Tevekkeli, tarih boyunca Anadolu üzerine hep planları olmuş. İncili okuyan, takmış kafaya cennet ülkeme.
Ben okumadım, okuyan biri bahsetmiş, dikkatimi çekti söz edeyim istedim.
Son alarak, 109 yıl evvel 7 Düvel’ i bir araya getirmenin de gerekçesi o 7 olmalı dişe düşündüm okuduklarımı karşısında..
Türkiye üzerine planları hep olmuşların, kutsal kitabında yazanlar, birilerinin aklına hep Anadolu’yu getirmiş demek ki.
Neden mi bahsediyorum? Özetleyeceğim şimdi. Biraz sabır..
Bir paylaşımda, şyle bir cümle; İncil'de sözü edilen 7 kilisenin, hepsi Anadolu'da.”
Paylaşımda, şöyle de bir vurgu, "Algı her şeydir…"
Hakikaten de, ülkemiz insanları bu aralar çeşitli konulardaki, çeşitli algılara çok kapılıyor.
Doğru, yanlış sorgusu yapmadan, Lapin ve Sazan gibi, atlamadık konu kalmıyor..
Şu internetin azizliğinden olacak, akıllı telefonların bağımlılığı hemen herkeste var.
Konuya dönecek olursak yeniden, dikkatle okuduğum paylaşımın devamında;
“Türkiye'de turizm denince akıllara sadece deniz turizmi geliyor.
Tanıtımlar yeterli değil. Atina'da bir kuru taşı pazarlıyordu adamlar, Sokrates burada konuşma yaptı diye.” Şeklinde bir cümle..
Sözü edilen 7 kilise, bizde mi bilemem de, Dünya tarihinin izleri bizde, hem de her yerde.
Truvalı Hektor mesela. O bir Anadolu kahramanı..
Afrodit’in güzelliğinin sırrı, bizim yörenin yer altından çıkan o kıymetli suları..
Birçok örnek üzerinden, türlü algılar yapabilecek iken, Turizmi daha da geliştirmek adına, neden ise varsa yoksa eleştiride bir numarayız hep.
Sadece Çanakkale’de, mitolojik hikayelere konu o kadar çok mekan var ki, her birinde günümüze uyarlanan bir eser oluştursak, ziyaretçi akınına uğrar, turizmde rekorlar kırarız. Amma nerede?
Yakın tarihimiz, Çanakkale destanı. Bu konuda da, sınıfta kaldığımız noktalar yok değil.
Savaş öncesi yaşanılanlardan söz etmek mesela.
Rumeli’nin Fethi ile birlikte, kılınan namaz.
Bu namaz bence çok önemli.
Neden mi? Çünkü, İslam aleminde, Rumeli yani Avrupa kıtasında, Alınların secdeye vardığı ilk nokta Çanakkale toprakları.
Anadolu yakasında Çardak’tan, Avrupa yakasındaki Gelibolu Bolayır yönüne., sallarla geçen Gazi Saleymanpaşa ve emrindeki komutaları, Fetih ettikleri Çimpe kalesinin yakınlarında., Namaz tepede, Fetih namazı kılmışlar.
Yıllardır, ara ara bahsettiğim bu konuda, yapılan bir şey olmaması ne acı?..
Şehitler coğrafyasını, Tarihi Yarımadayı ziyaret, bence o noktadan, Namaz tepeden başlamalı.
İstanbul’ un fethinin önüne açan, Rumeli’nin fethi olmuştur gerçeğini kabul eden bizler, Ecdadın Avrupa’da ilk namazı kıldığı Namaz tepeyi ne kadar biliyoruz?
Bilinmesi için, neden anlatmıyoruz?
Aklımda, tonla deli soru..
Bir ara, Namaz tepe üzerindeki, Mihrabi’ ye taşından bahsetmiştim.
Deniz harbi başlamadan evvel, Çimpe kalesi üzerinde kurulu topçu bataryasından bir subayın, Namaz tepeyi anlatır bir taş hazırladığından özetle söz etmiştim.
“Bu taş çalınsa ne olacak?” demiştim.
Taş, kayboldu bir anda. Çalıntı diye yazdım.
Ne var ki, korum altına alındı için, Troya müzesine götürüldüğünü de bu sayede öğrendim.
Taş yerinde ağırdır demiştir atalar.
Şimdi bir deli soru daha geldi aklıma; Yerinde ağırlığı önemli o taşın; Troya müzesinde sahiden de ne işi var?