Bazı haberler vardır ki, işitenin içinde tarifsiz bir fırtına kopuverir.
Böylesi bir haber işte bahsedeceğim.. Üzüntümü anlatacak bir ifade yok, sözün bititği o yerdeyim şimdi…
Sayın 3310’u kaybettik.. Bir dönem Çanakkale’sinde, İl Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunan isimdi merhum HALUK BAHÇEKAPILI
Sertti, sert mizaçlıydı.. Lakin, kesinlikle oldukça faklı bir polis müdürüydü..
Kim ulursa olsun, emrinde çalışan teşkilat mensuplarına laf söyleyecek biri çıkar ise;
“Seversem ben severim, döversem ben döverim..” diyendi.
Hiç çekinmeden hem de.. Kısacası, bu konuda; ATARDI SON NOKTAYI.. NOKTA..
Biricik kızıma göbek adını da o koymuştu.. ‘Kardelen olsun bu çekik gözlü Türk kızının adı” diyerek. Dahası, öyle hitap ederdi biricik kızım Gülce’ ye..
2004 kışını yaşayanlar iyi bilir..
Çanakkale, Çanakkale olalı, belki de diyorum öylesi bir kış yaşamamıştır.
Şehir günlerce elektriksiz kalmış.. Yıkılan ağaçlar yolları kapatmış..
Çanakkale bir deyişle de, yine Geçilmez olmuştu..
Ne İstanbul, ne İzmir, ne de Bursa istikametine kara yolu alışım vardı. Tüm yolları kar kapamıştı.
Elektrik hatlarında oluşan, bacak kalınlığındaki buzlar yüzünden tüm direlerdeki nakil hattı patır patır kopuyordu.
Dahası, Çanakkale’ nin, dağlık tepelik bölgelerden geçen nakil hatları da aynı manzara.. Teller kopuk.. Nakil hatlarını taşıyan koca koca dört ayaklı direkleri, sanki biri tepesinden çevirip, tirbuşon haline büründürmüştü.. B u yüzden, elektrikler kesikti şehirde. Jeneratörü olan şanslıydı..
Çözüm aranıyor iken bu duruma, şehir merkezinde devrilen ağaçlar nedeniyle ulaşım kesildiğinde de çözüm üreten isim, 3310 devreye giriyordu. Polisimiz, o ağaçları da kaldırmasını bilmişti vesselam.
Kopan telleri, belki yerine kaldıramazdı polisimiz lakin, sağlam kalanlarına enerji verilmesi için o fikri sunuyordu.
Rahmetli 3310 Haluk Bahçekapılı Müdürüm, AK-ÇANSA çimento fabrikasının ürettiği kendi enerjisi ile, Çanakkale merkezini beslenebileceği fikri ile, olağan üstü durumda oluşan sıkıntıya çare olacak çözümü üretiyordu bir deylişle..
Öyle çok anı var ki biriken, hangi birinden söz edeyim şimdi.. Yazsam kitap olur, kitaplar ya da..
Her canlı tadacak bir gün kaçınılmaz olanı, ölümü.. Öyle de oldu.. Nurlarda yat Haluk Müdürüm..
Çanakkale’de, o’ndan gelen bu acı haberi işittiğinde, biliyorum ki çok insanın içi cız edecek..
Kaderde, sayın 3310’ un ardından yazmak ta varmış. Elim gitmese bile şu an klavyenin tuşlarına, toparlıyorum bir şekilde kendimi.
Çok uzun yılar sürmedi, kendisi ile bir Gazeteci olarak teşviki mesaimiz..
Lakin, buradan ayrıldıktan sonra da arayıp halini hatırını sorduğum isimdi merhum haluk Müdürüm
Hatırlamak bile istemediğim o kara günde, aramızdan göçüp giden merhum Erdal Gökyüzü Müdürüm düşüyor şu an aklıma.. O da çok kıymetli bir isim, yeri doldurulamayacaklardandı vesselam..
Hele ki, yine çok uzun zaman geçmedi, acı haberini işittiğim Celal Şirinterlikçi Müdürüm..
Nurlarda yatın inşallah, mekanınız cennet olsun..
Merhum Haluk Bahçekapılı’ nın vefat haberini, mensubu olduğu TEMÜDDER şöyle özetliyordu;
“Derneğimiz üyelerinden Emekli 1.Sınıf Emniyet Müdürü 1967 Polis Akademisi mezunu, Haluk Bahçekapılı Müdürümüz 16.01.2024 günü hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Merhum Müdürümüzün cenazesi; 18 Ocak 2024 Perşembe günü Ankara-Kocatepe camii’den öğle namazına mütakip Karşıyaka mezarlığında defnedilecektir. Merhum Müdürümüze Allah'tan rahmet ailesi ve Teşkilatımıza başsağlığı dileriz.”
Acı haber tez duyulur derler.. Öyle oluyor inanın ki.. .
Dün; “Bir Devir Kapandı” diyerek, 3310’ un Özel Kalem Müdür olarak Komiser iken görev yapan, can dostum, şimdi kendisi de bir Emniyet Müdürü olan Tufan Müdürümden işittim, bahsettiğim bu acı haberi..
Sözün bittiği yerde, bende de inanın ki söz bitti o anda..
Cennet mekanın olsun, huzurla uyu 3310…