Selam verdik sağa-sola bindik Akgünler Feribota, 5 saat Akdeniz ve fotoğraf çekimleri ile Taşucu’dan TÜRKİYE’ mize MERHABA !..

Silifke/Taşucu, Anamur Belediyesi Pulluca/ÇADIRKENTE dalgalar eşliğinde kırk yıl sonra çadıra yerleş-yat, sabah uyan ve yanıbaşında AKDENİZ…

Anamur/ Bozdoğan’da Sadettin Yalçın (lakabı TEKSOY), eşi ile kendi de Karakeçili Yörüğü, günaydın-lı merhaba dedik, dört gözleme, bir su, iki ayran için öderken gereken kazığı da yedik !?..

Teksoy lakaplı Karakeçili yörüğü olan adamı hesap ödeme öncesi has, konuşkan, sıcak, cömert, müşteri ağırlaması, kullandığı Türkçe ile sohbetiyle çekici, ama hesap alırken İTİCİ nasıl olur, gözlemledik; yapacak bir şey, sıkıntı yok dedik, kendimizi akladık…

Sohbet sırasında “Devletin içinde mafya olmaz” diyen yörüğe, “milletin içinde” olur mu diye sormadık... Hanımla nasıl tanıştın diye sorduğumuzda “koyunların GT -ünden aldım, deyince, kendisinin de çoban olduğunu anımsattı. Yörük ağzındaki sevmek fiilinde kısa ve etkili söylem olan, “o bana, ben ona yandım” demedi.  

Bu argo olarak söylediği kelimenin “arka” anlamında kullanıldığını bildiğimiz için, Kıbrıs Türklerinin kaba olan bu kelimeyi neden çok kullandığını düşündüm; dedeleri Laik Toros  Türkmeni olanların bu kaba kelimeyi de beraberinde getirip kullanmaya devam ettiklerini kendimce yorumladım.

Çünkü bizler, bu kelimeyi çok sevmiş olacağız ki “konuşulanları onunla dinledik, onunla güldük, onunla eğlendik, onunla yaşadık”  bu TEK ve KABA olan kelime Türkçe’deki ağızların etkinliğiyle, güncelleşmeye devam etti, beğenmediğimiz kişilere de SIFAT olarak verildi.

Anamur’dan ayrıldık, Gazipaşa’ya doğru Alanya yoluna girdik, yollar çift şeritli-tek yönlü yoğun TIR trafiğinde Alanya’ya geldik. Öğretmenevimiz bizim evdir dedik, mola verdik, hizmeti güzel, temizliği özeldi, sevindik...

Alanya’dan sonra Burdur yoluna girip Yeşilova ilçesindeki ülkemizin çok tanınan SALDA Gölü’nde kısa gezi sonrası Lavanta üretimi yapan SALDA LAVANTA iş yerinde kahve ikramımızı aldık.  Gönül hoşluğu-cep doluluğu olsun diye kızlarımızın aldıkları hediye paketleriyle lavanta kokusu içinde ayrıldık…

Zaman daralınca, durmak yok yola devam dedik; Çanakkale’ye (Silifke-Çanakkale 1300 kilometrelik yol ile) Balıkesir üzerinden Çanakkale’ye 19 saatlik yolculuktan sonra gecenin yarısında  DUR YOLCU ile buluştuk.   

Sabır-sağlık ve şükür anlayışımız içinde KKTC’den, Akdeniz-Ege ve Marmaraya geldik…

Geyikli Sahilleri-Bozcaada karşısından, KKTC ve Türkiye ile Çanakkale’de Şebinkarahisar’daki dostlara, arkadaşlara SEVGİLER…