Başlık olan cümleye baktığımızda ilk aklımıza gelen VEFA kavramı oluyor…
Bu kavram Türk kültüründe etken olup hemen TMT’yi ve ona bağlı mücahid askerleri anımsatıyor..
Kelimenin anlamına bakarsak;
“cihat, -dı isim, (ciha:dı), Arapça cihad Din uğruna yapılan savaş.
mücahit, -di isim, (müca:hit), Arapça mucahid Kutsal ülküler uğruna savaşan kimse.” (TDK)
“Bağımsızlık ilanından önce, Kıbrıs Türk halkı Türk Ordusu tarafından eğitilen ve donatılan Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) adlı milis gücüne sahipti. 1967 yılında bu gücün adı Mücahit olarak ve 1 Ağustos 1976 tarihinde Güvenlik Kuvvetleri olarak değiştirildi.”
Mücahit, Türkiye’de isim olarak çok ?? cisim olarak yok?? !?...KKTC’de isim olarak yok, cisim olarak çok???? …
KKTC’li, GERÇEK MÜCAHİTLERE MERHABA !..
Kıbrıs Cumhuriyetinde;
Kolay mı mücahit olup vatan-yurt coğrafya savunmak, kolay mı 14-15 yaşında ellerine verilen tüfeklerle, ailesinin-çevresinin, beraber yaşadıkları coğrafyada RUM yönetiminin ve EOKA’ B’nin saldırılarına karşı kendilerini korumaya almak !?..
Bir ay önce “9 Mart 1964, Kıbrıs Türk mücadele tarihine ‘Baf Direnişi’ olarak geçen tarihi günün yıldönümüdür. Aradan 60 yıl geçmiştir.
2017 Ekim ayından KKTC’deyim, 6 yıl 4 ay oldu, Mücahitlerle ilgili KIBATEK sempozyumlarının, özel dergi makalelerinin ve güncel sohbetlerin dışında KKTC’nin oluşmasında DİLENMEDEN direnen bu Kuvay-i milliyecilere MERHABA..
“Gece Gözcüleri-Sınır Bekçileri” olan kutsal ülküleri uğruna ölümü göze alan bu DEĞERLERE sosyal, bireysel, ekonomiksel bir çalışma yapılıyor, sanırım.
KKTC’nin Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Cumhuriyet Meclisi Başkanına, Sayın CTP’nin ve diğer partilerin Genel Başkanlarına Mücahit Derneklerinin özel ziyaretlerini sosyal medyada gördüm, mutlu oldum.
Benim isimlerini duyup da cisimlerini görmediğim MÜCAHİT olan Kıbrıs Türk’ünü 1970’de Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü’nde öğrenci olarak görünce, hem Kıbrıslı hem Mücahit-askerlikten gelen, Baf’lı Olgun Salih (Arman) le arkadaşlığımız başladı, Girne Anafartalar Lisesi Sosyal Bilgiler öğretmenliğinden emekli arkadaşımla 46 yıl sonra Girne’de buluştuk, dostluğumuz devam ediyor ve anılarımız taze :!?..
“Devlet kurmak, cumhuriyet ilân etmek, her baba yiğidin kârı değildir. Devlet kurmak bir GELENEKTİR, devlet geleneği kişisellikten uzak, devlet ilkelerine sıkı sıkıya bağlı, milleti oluşturan unsurlara devamlılık veren, bilgi-yöntem-töre üçgeni içinde yerini alır; “çağdaşlık-refah-kalkınma, huzur, güvenlik, teknoloji vs” gibi anlayış ise, hükümetlerle ilgilidir, bu da devletin bünyesinde yerini bulur…
Kıbrıs Türk’ünün TMT’si, Mücahit’i olmasa, onlar taban zemini hazırlamasa, bizler BEŞPARMAK Dağları’na nasıl gelirdik, “Ayşe Tatil’e Çıksın”, nasıl derdik..!?!” (gazetevitamin.com)..
“ TMT, 1958'de fiilî olarak faaliyet göstermeye başladı. Daha sonraları Millî Muhafız Ordusu, Akritas örgütü ve EOKA-B ile mücadele etti. 1 Ağustos 1976 tarihinde Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na dönüştürüldü. Üyelerine "mücahit" denmekteydi. Kıbrıs Harekâtı'nın başladığı 20 Temmuz 1974 tarihinde TMT üyesi 17.151 mücahit bulunuyordu.
