Kimin dile getirdiği değil, önemli olan doğru olanın söylenmesi.

Bir beklenti, öngörü, Bilimsel bakış ve dahası.. Konu deprem olunca, tartışılmaz gerçeğimize, nasıl pür dikkat kesilmeyiz ki?

İşte, yine böyle si bir durum. Şehrimizde yaşayan, ‘Deprem dede’ diye isimlendirdiğimiz, Jeoloji Profesörü Perinçek hocanın dilinde tüy bitti aslında, bu gerçekliğe dikkat çekmekten.

Şimdi yine aynı konu, adeta aynı vurgular ve aynı öneriler..

“Kimden mi geldi?” Ben de tanımıyorum da, bahsetmeye çalışayım, öğrendiğim kadarıyla.. .

“Kim?” denilen, bir Japon uzman..

Deprem Uzmanı olarak bilinen, Yoshinori Moriwaki..  Ve bu uzmanın, Çanakkale için gelen yarısı..

Paniğe kapılmayın da, denilenler de hayli önemli.. O nedenle bahsediyorum.. 

Bursa Teknik Üniversitesinde düzenlenen,  ‘Yenilikçi Yapı Zirvesi’ nde konuşmuş Japon uzman.

Dediklerine, aslında aşınayız.. Biliyoruz tartışmasız o gerçeği.

Biliyoruz da, bilmekle yetiniyoruz adeta. Önlem almak, İmkan meselesi çünkü.  Misal; bende öyle bir imkan yok.. Depreme dayanıklı bir ev yaptıramıyorum kendime.

Japon uzmanın da dile getirdiği gerçeğimiz şu; Türkiye depremle yaşamayı öğrenmeli..

Dediklerini biliyoruz aslında. Peki ama; ne kadarını uyguluyoruz?

Küçük yaşta eğitimlerin verilmesi ve depreme dayanıklı binaların inşa edilmesinden söz etmiş Japon uzman..

Türkiye’de Kuzey Anadolu fay hattında meydana gleen depremlerden örnekler vermiş ayrıca. Biz bu bilgilerden de haberdarız aslında!?!..

Tarih yazmış. Örneğin, 1766 yılında İstanbul’da 7,1 büyüklüğünde deprem olduğunu..

 Japon uzman Yoshinori Moriwaki bu tarihten söz etmiş ve demiş ki;"Bu depremler tekrar tekrar geliyor. İstanbul'u etkileyen 1509 yılındaki depremden 257 yıl sonra 1766 yılında meydana gelmiş.

1766 yılındaki depremin üzerinden ise 258 yıl geçti. Büyük depremlerin 250 senede bir geldiği görülüyor.”  

Özetle, fay hatlarının enerii biriktirdiğine dikat çekmiş Japon uzman da.. tıpkı, bu knuda birçok kez açıklamalarda bulunan Türk deprem uzmanlarımız gibi.

Japon uzmanın da dediği aynı aslında. İfadesi tam olarak şöyle olmuş;

“Artık hazır olmamız gerekiyor. Depremin gelmeyeceğini söyleyen 2 hoca var ama bizim kendimizin de binalarımızın da bir an önce depreme hazırlanması gerekiyor"

Uyarı şeklindeki sözleri, tam olarak böyle idi Japon uzmanın. .

Katıldığı etkinlikten, Çanakkale’ ye seslenmiş adeta Japon uzman Moriwaki.

Şöyle demiş;  "Çanakkale’de 2024 yılında 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Bu bölgede günde 20-30 kere küçük depremler oluyor ama ileride büyük bir deprem olabilir.

Çanakkale tarafının da tehlikeli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü yaşanan küçük depremler olabilecek büyük depremlerin önüne geçmiyor"

Benzer söylemlere, ‘Deprem dede’ diyşe isimlendirdiğimiz, ÇOMÜ’ den emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek, öyle çok imza attı ki aslında.

Sanki diyorum her seferinde, ‘Deprem dede’ nin dedikleri, bir kulağımızdan girdi, diğerinden jet hızıyla çıkıp gitti.

Kısacası, bizdeki durum şu; “Biliyoruz, bekliyoruz”

Bir tür kadercilik var ayrıca bizlerde.

“Ecel gelmiş ise baş ağrısı bahane” diye de geçiştiriveriyoruz depremden söz açılınca.

Ne bilindik bu bahane, üstelik çoğumuzda mevcut, öyle değil mi?