Ta ki bu yazıyı okuyuncaya kadar, bu kahramanlardan ‘bi’ haberdim…
Destanlar yazan aziz milletimizin, o günlerde gösterdiği kahramanlıklar saymakla bitmiyor. Yeni öğrendim bu bahsedeceğim bilgiyi. Bu benim için büyük bir ayıp..
Belki de, bir çoğumuz ben gibi yeni öğrenecekler..
Şu soruyu işitir gibiyim şu an; “Tülütabaklar Nedir?”
Sıkı durun, her biri kahraman olanlar.. Tülütabak, Milli Mücadele dönemi (1919-1922) Balıkesir'de ellerinde yeterli silah olmadığı için koyun ve keçi postu giyip, at kuyruğu takıp, el, kol ve yüzlerini soba isiyle siyaha boyayarak, çan ve değneklerle Yunan askerlerini korkutup kaçırmak için ürkütücü bir görünüme bürünen yerel kahramanlara verilmiş bir isim imiş..
Aktarmaya çalışacağım, anlatımda, şöyle de bir ifade yer alıyordu;
“Tülütabaklar, özünde1900'lerde Balıkesir’in en yaygın mesleklerinden biri olan ‘debbağ’lardır.
Yani, deri ustaları.
Millî Mücadele yıllarında, Balıkesir diğer işgal edilen yerlerden farklı bir görünüm sergileyen vilayetlerden.”
Detaylar geliyordu ayrıca. Şöyle ki;
İşgale, tamı tamına 14 ay direnen Balıkesir halkı, kendisi için tarihe mâl olacak farklı direniş yöntemleri geliştirmişler.
Balıkesirli olsak, bu bilgiyi eler ederdik. Lakni, ben ilk kez işittim bu kahramanların varlığını.
Balıkesir halkının bu direnişinde öne çıkan kesim olarak dile geliyorlar, debbağlar…
Debbağlar, silahları olmamasına karşın düşman askerlerine karşı mücadele edebilmek için en iyi bildikleri işe, dericilikten hareketle, işgal birliklerinin aklını almışlar.
Çokça kullandıkları keçi postlarını üstlerine, tıpkı hayvan kürkünü, ilk insanlar gibi üzerlerine giyinmişler.
Debbağlar bununla da kalmayıp, deri işlerken yakılan ateşten kalan isi de sulandırarak tüm vücutlarına sürdüler ve başlarına da yine keçi postundan yapılma bir başlık takarak kendilerini insandan çok, insan ile hayvan arasında bir görüntüye sahip olan fantastik bir yaratığa benzetmeye çalışmışlar.
Mitolojik hikayelere alışkın, işgalci Yunan askeri, gördükleri karsısında neredeyse küçük dillerini yutmuş olmalılar.
Biliriz ki, Yunana mitolojisinde çeşit çeşit yaratıklardan söz edilmekte..
Dönelim, o kahramanlara.
Tülütabaklar'ın asıl amaçları hedef şaşırtmak olmuş.
Millî Mücadele yıllarında Balıkesir bölgesinde yapılan direniş yanlısı toplantılar, Yunan garnizon komutanının dikkatini çekmiş ya..
Komutanlar, bunları engellemek için gece devriyelerini arttırmışlar ya..
İşte o noktada, devreye girmiş o kahramanlar..
Tülütabaklar, bu toplantıları engellemek için devriyeye çıkan Yunan askerlerinin dikkatini dağıtmak için ve ellerine çan ve değnekler geçirip geceleri şehirde devriye atmış.
Yunan askerlerinin karşılarına çıkıp, bir görünüp birkaybolarak onları korkutmaya çalışmışyar.. Başarılı da olmuşlar tabi ki..
Bu güzel plan tutmuş. Geceleri korkunç yaratıklar gördüğünü söyleyen, yaratıklar tarafından saldırıya uğradıklarını anlatan Yunan askeri, korku salmış tüm işgalcilere.
Geceleri dışarıda rahatça dolaşamayan askerler, Yunan ordusu için büyük bir sorun hâline gelmeye başlamışlar ebet.
Bu kendine has yöntem, işe yaramış ve Millî Mücadele'nin devamlılığı sağlanmış..
Gelelik günümüze; “O günden sonra Kuvayi Milliye şehri Balıkesir ve ilçelerinin düşman işgalinden kurtuluş günleri ‘Tülütabak’ gösterisi yapmaktalar.
Bu arada, unutmadan, UNESCO'nun Balıkesir’in somut olmayan kültürel miras listesinde yer alan Tülütabaklar, Balıkesir'e özgü bir gelenek olarak yıllardır varlar.. Hep var loşunlar..
Kahramanlardan söz edilen bu güzel yazıyı, Sinan Acartürk derlemiş. Ellerine sağlık.
Bu kahramanlardan söz edilen kaynağa gelince. Dahası detaylar Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde.
Prof. Dr. Hikmet Turhan Dağlıoğlu 'Balıkesir’in Tarihi Hikayesi: Tülütabak' ları, Kaynak Dergisi’n8de 1936’ de kalele almış. İyi ki de almış..