Sıla özlemini gidermek üzere çıktık yola, hadi herşey hayrola….

sıla-i rahim (sılayırahim)

Akrabalık bağlarını yaşatmayı, akrabaların birbirini ziyaret etmesini ve iyi ilişkiler kurmasını ifade eden ahlâk terimi... Kişiye nesep bakımından yakın olan... TDV İslâm Ansiklopedisi https://islamansiklopedisi.org.tr › sila-i-rahim

Şebinkarahisar’a ve kendimize öz-eleştirel bakışımız olmalı mı ? evet .. olmazsa kendimize gereksiz bir hava (kibir) gelir ki, gülünç duruma düşeriz-düşersiniz… Bu da kimlikli-kişilikli insanı bozar,..

Yol güzergâhımız :

Gidiş; Ankara-Yozgat, Sivas / Suşehri ve Şebinkarahisar …

Dönüş Şebinkarahisar, Amasya, Çorum, Kırıkkale ve Ankara…

Şebinkarahisar öncesi anne tarafımdan Suşehri Beydeğirmeni Köyü’ne giriş, dayı çocukları ve torunlarıyla iki anılarla gün geçiriş…

Gidelim, Şebinkarahisar’a çıktık yola, yollar virajlı Kılıçkaya Barajı suskun, suyu az, ama görkemli…

Memleketimin yolları Dumanlıkaya’ya kadar 4 şerit olmuş; içimde bir sevinç, devamı da yapılmıştır diye, ne gezer ?! girdik yine eski olan bir türlü yapımı bitmeyen-bitirilemeyen yollara…

Kelkit Havzasının “sosyo-kültürel” ilçesi olarak bir türlü ve inatla İL-le-ş-tiril-me-y-en

memleketimizden MERHABA !…

 

Ne kadersiz, ne sessiz, istemesini beceremeyen, ama siyasilere % 89’a varan oyu veren, kültürü eski, sosyolojik açıdan bakıldığında çevresindeki ilçelere model olup da İLLÂ da  “İL” olması beklenen, 1940-1950’li kuşakların dilinden düşmeyen, günümüz gençlerinin umurunda olmadığı gibi, Pestilci-Pekmezci, Kömeci  25-30’dan fazla esnafın piyasaya girmesi, Şebin-dutu-nun Malatya-Elazığ pekmezleriyle yok edilip Şebinkarahisar’ın EVLİK pestili,KARA pestile çevrilince, kültürel erezyonun derinleştiğini gösterir ki, yazlı-kışlı yapay pestil imal edilip geçimini sağlayanların İL-LİK derdi olmaz, O BİLETE  ve JULL tura vermeleri, otellerin geceliğini yarım pansiyonla 2.500-3.000 TL  çıkaranların, lokantaların-tatlıcıların, müteahhitlerin çoğaldığı, Yıldız Mahallesi’nin apartmanlaşarak, yerlerin rantlaştığı, her türlü AVM benzerlerinin diğer büyük şehirlere özenilecek hale getirildiği bir gerçektir…

 

Bu saydıklarımızı kıskançlığımızdan, kızdığımızdan yazmıyoruz; Allah bol kazanç versin, derken herkes paranın peşinde. Asıl sıkıntı (dert). günlük durumu kurtarıp yatmak…

 

1961’deki ÇARŞI yangınından sonra, çarşının kaderi Suşehri’li  müteahhit Şerif Ağa’ya bırakılınca; sanki bir gizli el Şebinkarahisar’ı bitirdi mimarisi SIFIR, dükkân albenisi olmayan, zevkten-estetikten uzak, o günkü Suşehri’nin alt kültürüyle TAŞ yığını içinde 1963’ten beri yukarı çarşı hâlâ kan ağlıyor, aşağı çarşı her gün dolu kese bağlıyor…

Yerel ve idari yönetimler, şehrin problemlerini gerçek yöntemlerle çözmek yerine geçici-göz doldurucu, günü birlik yöntemleri tercih etmeleri kendilerini hükümetsel anlayışla güncel kılıyor.

Şehrin tarihi değerini ortaya koyan yerlerin tanziminden söz ediyoruz, ortaya çıkan bir şey yok…

Kale yolu üzerindeki tam kapalı, yarı aydınlıklı her harfe müsait “E-B-M-H-S-Y” tipi eski mimari TAŞHAN-a hakaret Şebinkarahisar’a eziyet ceza ve tevkifevi !?..

