İnsanların bedenselliklerinin yanında RUHLARINI oluşturan yerler vardır.

 Bedensellikler, ruhlarla bütünleşince değer kazanır. O ruh ki, geleceğin insanını, ülkenin varlığına damga vuruşunu, bu damganın yetişen nesillerle beraber, yetişecek nesillere de örnek oluşunu simgeler...

O ruh ki, kendi ülkesinde oluşan sıkıntıların giderilişindeki etkenliğiyle, geri kalmış, mazlum ülkelere de  model olmuşsa; o ruhu öldürmemek, sürekli canlı tutmak, hem kimlik ve kişilikte hem askerî, siyasi, iktisadi alandaki başarılı rolünü yaygın kılmak bizlerin görevi olmalı ve sorumluluğumuzu etkin kılmalıdır.

Her şeyden ümidin kesildiği ve ”ne surette olursa olsun Anadolu’ya geçme” kararına vardığı o günlerde, koruyucu ve geniş bir yetkiyle önüne Anadolu’nun yolları açılan Mustafa Kemal, o anki heyecanını sonraları şu kelimelerle anlatır:

 ”Talih bana öyle müsait şartlar hazırlamıştı ki, kendimi onların kucağında hissettiğim zaman ne kadar bahtiyarlık duyduğumu tarif edemem. Nezaretten çıkarken, heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum. Kafes açılmış, önümde geniş bir alem vardı. Kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim.” https://eodev.com/gorev/6725288

“Şişli’deki evinde son gecesini annesi ve kız kardeşiyle geçiren Mustafa Kemal’e Samsun yoluna çıkmadan önce yaveri şöyle der: “Zat-ı devletlerinizin yaverleri olarak refakatinize memur edilmem sebebiyle bahtiyarım Paşa Hazretleri!” Paşa hafifçe gülerek; “Hadi, hazırlığa başla, birkaç güne kadar yola çıkıyoruz” der. “Çok kalacak mısınız Paşam, yoksa teftişi müteakip dönecek misiniz?” diye soran yaverine paşanın cevabı şöyle olur: “Hayır, dönmeyeceğiz çocuk! Validene ve kardeşlerine veda et. Dönmeyeceğiz!” https://www.aydinlik.com.tr/fotogaleri/cok-sasiracaksiniz-iste-ataturkun-ilk-defa-duyacaginiz-19-mayis-anilari-

Mustafa Kemal’in annesiyle vedalaşma sırasındaki tarzının, yaverin de nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunu anlatması bakımından önemli görülmelidir.

16 Mayıs’ta Zübeyde Hanım’ın hayırlı dualarıyla çıkılan yolda yakılan ateşin dumanı hâlâ tütüyor ve sonsuza kadar da tütmeye devam edecek. O hayır dualar ki başarının ayrı bir sırrı olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.

Bayram kelimesinin getirdiği anlam yükü, tüm dünyada aynıdır, duygusallığın getirdiği sevinç ile düşünselliğin getirdiği eleştirel bakış her ülkenin yaşayış biçimini oluşturur… Bizdeki bayram, kendi kültürel yapımızın içinde kendimizi  buldururken, “dini” bayramlarımız gibi “milli” bayramlarımız da birbirini bütünlerBu  bütünlük;  ailesel, çevresel ve toplumsal anlayışımızın bir yansıması olarak, milletimizin varlığı, devletimizin anılırlığı, aranırlığı,  güvenirliği ve sürekliliği olarak, karşımıza çıkar…

16 Mayıs’tan 19 Mayıs’a uzanan yoldaki heyecan, kaygı, umut iç içe devam ederken, liderlik vasfı olanların her şeyi göze alarak yola çıkması, gönlünde ve zihninde var olan milletinin dışında bir şey düşünmemesi, bedenselliğin ötesinde bir ruh meselesidir.

Selânik’te doğan ruh kaybolursa, Çanakkale ruhu zedelenir, Türkiye’nin önsözü kederlenir, hedefler yön değiştirir…!? 

Bayramları oluşturanlara, SAYGI ve MİNNET ile … !