Bir umut bekliyordu ailesi, ‘Belki kurtulur’ diye. Lanet olası vicdansız hainler, aylar önce esir aldığı iki aslan parçasını Şehit etmiş, gözlerini dahi kırpmadan.

Acı Haber İçimizi, Ciğerimizi Yaktı. Kar Soğuğu bile Vız Geldi dün…

Dün, memleketine getirdiler yiğidi. Uğruna Can verdiği Şanlı bayrağına sarılı naşını, Askeri uçak taşıdı şehitler diyarına.

Havalanın da, dondurucu soğuğa, buzdan yürünmez yollara rağmen, akın akın ellerde bayrak, dilerde Teröre beddua eden hemşehrilerinin, Tekbirleri ile karşılandı bir yiğit daha.

İçten gelen feryat dı teröre lanet yine.

Hava soğuk, eller donmuş tu lakin, adımlar kararlı, yürekler Şehidi için atıyordu Çanakkalemin dün.

Ailesi karalar bağlamıştı aylardır. Bir iyi haber di, bekledikleri.

Olmadı. Gelme di beklenilen o haber.

Birlikte kaçırıldığı silah arkadaşı ile birlikte Şehit etmişler yiğidimizi.

Bir soğuk ocak akşamı, önce kendi ocağına, sonra da sert soğuk esen poyrazla,  adeta yayılarak, şehrini sararcasına, tüm ocaklara ateş düşüren haber geldi Çanakkale aslanından.   

‘Şehit oldu bir Aslan parçası daha…’                

Şehit haberi üzerine, öfke bir anda yayıldı lanet olası teröristlere.

Bir anlatım da bulunan isim vardı ki, Emrindeki aslan parçalarını, Vatan uğuruna defalarca Şehit vermiş bir isimdi de kendisi.

Çanakkale’ de görev almış; ve şehitler diyarında çalışmanın kendisi için onur olduğunu söyleyen bir isimdi konuşan. Eski Emniyet Müdürü Orhan Okur.

Diyordu ki; “Bir ay önce Çanakkale'den bir telefon geldi. Telefon eden Emekli bir Astsubaydı.
İsmi Ramazan KAŞIKÇI.

Bana; ''Beni hatırladınız mı? 5-6 sene önce Rahmetli Dr. Hacı İbrahim BODUR ile Çanakkale Esenler Şehitler Camii ne Cuma ya gelmiştiniz, ben de size yanımdaki oğlum Komando Astsubay Kıvanç KAŞIKÇI  yı tanıştırmıştım. Sizde İbrahim beye götürüp elini öptürüp, Hayır duasını almıştınız. O arada İbrahim bey, Caminin ihtiyaçlarının karşılanması için size talimat vermişti.

İşte oğlum Kıvanç, Fırat Kalkanı harekatında ve 10 gündür haber alamıyoruz kayıp diyorlar'' dedi. Konuştuk, sabır ve metanet diledim.

Kayıp iki yiğidimiz için bazı haberler çıktı. NEDEN VE NASIL olduğu konularına değinmek istemiyorum.

 Dün gece Kayıp iki Yiğit askerimizin Şehadeti kesinleşmiş.

Üzüntüm çok derin. Bugün Cenazeleri gelecekmiş. ALLAH Rahmet eylesin, Ailelerine sabır ve baş sağlığı dilerim, Allah ülkemizi ve insanımızı korusun, Yar ve Yardımcısı olsun”

Çok da yerinde bir söz etmiş sayın müdürüm. Birkaç zaman öncesinde, araştırılmadan kaleme alınıp, bir de sosyal medyadan paylaşılan o çakma haberi de hatırlatıp.

Bu gün, Vatan toprağına emanet edeceğiz bir Çanakkale aslanını daha. 

Yiğidim, Şehidim; Hakkımız Helal Olsun Sana…
 
GEL DE ALKIŞLAMA?
Dün, AK Parti’ nin çeşitli kademelerinde görev üstlenmiş bir ağabeyin söylediklerine ister istemez kulak kesildim.

Öyle ilginç ve bir o kadar da ‘Tam destek’ diyesi türden ediyordu ki sözlerini, ‘vallahi bravo’ dedim, hafif tebessüm haliyle.

Şimdi kaleme alınanları, büyük harflerle aktarıyorum. Çünkü, hakikaten dikkat edilmesi gereken bir öneri gibi görülüyor da ondan. Belki anlaşılmaz diye seçtiğim bu metot için belki kızan çıkacak. Fakat, böyle daha dikkat çekici oldu. İdare edin artık.

