Bir coğrafya kolay vatan olmuyor. Vatanı oluşturan unsurlarda coğrafya önem arz ederken, o coğrafyada yılların yaşantısı, yılların kültürü etken unsur olarak karşımıza çıkıyor…
O coğrafya ki, insanla beraber değer buluyor; insanla beraber tarih oluyor, insanla beraber tarih oluşturuyor, insanla beraber yaşamaya, geleceğe ve sürekliliğe imza atıyor.
Belirli günler, belirli aylar, belirli yıllar vardır; kişilerin, toplumların, devletlerin, milletlerin hayatında…
Bu günler, bir anımsatmanın, bir nostalji yaşatmanın dışında;
“ibret alma, model oluşturma, farkındalık yaratarak, bilinçli bir yaşam, bağımsız, sömürgeleşmeyen sürekli devlet, şahsiyetli bir millet” anlayışı için değer taşır…!
Biz dönelim CAN olan, CANDAN olan Kıbrıs’a...
Üzerinden tam 50 yıl geçti. Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan. Harekât, dönemin başbakanı merhum Bülent Ecevit'in "Turan Güneş Bey'e söyleyin, “Ayşe” tatile çıkmak istedi. Hazırlıklar tamam" cümlesiyle başladı.
Tarih 20 Temmuz 1974. Dönemin Başbakan'ı Bülent Ecevit, Kıbrıs'taki katliama dur demek için düğmeye bastı. 'Ayşe' dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in kızıydı. Ecevit'le Güneş arasında kararlaştırılan parolaya göre 'Ayşe tatile çıksın' demek harekâtın başlaması anlamına geliyordu. Ve Ecevit'in "Turan Güneş Bey'e söyleyin, Ayşe tatile çıkmak istedi. Hazırlıklar tamam" demesiyle harekât başladı.
Kabileyi “millet”, milleti “devlet” yapan, yaratılışındaki liderlik gücünü gören, bunu bilen bir aile, çevre ve millet kavramını işleyen bir kültür; “Bağımsızlık benim karakterimdir.” diyen ruh büyüklüğü, her zaman mücadele edecek bir dürüstlük, Şehitler Haftasında bir model oluştururken, sizler şahitlik tarafında kalamazsınız…?!
Ülkelerin varlığını devam ettirmesinde, kendine bir strateji oluşturması gayet tabiidir. Bu tabiilik içinde bakınız; ATATÜRK diyor ki;
‘‘Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir...’’!?
Kıbrıs’ın stratejik önemini sadece geçmişin şartları içinde değil, geleceğin hızla değişen şartları içinde gören büyük asker, en büyük komutan ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Antalya bölgesinde yapılan bir askeri tatbikatta subaylara; endişelerini dile getirir. http://www.gazetevitamin.com/yazar/4031-kkibrista-mucadele-ve-sehitler-haftasi- Bu endişesinden doğan cümleleri yukarıda verdik.
“Kıbrıs'ta Türk Bayrağı Dalgalanıyor
Kıbrıs Türk’ünün çektiği çileler, 1955’ten itibaren başlamış, 1963’te gittikçe yoğunlaşmış, ara ara 1974 Barış Harekâtı’na kadar devam etmiştir…
Kıbrıs Barış Harekâtı oluncaya kadar olan devrede mücahitleri ve TMT’yi unutmamak gerek… TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı)’nin mücadelesinde, Meserya Ovası’nda Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’nda 1974 harekâtında verdiğimiz şehitlerimiz; bizim gururumuz ve millilik şuurumuzdur.
Kıbrıs için mücadele veren Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, Dr. Nalbantoğlu ile Ecevit, Erbakan, Turan Güneş ve diğerlerini hatırlayarak, hayırla yâd ederek;” (gazetevitamin.com)
Barış Harekatı'nda ve Dünden Bugüne Kıbrıs'ta şehit olan mücahitleri saygıyla anıyor, şehit olanlara rahmet, gazilerimize sağlık diliyor; Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yılını Çanakkale’den kutluyorum...
SELAM OLSUN, KKTC’ye, selam olsun KKTC’nin “millet-devlet” yolunda mücadele veren siyasetçilerine;
SELAM OLSUN, 1974 Barış Harekâtına zemin oluşturan “DİLENMEDEN-DİRENEN” MÜCAHİTLERE ve TÜRK Mukavemet Teşkilatına !..
SEVGİLER, KKTC’ye !..