Öze dönebilsek, ne kadar güzel olacak. Özümüzden koptukça, özlemlerimiz de büyüdü bence.

 

 

‘Eski bayramlar’ mesela. Ne kadar da çok arıyoruz eski bayramları. Bayram geldiğinde, aile büyüklerimizden sıkça işitir olduk hepimiz bu sözü; “Nerede o eski bayramlar?”

Aslına bakacak olur isek, her şey özümüzden kopmakla başladı san ki..

Buna verilebilecek en çarpıcı örnek, bence şu;

“Eski Türklerde kadın erkek eşitti..

Kararlar birlikte verilirdi.

Türkler kadını iyi yetiştirir, kadında çocuklarını iyi yetiştirirdi.”

Peki ya güncelde durum ne?

Bu konuda, her birimizin vereceği, milyonlarca örnek olabilir. Öyle değil mi?

Yaşam şartları değiştikçe, bizler de değişime uğradık. Halile, sonuç ortada!..

Bir dönebilsek o günlere, ne kadar güzel olurdu.

Günümüzde aile içi çıkan kavgaların nedenleri var mesela.  Sizce de ok ilginç değiller mi?

Eskiden öyle miydi ya? Eski Türklerde kadın miras hakkına sahipti mesela.

Kadının kendine ait mülkü mevcuttu.

Dahası da var; Kadının bunu istediği gibi kullanma hakkı da varmış..

Yine eskilerden bir örnek daha.. Üstelik, bu gün dahi olması gereken türden bir güzel örnek.

Eski Türklerde koca karısını boşayabildiği gibi, kadın da kocasını boşayabiliyordu.

Ne eski eş can almış, katliam yapmış bu durumlarda, ne de şiddet görmüş bir kadın.

Günümüzde, öyle canlar gitti ki.. Özünde olan bittiğinde, vicdan da yitirildi san ki.. Öyle değil mi?

Ve son derece önemli bir başka detay..

Eskiden, Baba kızını zorla başka birine vermezmiş.. Gerçi, günümüzün modern görüşü de bu doğrultuda. Buna diyecek çok söz olmasa da, uymayanlar yüzünden, bir genelle yapmamız da doru olmayabilir dişe düşünüyorum. İstisnalar, akideyi bozmaz da denilebilir ayrıca.

 

Eskiden, kısacası; Çocuk yaştaki kızlarla evlenmezlerdi Türkler..

Akraba evliliği de yoktu ayrıca..

Eski Türkler, kadına değer verir, cariye ve ya köle yapmazlardı. Tarih de böyle yazıyor.

Gurur duymamız gereken bir durum, bunu daim kılmalıyız Milletçe.

Kadınların saçından, kılından, tüyünden tahrik olunmazdı.

Eski Türklerde, kadın hükümdar vardı.

Öze dönmek gerek. Öze dönebilmek vesselam…

Aklıma gelmiş iken. Tahmin edilenler korkutucu. Neden mi böyle dedim şimdi?

Nüfus artış hızımızdan söz edilen bir haberde, önümüzdeki 50 yılın sonunda, olası nüfusumuza dair rakamlar geliyordu.

Denilenlerden ürktüm. Yalan yok..

Özetle, ufukta gözüken o büyük sorun için de çözüm sunacak projeler geliştirmek gerekli bence.

Bir değil, birden fazla çocuk sahibi olmaya teşvik edecek bir proje hayata geçse diyorum, mesela çocuk başına düzenli gelir sözü verilebilse.. Güzel olmaz mı sizce de?

Türkiyemin Türk nüfusu, kötü senaryoda bahsedildiği gibi 50 yıl sonra, 80 milyonun altına düşmeyip, Yüz milyonları bulmalı…