AK Parti’ nin çeşitli kademelerinde görev alan Ayhan Demirtaş’ tan geliyor bu öneri. Buyurun şöyle bir göz atalım.
Sayın Demirtaş diyorlar ki;

“SİYASİLERE NACİZANE TAVSİYEM !!!  KIBRIS İLE İLGİLİ ÇOK YAZILAR YAZILDI VE SÖYLENDİ. YUNANLILAR GÜNEY KIBRISI KENDİLERİNE NASIL VİLAYET OLARAK BAĞLADIYSALAR, ÜLKEMİZDE  5 MİLYONA YAKIN MÜLTECİYİ KUZEY KIBRIS TOPRAKLARINA  KONUŞLANDIRIP, TÜRKİYE’ NİN 82. VİLAYETİ YAPABİLİRİZ.
BM , NATO, AB, ÜLKELERİ GIKINI DAHİ ÇIKARAMAZ. ÇÜNKÜ DEVREYE İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ GİRER, ADADA MÜLTECİLERİN DOKUNULMAZLIĞI SÖZ KONUSUDUR.
BÖYLECE; DÜNYA TARİHİNDE KIBRIS MESELESİ KAPANMIŞ OLUR.
ÜLKEMİZDE SON DERECE KAMBUR OLAN MÜLTECİLERDEN KURTULMUŞ OLURUZ.
ALIN SİZE ÇOK YÖNLÜ ÇÖZÜM. BUYURUN HALİL İBRAHİM SOFRASINA . BİLGİLERİNİZE. SAYGILARIMLA....”

BU KADARINA DA PES…

‘At yalanı, döveyim inananı…’ Tam olarak böyle değilse bile o söz, anladınız artık…

‘Vurun abalıya’ türünden de bir anlatım vardır malum. Bu aralar, Kedi ulaşamadığı Et’e mundar dercesine yaşanılanlar da yok değil.

Alın size son bir bomba. Güya  o hainlikten alınmış görevden. Kim mi? İl Halk Sağlığı Müdürü, Dr. Burhan Kütük.
Nereden çıkarırlar anlamak zor. Böyle bir hainliğin içinde olanların hali malum. Ya cezaevi ya da şartlı Salı verme.

Neymiş efendim; o hanilikten ötürü alınmış görevinden. Biri de çıkıp, demiyor ki, ‘Görülen lüzum üzerine.’

Şimdi bu insanın ne kabahati var. Duyan duymana söylüyor. Bilen de, bilmeyene demiyor yok öyle bir şey diye.

Al sana dedikodu. En çok sevdiğimiz türden hem de. Öyleymiş, böyleymiş. O’ndan duydum, bundan duydum. 

Deseler ki, ‘İktidar Parti’ nin, ilgili bakanlığının politikası gereği dağıtımı yapılan, Sağlıklı yaşam için bisikletlerin dağıtımında CHP’ li ler le birlikte kurdela kesiyor ondan alındı’, neyse diyecek insan.

Ha bu arada. Bazı Çağrılanlar geliyor, gelmesi gerekenler gelmeyince, törende gelenlerle yapılıyor ise, şimdi o ilgili kişiyi de, şu partili, bu partili diye suçlamak hangi defterde yazıyor.

Şimdi gelelim asıl denileceğe. Politikana sahip çıkmıyorsun.  Meydanı boş bırakıyorsun. Üstüne üslük, yapılmak istenileni
başarıyla yerine getireni de, bırak sahip çıkmayı, ‘Şundan gitti’ diye açıklama yapmayıp, dedikodu kazanının içine itiyorsun. 

Bu tutum, Hangi defterde yazar bilinmez lakin, Defter demişken, aslında hiç açmamak gerek o konuyu.
Çünkü,  bu arada defterler de hayli karışık bir durum varmış.

Bu bahsettiğim konu dışında bir defter konusu olduğuna dikkat çekerek devam edeyim de, karışıklığa neden olmayayım.

Karışıklık olan defterler, Alacak ve verecek defterleri gibi olanlardanmış. Yani diyorum, Defterler açılsa bir kez, kapanmamak üzere hep açık kalacak ta, neyse…

Vardır bir bilinen. Kimsenin işine karışmayalım. Bildiklerimiz, söylenilenler de bizde kalsın vesselam…. 

 Defter üzerinden giderken, Bir selam ile Milyonları teslim edenlere de, denilecek bir söz var elbet deyivereyim de içimde kalmasın.

‘Defterlere not edeceğinize, bir soruverseydiniz ya vermeden önce.

Bu kadar çok para, kolay mı kazanılıyor da, bir selamla el değiştiriyor…?’

Kar’ da kışta, Parası Olan var, olmayan var. İhtiyaç sahibine, bir yarım ekmek köfteyi çok görenler, ne de meraklıymış selamla para saçmaya.

Bir selam götürecek ağabeyimiz yok ki, biz de bulalım milyonları…