BU GÜNE, ÇOK ESKİDEN VERİLEN GÜNCEL MESAJ, ANTİK MISIR’DAN…

 

Yaşam öyle ya da böyle devam ediyor. Kimi güzel, kimi sıkıntılı yaşasa da, yaşıyor işte..

Peki ya; ANTİK MISIR’ da yaşam?

HEROT' un kaleminden, yaşam üzerine dile gelenlerden haberiniz oldu mu daha önce?

Antik Mısır yaşamına dair, M.Ö 5 yy da yaşamış antik tarihçi yazar Cicero' nun deyimiyle;

 ''Tarihin Babası''' olarak isimlendirilen Karya 'lı Herodotos' un yazdığı notlardan söz edilen bir çalışmaya rastladım sosyal medyada. Yalan yok, bahsedilenler İlgimi öyle çekti ki, anlatamam.. Aklıma birden, bizim verdiğimiz adı gelmedi değil, ‘Heredot’

Herodotos (Halikarnassos M.Ö 490-425)’ de demiş tüm bunları. Kaleme almış üstelik.

Özetle dedikleri şöyle imiş; "Mısırlılar ,yalnız öbür iklimlerden değişik bir iklime ve öbür ırmaklara benzemeyen bir ırmaga sahip olmakla kalmaz ,daha geniş olarak adetlerinde, yasalarında başkalarına uymayan görenekleri vardır..

Onlarda çarşıya kadın çıka, erkekler evde bez dokur..”

Tanıdık gelmedi değil bir ayrıntı. Bizde de kadın alışveriş yapandır, çarşıda, pazarda.

Bazı görüntüler ile kadının AVM’ de dolaştığı sırada, elinde poşetler ile bir köşede bekleyen erkek anlatılır genelde.

Evde kalıp, bez dokumak işi fikirmiş aslında. Alışveriş bitsin diye, kadını beklemekten sıkılanlar için, güzel bir vakit geçirme taktiği olabilir bu durum. Öyle değil mi?

Geçmişte söz edilene dönelim yeniden.

Şöyle denilmekte; “Erkekler yükleri başının üzerinde, kadınlar omuzlarında taşır..”

Omuzunda; cepheye mermi taşıyan analar geldi aklıma şimdi. Şerife bacılar mesela.

Antik Mısır’da, kadınlar ayakta, erkekler ise çömelerek küçük abdestlerini yaparlarmış. Hadi gel de merak etme şimdi. Günümüzde bu durum tam tersine nasıl dönmüş olabilir?

Bu arada, Mısırlılar, yemeklerini sokakta yerlermiş..

.Dişi veya erkek, hiç bir tanrı sunak taşına bir kadının hizmet etmesini istemezmiş ayrıca.

Unutmadan, Din adamları erkekmiş o devirde.. Bu konuda, pek bir şey değişmemiş,..

Buraya dikkat; ana babasına bakmak istemeyen erkek çocuk zorlanmaz, fakat kız çocuklar buna mecburlarmış..

Günümüze dönecek olur isek, bu da tanıdık gelmedi değil şimdi....

Tanrının adamları her yerde uzun saçlı olurmuş.. Din adamı olmayanların kafası ise  hep şimşir traşlıymış.

Aktarmaya çalıştığım bu anlatımda, şöyle de bir cümle vardı;

“Başka kavimlerde yakın akraba öldüğünde yasta saç sakal kazıtılır..”

Düşünüyorum da, >Antik Mısır’da berber olmak varmış san ki..

Neyse, dönelim konuya. Mısır’ da ise durum farklıymış. Ölüm durumlarında, saçı sakalı uzatırmış Mısırlılar.

Başka yerlerde hayvanlar ayrı tutulur, Mısır evlerinde birlikte yaşarmış insanlar hayvanlar ile.

Günümüz örneği ile düşünecek olur isek şimdi; eylemlere neden güncel konu, Mısır’da hiç yaşanmamıştır o halde.  

Buraya da dikkat kesildim neden ise?

Buğday ve arpa kıymetli iken, Mısır’da Mısır pek değer verilmeyen bir ürünmüş.

Gençler yaşlılarla karşılaştığında kenara çekilip yol verir.

Dahası, bir ihtiyar içeri girdiğinde yerlerinden kalkarlarmış..

Bizde de öyle idi bir zamanlar. Nasıl özlüyorum ben o yılları, bilemezsiniz.

Buraya da ayrıca dikkat!..

İnsanlar, günaydın demek yerine, sokaklarda eğilir, ellerini dizlerine kadar indirerek selamlaşırlarmış. Saygı ya bak yahu!..

Ve de, aşam son bulduğunda… Ölü gömme adetlerinde, hatırı sayılır biri ölünce bütün kadınlar başlarına, yüzlerine çamur sürerlermiş. Bir detay daha var lakin, bahsetmeyeceğim.

Çok sivrisinek olur imiş Mısır’da.

Ve bu durum da,  bakın ne yaparlarmış? Yüksek bir noktaya çıkıp, rüzgar yüzünden o irtifada uçamayan sineklerden kurtulurlarmış.

Batak bölgede oturanlar ise, herkesin evinde balık avlamak için ağ olduğundan, gündüz balık tuttukları ağlara, gece sarılıp yatarlarmış.

İlkel gibi gözükse de, çözüm olacak ise, neden olmasın?

Binlerce yıl evvelin yaşam koşulları ile günümüzde benzerlikler çok aslında.

Modernize oldukça, zorlu koşullar ortadan kalkıyor sadece.

Kısacası; İnsan aynı insan.  Yaşam, aynı yaşam..