Bana göre, şehrin STK’ların, yerel ve idari yönetiminin İL-LİK (vilâyetlik) derdi kalmamış, EL olma derdi gizli-paralı derdiyle birleşmiş çıkarında, esnaf dükkâna gelene çakarında, siyasilerin umurunda değil. Gençlerin, köyden şehere (şehire) gelenlerle, gurbete gidip de yaz tatiline arabalarıyla gelip trafik pisliği yaratan saygısız-kaygısız MAL delülerinin umurunda hiç değil !?..

“Şebinkarahisar için kolayları-zorları aynı terazide tartmak,  kahve kültürü içinde olacak iş değil… Bunu SOSYOLOJİK boyutu içinde, kültürel,  akademik, ekonomik olarak tartışmaya açmak, şehrin yapılaşmasını siyaset bataklığından çıkararak değerlendirme, günübirlik söylemli kültürden  uzak, ciddi-kararlı-objektif (tarafsız) eleştirel bakışlı değerlendirmeler ışığında  ÇALIŞTAY yapmakla belki kamuoyu aydınlatılır…?!” (gazetevitamin.com)

GÜ-Şebinkarahisar Meslek Yüksekokulları ile Çalıştayı  etkin kılmak için Şebinkarahisarlı akademisyenleri burada buluşturarak, ortak görüş kazandırmak, sonuç bildirisini hem Türk kamuoyuyla, siyasi partililerle hem hükümet yetkilileriyle paylaşıp gelecek tepkilerden sonuç almak…  

Dikmen tepesinin altındaki yüksekokulu ziyaret ettik, iç donanımlı-teknoloji ağırlıklı salonlarını gezdik, yükseköğretim kurumu içinde bina yapanlara, oraya memleket adına para aktaranlara, bizleri sıcak karşılamasıyla ağırlayan genel sekreter yardımcısı Zekeriya Bey ile idari görevli Betül Hanım’a gönülden teşekkür borcumuz var.

Öğretmenevinin hâlâ kapalı olması, deprem riskiyle kapatılmasının meşru kılınıp da altındaki ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün açık olması mantığını yorumlamak GÜÇ, bunun açıklığa kavuşturulması, bu anlamsızlığa MEB-Ankara Akşam Sanat Genel Müdürlüğüyle yeniden çare aramaları gerekir…

Nerede konakladık Sultan’s Pansiyon’da; binaya harcanan yatırım göz dolduruyor, ama içine doğalgaz almak için yedi metrelik yol neden açılmıyor, bu da SORU işaretlerini çoğaltıyor… Sahibi olan eski AŞÇI yemek ustası, alaylı gastronomi hocası Mehmet Bey’le sohbetimizin güzelliği-nezaketi, sabah kahvaltısının çeşitliliğinin yanında hizmet veren Sevim Hanıma ve işletmeci Mehmet kardeşimize duyarlılığı için de teşekkür etmek güzelliği önemlidir..

Sosyolojik  vakalar önem taşır. Dağılan kültürün değişime uğrarken,  beraberinde neler götürdüğü, neler getirdiği anlayışının ortaya konarak tartışılması için Şebinkarahisarlı bir vatandaş-akademisyen olarak beni düşündürmesi gayet tabii olarak karşılanmalı; 3 yıl önce yazdığımız köşe yazımızdaki akademik bakışımızın arkasında olduğumuzu bildiriyorum. O yazımızda verdiğimiz başlıkları da içine alan bir ÇALIŞTAY mutlaka  düzenlenmelidir.

Dört günlük süreçte eskimeyen (kadim) dostlarla buluşmanın güzelliğini yaşamak, onlarla dertleşip-ortak noktalarımızı tekrar buluşturmak, Şebinkarahisar’ın “memleket çocukluğu” kavramını etkinleştirerek, kimseyi ötekileştirmeden yaşamanın da TADI başkaydı… Evlerine davet edenlere, sofra kurarak memleket yemeklerimizle buluşturan Suşehri ve Ş.Karahisar’lı  akrabalarımıza-arkadaşlarımıza ve eşlerine teşekkürlerimizle bereketi bol ve sofraları daim olsun diyoruz…

Şebinkarahisarlılar’a; Şebinkarahisar kültürü içinde ŞEHİRLEŞENLERE selâm olsun…

Baba ocağı-ana kucağı olan “Şebinkarahisar’ımıza ve dostlarımıza”,

şehirdeki TRAFİK kargaşasından kurtulması dileğiyle, SEVGİLER…