Eskiden halk günleri olurdu. Şimdi ki gibi, vekiller dert dinlemeye vatandaşın ayağına itmezdi. Dertler toplanır, bürokratlar dizeler ve sorun çözülsün diye Vekillere iletilirdi.
Dertler toplanır, bürokratlar dizeler ve sorun çözülsün diye Vekillere iletilirdi. Şimdi tam tersi mi olmuş ne…?
Hatırlıyorum da, tüm bürokratlar köylünün, mahallelinin, kısacası vatandaşın derdini dinler ve dertlenirdi. Şimdilerde bu işi, her ne hikmet ise vekiller bizzat kenti üstlendi.
Birileri belki de kızacak lakin, gerçek gözlem de bu…
Yine hatırlıyorum da, başkentte hizmet için uğraş veren vekiller böylesine sahada dert dinlemezdi. Vekil, kendine iletilen soruna çözüm getirirdi. B unoktada da il ve merkez ilçe dahil, ilçe başkanlıkları da bir ayrı hummalı çalışırdı. Şimdi öyle mi ya..?
O yılları, bir vatandaş olarak ben de acayip özlüyorum. Çat kapı ziyaretler yapar, bürokrasiye kentin sorunlarını biz dahi iletirdik. Şimdi nerede kaldı o diyaloglar… Kimin yanına gitmeye kalsan, randevu bile almak zor.
Hal bu ki, gün içinde iktidarın da, muhalefetin de vekiline bir telefon kadar uzağız. Ne zaman arasak, ulaşabiliyoruz. Bu noktada bir gariplik yok mu allahsen…? 90’ ları ne özlemişiz beyaaa…
Gerçi o yılların da derdi büyük tü.
Eylemler, meylemler.
Sokaklar dolusu insanlar ve yürüyenler.
Gün geçmiyordu ki bir eylem ve miting düzenlenmesin. Ha, meydan da, ha bir devlet dairesi önünde.
Eğitim deki bir sorun için yürüyen, yürüyüşçülerle birlikte slogan atan polis müdürü bile hatırlıyorum. Hey gidi hey…
Şimdi geleyim, çat kapı dinleyip, tak diye sorun çözen ve de partilisinin gözünde Atom karıncaya dönüşen isme. Bu gün aklıma düşenlere, sayın vekilin anında çözüm üreten tavrı ve etkili gücü yol açtı desem, sanırım yalan söylemiş olmam.
Yıllar su gibi akıp geçse de, yaşanmışlıkları, hele hele olumlu olanlarını tarih gibi, benim zihnimde unutmuyor.
Örnek vererek isimlerden bahsetsem, belli ki kimse tanımayacak. Yani kemse derken, şu an aktif politikanın içinde olan gençler tanımayacak.
O yüzden, skiden örnek verip, internetten ‘Kim di bu ya…’ hummalı araştırmalarına yol açmak istemiyorum. Yine de merak eden, geçmişte siyaset nasıl yapılıyor, siyaseten çözümler nasıl üretiliyor konusu araştırılabilir. Tabi google amcanın verdikleri ile yetinebilirsiniz.
Peki ya ne mi yapmalı ..? Çanakkale’ nin eski il, merkez ve ilçe başkanları ile, il genel meclisi, belediye meclisinde görev almış isimleri ziyaret edilip, eskilerden konuşulabilinir.
Ya da olmadı, AK vekili takip etmeli ve neler konuşuyor. Nasıl davranıyor’ a bakılabilinir. Ak vekilin yanında fotoğraf çektirme sırasına ve de yarışına girmek yerine, feyiz alınabilinir.
Tabana nasıl inilir, seçimde seçime sokağa neden çıkılmaz gibi, esnafla gün içinde her daim sohbet gibi püf noktalar tekrarlanılabilinir.
Saymakla bitmeyecek kadar davranış var da, kime anlatıyoruz ki.
Bir kulaktan Mehterhan’ ın adım yavaşlığı ile giriyor. Çıkarken öyle mi…? Jet hızıyla çıkıyor.
Şimdi aklıma geldi. Ben siyasetçi danışmanı mıyım? Bana ne ki…!
Partililerinin, hızını erişemeyip bu denle de Atom karınca lakabı taktığı vekil Turan’ ın Anında Çözüm ürettiği bir konuyu anlatır anlatımlar, hafta sonu mailime düştü.
Sayın vekil; “Çanakkalemizin her bir köşesi bizim için önemli. Elimizden geldiğince hemşehrilerimizle bir araya gelmeye gayret gösteriyor, sıcak çaylarını içiyoruz.” Diyordu.
Mesaj anlayana. Ben bile, gün boyu, bir süredir gidemediklerimi zayerete gidiyorum. Diyemediklerimi diyorum.
Ya bürokratlar, ya iktidarın diğer alt kadrosu…?
Bir söz vardı: kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla…
He he he… Tabi anlayana…
Sayın vekil, bir geliyor, tozunu attırıyor. Sonra, yine bir ölü toprağı serpilmiş durum.
Son zamanlarda, bazı üst düzey bürokratlarımızın sahada ziyaretlerini gözlemliyorum da, 90’ ların üst düzey isimleri geliyor aklıma. İyi de, en üst düzey isim sahada ziyaretlerde bulunup, şehrin sorunlarını bir de vatandaş ağzından diniliyor ise, alt düzey yöneticiler gün boyu sosyal medya takibimi yapıyor diye bir soru da aklına gelmiyor değil insanın.
Bu işler, bu tutum nasıl düzelecek, vallahi merak ediyorum…
Dedim ya, vekil Turan bir geliyor, pir geliyor. Sahada adım atmadık yer bırakmıyor.
Aslında sayın vekil Gider de öyle.
Ne var ki, sayın Turan daha bi hareketli.
Hız ölçmeye kalksak, iş zor. Benim niyetim de zoru yapmak değil zaten. Zor işler beni yormaya başladığından, keseyim bu konuda söz etmeyi.
Hızını alamayıp, Yenice de tekrardan ziyaretler yapan sayın vekil turan, “Bugün de çat kapı ziyaret gerçekleştirmek, beldemizin sorunlarını yerinde görmek istedik” diyordu.
Ya vallahi fıttırmamak elde değil. Sayın vekilin yanında fotoğraf çektirmek, öz çeki yapma derdinde olan diğerleri de sahaya inip, yükü az da olsa hafifletse olmaz mı…?
Ben yine üzerime vazife olmayan konulara girdim. Anlatsam ne, anlatmasam ne…?
Haydin bu günlük de bu kadar. Hoşça kalın demeden önce, tak diye çözümden bahsedeyim.…
Yenice Kalkım’ da, kahvehane ziyaretinde gelen ATM talebini sayın vekil çözmüş.
Bu konuyu da mı sayın vekil çözecek. Yok artık…!