Türk Mukavemet Teşkilatı, 23 Kasım 1957 akşamı, Lefkoşa varoşlarındaki Eylence'de, Türkiye Kıbrıs Büyükelçiliği görevlisi Mustafa Kemal Tanrısevdi'nin evinde, Rauf Denktaş, Burhan Nalbantoğlu ve Mustafa Kemal Tanrısevdi tarafından kuruldu.” https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_Mukavemet_Te%C5%9Fkilat%C4%B1
1969’da Mücahitleri Kalkındırma Tüzüğü çıkarılmış. GAYE (amaç) olarak 2. maddenin 1 ve 2. şıklarında çok anlamlı, arzu edilen açıklama var, şöyle ki:
“Öncelikle mukaveleli mücahitlik yapan mücahitlerin, mücahitlik görevi, şeref ve haysiyetiyle çatışmayan özel işlerinin düzene konarak, hayat şartlarının yükseltilmesi; Türk Cemaati içerisinde müstahsil (üretici) bir fert haline gelebilmesi için tesis edilen FON yardımıyla çeşitli şekillerde kalkındırılmasıdır.” http://mevzuat.kamunet.net/mmd/tuzukler_htm/m/1969
36 maddeden oluşan bu tüzükteki maddeleri olumlu buldum. Mücahit olarak askerlik yapanlar için puanlamalı fonlar konulmuş. Bu tüzüğü okuyan mücahit üyelerin, haklarıyla ilgili uygulamaları takip etmeleri, dernek-üye ilişkileri içinde yasal çerçevede haklarını takip edip eksik olan ve güncel durum itibariyle olması gerekenleri “ahbap-çavuş ilişkisi” olmadan Mücahid’e yakışır şekilde gerçekleştirmeleri tabii karşılanmalıdır.
Derneklerin görevli üyeleriyle buluşmak, geçmişi hatırlarken, geleceğe yönelik çalışmaları tartışarak, uygulamaya koymak olmalıdır.
Dernek başkanı Celâl Bayar’ın bir toplantıda yaptığı konuşmada önemlidir.
“Müzakere masasına ancak devletimizin ve egemen eşitliğimizin tanınması ile dönülmelidir,” diyen Bayar mesajında şunları kaydetti:
“9 Mart 1964, Kıbrıs Türk mücadele tarihine ‘Baf Direnişi’ olarak geçen tarihi günün yıldönümüdür. Aradan 60 yıl geçmiştir. Gazi Baf bugün Güney’de kalmıştır. Ancak geçmişi unutmadan geleceğe güvenle bakmak istiyoruz. 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekâtı ile Kıbrıs Türk halkı özgürlük ve egemenliğinin yanı sıra geleceğe güvenle bakıyor. 1974 öncesinin karanlık günleri geride kalmıştır. Artık O günlere ve şartlara geri dönülemez. En büyük kazancımız Devletimizdir.” https://www.kibristurk.com/haber/tmt-mucahitler-dernegi-baf-direnisi-dolayisiyla-mesaj
“Gece Gözcüleri-Sınır Bekçileri” olan kutsal ülküleri uğruna ölümü göze alan bu DEĞERLERE sosyal, bireysel, ekonomiksel bir çalışma yapılıyor, sanırım..
KKTC’nin Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Cumhuriyet Meclisi Başkanı, Sayın CTP ve DP Genel Başkanlarının, Mücahit Derneklerine özel ziyaretlerini sosyal medyada gördüm, mutlu oldum. “Dilenmeden direnen”, sayılarını bilmediğim bu dava adamlarımıza Plâket verilmesi Mücahitliğini, hem evindeki gelecek kuşağa hem günümüz gençliğine MODEL olması bakımından kalıcı bir JEST olur kanısındayım. 70’li yaşlara dayanan bu kahramanların sosyal ve ekonomik yaşantılarını sıkıntısız geçirmedikleri, gözlemlerimden edindiğim söylemlerdir.
“İnsanı anlamak, hayatı anlamaktır…” sözünden hareket edersek; “mücahidi de anlamak, mücadele verilen coğrafyanın değerini bilmektir ”… diyerek;
Kıbrıs Türk Halkının bu kahraman mücahitlerinin hayatta olanlarını saygıyla-sevgiyle, aramızdan ayrılanlarını rahmet ve dua ile anıyorum.
Girne’den SEVGİLER…