Her aralık ayı geldiğinde Mehmet Âkif gelir, aklıma.
Bu ayda doğup, bu ayda aramızdan ayrıldığı için mi desem, yoksa Âkif’i çok okuyup, kişiliğini çok inceleyip özümsediğimden, kendimi de Âkif olarak gördüğümden mi desem, sizler, bu anlayışımı nereye koyarsanız koyunuz…
Mehmet Âkif Ersoy’u anlayıp-anlatabildik mi, yoksa çıkar uğruna kullanarak, Âkif anlayışını sığlaştırıp O’nu dar kalıpların içine sokarak, insanlığını anlamadan İslâmlığını mı kullandık ?!
Âkif’i kim iyi anladı diye soru soramam, anlamak için tanımak, onu içselleştirip yaşamak gerek… Âkif’i iyi anlayanlardan biri varsa, o da Yeşilçam filmlerinin “karakter jönü- Fikret Hakan” derim.
Kara Sevda şiir kitabındaki orijinal şiirlerinin sahibidir O !...
2008’ yılın bu aralık ayının sonunda Çanakkale’de, ÇOMÜ’de verdiği konferanstan sonra o günkü rektörümüz sevgili Ali Akdemir’in verdiği akşam yemeğinde, edilen sohbet sırasındaki sözüyle, Âkif’i en iyi şekilde tanıyanlardan biri olduğunu söylemem gerek:
Hayrettin Bey, “ biz bir yanlış yaptık; bu ülkede Nazım Hikmet’i KOMİNİST, Mehmet Âkif’i de YOBAZ ilân ettik işi bitirdik.” Kısaca biz ikisini de anlayamdık, demesi…
Âkif öldükten sonra, hasta-bakımsız çocuğunu MTTB’ğinde kaldığı yerden “ayyaş” sıfatıyla oradan atanlar, aç-susuz ve bakımsız kalmasını sağlayanlar, Âkif’imizi hep İslâm adına kullandılar, kendilerine uygun güncel çıkar sağladılar…
"Kültür; bir toplumun üyesi olarak insanın kazandığı bilgi, inanç, gelenek, görenek, sanatsal çalışmalar, erdem, ahlâki değerler ile diğer yetenek ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütündür. Kültürlü olmak; anlamak, görebilmek, gördüğünden anlam çıkarmak ve bu yolla bilgilenerek aklı yetkinleştirmektir.”
Anlamak-görmek fiili içinde;
Mehmet Âkif Ersoy’un MİLLİ bir değer olduğunu bilenlere, bildirenlere selâm olsun…
MEHMET ÂKİF Ersoy'un doğumunun (20 Aralık 1873) 150 yılı; (27 Aralık 1936) ölümünün 87.yılı.
Kendisini sevgi-özlem ve rahmetle anıyoruz...
Girne’den SEVGİLER !...