Pek bi yorgun gözüküyordu. Meğer sağlık problemi ciddiymiş. Çanakkale programı yormuş olacak ki, sayın bakan Çanakkale sorası tıbbi müdahaleye maruz kalmış.
Kimden mi bahsediyorum? Sayın, Bakan Arslan’ dan.
Geçe Cuma günü, sayın başbakan ile Çanakkale’nin misafiri olan Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, buz gibi havanın da etkisinden olacak, direncini yitirince rahatsızlığı bence ortaya çıkmış. Soğuk havalarda apandisit vakalarının arttığını bir kez duymuştum. Hat ta, bu rahatsızlık belirtisini fark edip hastaneye koşan bir yakınım tam da bu havalarda, yani fırtınaların peş peşe başladığı, sıcaklığın ani düştüğü günlerde ameliyat olmuştu.
Saçmaladığımı düşünenler olabilir. Ne var ki, ben aksini iddia edeceğim.
Fırtına takviminin de gösterdiği, o sürekli yaşanan, hayli anlamlı isimler almış fırtınalar zincirinin geçişinde apandisit tak diye ortaya çıkıyor.
Örnekleyecek olursam, son günlerde önce 28 Eylül : Kestane Karası Fırtınası ve hemen ardından da geçen cumartesi 30 Eylül : Turna Geçimi Fırtınası vardı.
Ekim ayı için konuşacak olursak, önümüzdeki ilk birkaç günde önce;
4 Ekim : Koç Katımı Fırtınası.
9 Ekim : Yaprak Dökümü Fırtınası.
İşte bu üşüyen havalarda, direnc düşüyor, olası zaten bulunan rahatsızlık boy gösteriyor. Her şey fırtınadan ötürü. Son fırtınaya dikkat bu arada. Yani 9 Ekim… Adı bile bi şeyler anlatıyor.
‘Hay şom ağızlı’ dediğinizi duyar gibiyim. Lakin, gerçek de bu.
Sayın bakan Arslan’ ı, Çanakkale’ nin birden üşüyen havası v esert poyrazı olumsuz etkilemiş olacak, geldiği andan itibaren beden dili rahatsızlığını göz önüne seriyordu.
Benim için, genelde, 6’ncı hissimin yüksek olduğunu söylerler. Ben de bunu hissetmiyor değilim. Kaşımda gördüğümün beden dilinden bir şey hissedip, aklımdan geçen genelde oluyor. Elimde değil, ne yapayım.
Sayın bakan’ın, Çanakkale programında hayli halsiz olduğunu görünce, ‘Ani rahatsızlanmasa bari’ diye düşünmüştüm.
Sayfamda yer vereceğim görsellerden de anlaşıldığı üzere, sayın bakan hayli neşesiz ve sanki bariz vücut kırgınlığı yaşıyordu. Bu kadar ile geçmiş olsun…
Öğrendim ki, yani takip ettiğim haber ajansı bültenlerinde geçen haberden gördüm ki, başarı bir operasyon geçirmiş kendileri.
Başarılı operasyonu anlatır haber metni ne gelirsek, tam olarak şöyleydi;
“Sabah saatlerinde apandisit ameliyatı olan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın, bakanlıktan yapılan açıklamada sağlık durumunun iyi olduğu duyuruldu.”
DOMATES ÜRETİCİSİNE GÜZEL BİR HABER VAR…
Eskiden olsaydı, Kösedere bayram ederdi. Biliyor ve duyuyorum ki, son yılarda, Kösedere domates üreticileri büyük sıkıntı yaşıyor. Mücadele edilmesi zor bir tür domates hastalığı ürünü tarlada bıraktırıyor.
Domates deyince sadece Kösedere yok elbet. Çanakkale domatesi kavramı geniş bir marka demek.
İşte tam da bu marka için, Ekonomi bakanı sayın Zeybekci’ dengelen açıklamaya dikkat kesildim. Diyordu ki; 'Rusya’ya domates ihracatı'
Bir iki başlıkla olay şöyle de dile getirilebilir. Yani sayın bakan’ ın anlattığına göre.
İlk başlık diyeyim önce. Sayın bakan; “Domates ile ilgili 1-2 gün içerisinde önemli gelişmeler olabileceğini biliyoruz, teyit ettiler ama ilk domates sevkiyatı yapılana kadar bu konuda tedbirli olmayı tercih ediyoruz”
Haydi hayırlısı. İnşallah olur. Üreticimiz de bir bayram eder.
İkinci balık olarak da, “Irak’ta, Suriye’de ticaret ve ekonominin devamlılığı açısından pek olumlu gelişmeler olmuyor ama diğer taraftan Türkiye olarak Irak’ta olan sevkiyatlarda bir engelleme yok”
Sözleri, ekonomik anlamda son durumu özetlemekteydi.
Bölgedeki son gelişmeler ve bunun üzerine de ekonomik açıdan değerlendirmeye bakılacak olursak, sanırım sayın bakanın şu sözü özet gibiydi;
“Türkiye’nin güneyden gerek Suriye, gerekse Irak’ta istenmediği oldubittilerle sarılması, gayrimeşru yapılarla Türkiye’nin güvenliğinin tehdit edilmesi bizim için tüm ticari menfaatlerin önündedir”
Pek de kafamın basmadığı ekonomi hali için, Başkentten son gelişmeler böyleydi.
İnşallah yeni hafta, hepimize hayırlar getirir. Haydin o vakit, yeni haftaya bereketle, diyelim hey maşallah…