Ben gibi, av merakı olanlar ne yazık ki bu hataya düşmüşlerdir. Nereden bilebilirdik ki o yıllarda. Öğreten de olmadı, laf eden de!...

Bilimsel gerçeklerden, yeni yeni haberdar olduk ne yazık ki…

Bir daha, o ifadeyi kullanacağım; “Peri olduğunu bilseydim, hiç avlar mıydım!?!..”

Neden bahsettiğimi anlamadınız elbette.. Konu şu efendim; “ZEYTİN PERİSİ...”

Çocukluğunu köylerde geçirmişlerin deyimiyle, o bir sarı gagalı. Karatavuk diye de isimlendirdiğimiz tür.. Cagır cagır cagır ötüşü, hep kulaklarımda..

Daha başka başka isimler ile de bilenendir kendisi..

Bir anlatımda, şöyle geliyordu son derece çarpıcı cümle;

“Avcunuza sığacak kadar 20 – 25 cm boyunda simsiyah bir kuş düşünün, bazen karga yavrusu zannederler, kuzguna benzer, ama değil, sarı gagalı, parlak tüylü, insanoğlu için kutsal bir kuştur o..”

Ve de bazı özellikleri nedeniyle konulan, tüyler ürperten o ismiyle, Zeytin Perisi…

Köylük yerde yaşayanların tümü, yıllar evvel mutlak ki avlamıştır bir Sarı gagalıyı..

Hata etmişiz. Rabim, günahlarımızı afetsin inşallah..

Böyle diyorum çünkü, yaradılışının bir önemli nedeni olanlardan Sarı gagalılar.

En çok sevdiği yiyecek Zeytin... Üstelik, bir çırpıda yutar gördüğü yerde her bir zeytin meyvesini.. O kadar çok sever Zeytin’i..

Sonra da, her kuş gibi, uçar yuvasına gider Sarı gagalı.

Kursağında öğütür etli meyve kısmını, ama çekirdeğini öğütemez haliyle...

İşte işin ama'sı onun işçiliğinde, doğasında bulunan kudretinde saklıymış.. Neden mi?

Bunu anlamak için zeytin ağacının doğasını bilmek gerekir diyor uzmanlar.

Zeytin ağacı sıcak-kurak iklimlerde yetiştiği için, az suya ihtiyaç duyan bir tür..

Hem dalları hem de çekirdeği sert olur Zeytin’ in.. . O yetiştirilmesi en zor ağaçtır vesselam.

Bir tek unsur var, o’nun fraklı lokasyonlarda yeşerip, yetişmesi için..

Özetle, Bilimsel olarak da kanıtlanmış bu durum.

Odunu sert, kuru ve kalın ağacın aynı özellikteki çekirdeğini filizlendirmek için çaresiz kalır toprak....

Sarı gagalı olmasa, kursağındaki özel işlem ile filizlenecek duruma getirmese çekirdeği ve toprakla buluşturmasa, Zeytin yeşillenmezmiş toprağa düştüğünde kısacası.

 Bahsettiğim anlatımda, şöyle bir cümle geliyordu; “Bakmayın siz onun (Zeytin’in) Akdeniz'deki yayılmacı politikasına. Tarihi 8000 yıl öncesine dayanır. Nuh Peygamber’le başlayan hikayesi Antik Yunan’a, Mısırlılardan, Romalılara kadar uzanır.” vurgusu yapılarak.

SARI GAGALI FAKTÖRÜ…

Zeytini en çok yayan, onu ordan oraya taşıyıp diken, çekirdeğinin doğada en kolay şekilde filizlenmesini sağlayan “Karatavuk kuşu” dur vesselam.

Tarihte geçer, Zeytin kutsal sayılandır. “Karatavuk kuşu.

Zeytin ağacına, doğal yayılım yolundaki katkısına gelelim Sarı gagalının. Yani, Zeytin Perisi’ nin

Karatavuk kuşu, kursağında öğüttüğü etli kısımdan arta kalan odunsu zeytin çekirdeğini, kursağındaki küçük çakıl taşları ve salgıladığı kuvvetli asitile iyice inceltip, nemlendirdiğinden, adeta özel işlem görmüş çekirdek  toprağa düştüğünde filizlenecektir, Nokta..

Doğa ortamında, ötüşü bile işitildiğinde hemen bilinen tür, yani Sarı gagalılardan, bir ara yine bahsetmiştim.

Dut mevsimi yaklaştı. Diyeceğim o ki; köy yerlerinde Sapan ile bile avlanabilen Zeytin perilerine, dokunmayalım.. Onların görevi, çok büyük ve de kutsal çünkü..

Zeytin gibi İncir ağaçlarının da yetişmesinde önemli rol oynuyor her biri. Tıpkı zeytin çekirdeğinde olduğu gibi, aynı işlemden geçen incir çekirdeği, onların sayesinde toprakta filizlenebiliyormuş çünkü.

Bu günlük bu kadar. Güne özel mesaja gelelim şimdi:

“Dokunmayalım Zeytin Perilerine. Onlar hep gerekli..”