Bilerek desek, doğrusunu söylesek, anlamları öyle anlamlı olacak ki aslında.
Biz ne yapıyoruz, çoğu kez biliyor muşuz gibi yapıyor, manasız sözler ediyoruz.
Türkçem, güzelim dilim. Oysa ki, öyle manalıdır ki her kelieesi.
Bir paylaşımda, doğru bildiğimiz yanlışlara değinmiş bir üstat.
Dikkatle okudum paylaşımın her satırını. Gülümsedim elbet o anlarda.
Gülmeyi hepimiz hak ediyoruz dişe düşündüğüm için, aktarayım istedim sizlere bu denilenleri.
İlk örnek, hemen her gün işittiğimiz şekilde geliyordu;
- “Göz var nizam var” değil,
“ göz var izan var” biçimindedir.
Sonrasında ‘İZAN’ ın ne anlama geldiğinin izahı yapılıyordu ebet.
Şöyle ki; (İzan, “anlayış, anlama yeteneği" dir.
Nizam ise “düzen, kural” manasındadır.)
Şimdi sıkı durun. Gülümsediğim kısımlardan biri.
“Eşek hoşaftan ne anlar” değil,
“eşek hoş laftan ne anlar” biçimindedir.
“Aptala malum olurmuş” değil, “abdala malum olurmuş” biçimindedir.
(Aptal, “alık”; abdal ise “derviş” manasındadır.)
Ne de güzel; sözlerimiz aslında bunlar. Öyle değil mi?
“Kısa kes Aydın havası olsun” değil,
“kısa kes Aydın abası olsun” biçimindedir.
(Aba bir giysidir ve Aydın efesinin abası kısa ve dizleri açıktır.)
Bu ifadeyi, hep işitiriz. Doğrusunu, o yüzden iyi bilmeliyiz.
“Su uyur düşman uyumaz değil,
“sü uyur düşman uyumaz” biçimindedir.
(Sü, “asker” manasındadır.)
Berberde olduğu gibi, evimizde de hep işittiğimiz şu söz;
“Saatler olsun” değil,
“sıhhatler olsun” biçimindedir.
(Sıhhat, “sağlık” manasındadır.)
“Elinin körü” değil, “ölünün kûru” biçimindedir.
(Kûr: Mezar, “gömüt” manasındadır.)
Örnekler o kadar çok ki.. Türkçemiz, öylesine geniş ve anlamlı ki.. Nasıl sevilmez ki Türkçe?..
“Sıfırı tüketmek” değil, “zafiri tüketmek” biçimindedir.
(Zafir, “soluk” manasındadır.)
“Eni konu” değil, “önü sonu” biçimindedir misal bu sözümüz de.
Her gün işittiğimiz şu söz var bir de..
“Güzele bakmak sevaptır” değil,
“güzel bakmak sevaptır” biçiminde olması gereken..
Bu ifadeyi, ben de çok kullanırım. Doğrusuna gelince.. Görelim bakalım nasılmış?
“Azimle sıçan duvarı deler” değil,
“azimli sıçan duvarı deler” biçiminde olması gerekirmiş..
Bu güzelim bilgi üzerine, ben artık, doğrusunu dile getireceğim..
“Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz” değil,
“Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz” biçiminde imiş, bu güzelim sözümüzün doğru olanı.
(Ane, Bağdat yakınlarında bir uçurumun adıymış. Yar, “uçurum” manasına gelirmiş.)
Kıssa dan hisse işte. Öğrenelim, öğretelim istedim.. Kalın sağlıcakla..