İstanbul’u, Ülkemizin en güvenilir yerlerinden biri olarak gösteren Üşümezsoy hoca, milyonlarca kişinin içine su serpti.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy' un bu sözlerinin yer aldığı haberi pür dikkat okudum.
Bahsettiğim haberi okuma fırsatı olmayanlar için tekrar edeyim istedim.
“Türkiye'nin en güvenilir yerlerinden biri İstanbul'dur” sözleri, ne yalan söyleyeyim benim de içime su serpti.
Çünkü; İstanbul’ da yaşayan akrabam çok. Eş dost tanıdık da çok. En önemlisi de;biricik kızım yüksek tahsil için mega kentte öğrenim görmekte.
Sayın Üşümezsoy bu çarpıcı açıklamasına, Haberler.com'un YouTube kanalına konuk olduğunda etmiş.
Özetleyecek olursak şayet; Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Yalova'da meydana gelen ve İstanbul'da da hissedilen 4.1'lik deprem sonrası konuşmuş.
Türk medyası, deprem kuşağındaki ülkemizin neresinde bir doğal afet yaşansa, sözü mutlak ki İstanbul’a getirir. Hele ki bir deprem ise yaşanan, muhakkak İstanbul bağlantısı eklenir ve uzun uzun İstanbul konuşulur.
Yalova’ da meydana gelen deprem so8nasında da yine söz döndü dolaştı, haliyle İstanbul’a geldi.
"Şu an Türkiye'nin en güvenilir yerlerinden biri İstanbul'dur" ifadesi de, konuyla ilgili yöneltilen sorular üzerine geliverdi.
Daha da detaylıca bahsedelim t bu konudan. Konu önemli çünkü.. Konu İstanbul..
Yalova'nın Çınarcık ilçesinde önceki gün gerçekleşen 4.1 büyüklüğündeki depremi bir çok bilim insanı, konunu uzmanı değerlendirdi.
O depremi yorumlayan Prof. Dr. Üşümezsoy ise; olası İstanbul depremi ile ilgili son derece önemeli sözler etmiş diyebiliriz.
Deprem gerçeğinin kendini hatırlatmasından sonra, medya vasıtası4 ile akıllara hep getirile şehrimiz İstanbul olmakta.
Yaşayan nüfus anlamında bu şehrimiz elbette ki çok önemli..
İstanbul’a yakın mesafede, irili ufaklı meydana geleen her deprem ardından; hemen olası büyük Marmara ve İstanbul depremi konuşuluyor.
Yine öyle oldu.. Lakin, bu kez edilen sözler, yapılan değerlendirmeler, pek iç açıcıydı. Yüreklere su serpen ifadeler yüklüydü.
Şimdi sı durun.. Sayın Üşümezsoy tam olarak bakın ne demiş?
"Büyük İstanbul depremi diye bir şey yok.
Müjde olarak İstanbullulara söylüyorum; Kuzey Anadolu Fayı Çınarcık çukurunun güneyinden gidişli, Gölcük'ten Sapanca'dan güneyden geçen doğu-batı uzantılı bir faydır.
Kuzeye doğru İstanbul'a doğru yön değiştirip sapmaz. Adalar Fayı'nın kuzey kenarındaki yapı ise ölü bir yapıdır. Bugün çalışmayan bir yapıdır."
Denilenler aynen böyle.. Bir tür müjdeli haber de denilebilir yani..
Bitmedi, dahası da var denilenlerin.. Misal sayın Üşümezsoy hocanın şu dediği çok gündemde kalır.
Sayın hocanın, İstanbul'un Türkiye'deki en güvenilir yerlerinden biri olduğunu belirtmesi ardından;
"Şu an Türkiye'nin en güvenilir yerlerinden biri İstanbul'dur.” İfadesi kime çarpıcı gelmemiştir ki?
Gemlik Körfezi'nden gelecek depremin İstanbul'a 60 kilometre uzaklıkta olcağına dikkat çekmesi de bence önemli bir ayrıntı idi.
Çünkü, bu düşünceye bağlantılı yorum da mantıklı..
Şöyle düşünüyordu sayın hoca; “ Şiddeti azalarak gelir. Duyarız, sallanırız hatta Kartal tarafı kıyılar sallanır.
Ama İstanbul depremi dediğimiz fay söz konusu değildir ne adada ne orta sırtta.
Ama Kumburgaz'da ters bir fay var. Silivri düzlüğü, Kumburgaz çukuruna doğru yükselerek onun üzerine doğru gitmektedir.
Arkadaşlar 7.6, 7.8'lik deprem görmemişler. Biz bu depremi gördük; bir ucu Antakya'dan Pazarköy'e çıktı, oradan Pütürge'ye giden 300-350 kilometrelik fay kırıldı.
Marmara 150 kilometre. 3 tane Marmara lazım 7.7'lik bir depremin burada olabilmesi için."
Hesap ortada, verilen örnek net.. Haliyle, bence de edilen bu sözler çok mantıklı..
Deprem tartışmasız bir gerçeğimiz.. Tartışılmaz bir diğer gerçek daha var aslında.
99 depremi sonrasında, rahmetli Işıkara hocanın da sık sık dile getirdiği o sözü hatırlatmadan edemeyeceğim. “Derem değil, binalar öldürür” demişti rahmetle Ahmet Mete Işıkara..