tutum, bence; Kendi adına düşündüklerini dillendirip, mevcuda yön verme girişimi ya, neyse..
Paylaşımda; “yok mevziyi kaybetmeyelim, yok Meclis’te olalım gibi ‘korkak’ ve ‘çaresiz’ adımlar boştur.” İfadesini de yer buluyordu.
Bir de şöyle bir cümle; “.. diğer üç aday parti hukukunda yasal olsa da bu atamanın meşru olmadığını kamuoyu ile paylaşmalıdırlar”
Bu noktada, ben de kendimce şöyle bir söz edeceğim;
“Herkesin aklı, kendine yeter bence.
Çanakkale siyasetçisi, takma akıl ile siyaset yapmaz… Yaptırmak isteyeni de takmaz. Tılamaz..”
Ben böyle tanırım Çanakkale siyasetçisini. Küçük hesaplar peşinde değil, büyük düşünendir..”
Mesleki tecrübe diyerek, 80 sonları,90 başlarından günümüze, seçim sürecinde, sahada yürütülen propaganda çalışmalarını, sağ ya da sol parti demeden, izleyen bir isim olarak, seçime katılan partilerin rahmete kavuşmuş, duayen siyasetçiler, genel başkanları ile ilçe ilçe, belde belde düzenlenen ziyaretleri de takip etmişliğim oldu.
O vakitler, siyaset ayrı bir ciddiyetteydi vesselam..
Öyle açık açık fikir beyan edenlere, ‘ben bu işin uzmanıyım’ tavırları ile hareket edenlere, bir tür yönlendirme teşebbüsünde bulunanlara rağbet asla olmazdı.
Ne diyecektim unuttum.. İyisi mi; bahsettiğim o paylaşıma döneyim..
Şöyle de bir cümle; “.. chp üyeleri çok ciddi biçimde sistematik olarak istifa etmeli ve bunu sosyal medyada paylaşmalıdırlar.
.. ben üye olsam bunu yapar kamuoyu ile paylaşırdım.”
Bekar meselesi ve edilen o meşhur söz geliveriyor senim de aklıma..
Çanakkaleli siyasetçiye, siyasete gönül vermişlere, akıl vermek kimin haddine..
İnsanın aklına şöyle de bir soru gelmiyor değil;.
“Üyesi olmadığı partinin partililerini istifaya çağırmak, kime ne kazandırır? “
Fizan’ dan gelecen, siyasete ve siyasetçiye fiyaka basacan..
Yahu burası Çanakkale..
Bir bakmışsın, sandıkta patlatmış oyu seçmen.. Hiç aklına düşmeyeni yetkilendirmiş, “Aha, başkanım sensin” demiş..
90’ larda, bir (4-0) rövanşı alınmıştı.. Hatırlıyorum da, ne seçim de amma..
Çanakkale siyasetçisi, siyasetçini seçmeni; gerektiğinde, ters giydirir pabucu..
Hani bende, hatırlatayım dedim..
Demokrasi ve gerekliliğini özetler Akademik anlatıları, Çanakkale seçmeni ve siyasetçisi ezber etmiştir..
Sözü edilenlerin Kitabını yeniden yazacak kadar zekaya, tecrübeye de sahiptir..
Demokrasi adına yapılacağı Çanakkaleli çok iyi bilir..
Yenide başlamamıştır bu konudaki bilinç..
7 göbekten gelir, 7 bin göbeğe yetecek kadar da yeterlidir..
Hadi fazla da uzatmadan, NOKTA diyeyim.. NOKTA…