Dün, Çanakkale gündemine bomba gibi düşen açıklamalar gün boyu dllden dile yayıldı. Üretilen yeni ve birbirinden ilginç değerlendirmeler ise tam anlamıyla öngörü içerikliydi.

Laf tekrarı ile, yine laf salatası yapmak istemiyor ve hayli sıkı gündem içinde, benim bir başka dikkat kesildiğim sözlerden bahsetmek istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ ın, CHP’ li Belediye Başkanı Gökhan için dediklerini bir yana bırakıp, Sayın Vali başta olmak üzere Devlet yetkili ve ilgililerine sunduğu görevden de bahsetmek yerine, Kent Konsey Başkanı Engin Kandemir’ in sözlerine bakayım diyorum.
İçi açılıp, denilenleri irdelemek gibi amacım da yok her nedense. Çünkü; her şey ortada bir durum.
Sözler net, verilmek istenen mesaj da aynı netlikte.  
Kent Konseyi Başkanı Kandemir’ in, CHP’ li Belediye Başkanı Gökhan’a yanıt diye de yorumlanan açıklamalarında, öyle bölümler vardı ki, ucu açık üniversite sınavı sorularını andırır türdendi  de üstelik.
Özetlemesi hayli güç mevzudan, bahsetmek de hayli güçtü kısacası.
Yine de deneyeyim; Çanakkale Kent Konseyi Başkanı Engin Kandemir, Ekim ayı Belediye Meclisi oturumunda, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın hem Ak Parti Grup Başkanvekili Av. Tülay Ömercioğluna, hem de Kendisine yönelttiği sert çıkışlara değiniyordu.
Kandemir’ in sözleri, her ne kadar 12. Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ ın dedikleri kadar yankı bulmamışsa da, bence hayli dikkat çekiciydi.
Bir ilk yaşanıyor ve Kent Konseyi Başkanı, adeta kazan kaldırıyordu. Hiç de alışılmamış bir durum. Böyle olunca da, dikkat kesilmeme neden iki ye katlanmakta.
Dilerseniz, önce Kandemir ne demiş, ona bakalım.
Şöyle diyor, üstlendiği görev ve sorumlulukları hayli fazla Konsey başkanı; ”Ben bu kent Halkının bu şehrin onurlu  insanlarının isteğiyle ve seçimleriyle gelmiş bir Kent Konseyi Başkanıyım.”
Sonra da vurgulu olsun diye adeta büyük harflerle devam ediyor;
“ARKAMA HİÇ BİR SİYASİ ZÜMREYİ ,RANT’ I, YA DA GÜCÜ ALMADIM, AYAK OYUNLARIYLA DEĞİL,HALKIN İRADESİ İLE SEÇİLDİM.”  Diyerek.
Belli ki imalı sözleri bu kadarla da kalmayacak hali, açık ediyor böyle çıkışarak. Tabi bu benim naçizane yorumum.
Yoruma kaçmadan, dediklerine döneyim hemen.
Şöyle ekliyor Kandemir; “Bu zamana kadar girmiş olduğum her seçimi siyasi ideoloji gözetmeksizin Halkın Milletin sandığa yansıyan iradesiyle kazandım. Girdiğim her seçimde başarılı oldum. Millet göreve çağırdı, ben bu göreve, bu onurlu insanların sesine kulak vererek talip oldum.
İdeolojileri farklı da olsa, şehitler diyarı Çanakkale’de yaşayan Milliyetçi,Cumhuriyetçi ve de Vatansever insanların sandıktaki iradesiyle bu zamana kadar seçildiğim görevlere getirildim. Halkımızın istekleri ve talepleri doğrultusunda üzerime düşen her türlü görevi layığı ile , milletimizle ele ele vererek ifa ettim.”  Vurgusuyla…
Buraya kadar belki de çok dikkat edilecek husus yok gibi görülse de, bence bu çıkışın Kent Konseyi Başkanı sıfatıyla gelmesi bile bir olay.
Şimdi isim vererek gelen veryansınlı  denilenler. Diyor ki Kandemir;
 ”Ben sosyal yaşamımı da, görevimin gerektirdiği her türlü faaliyeti de göz önünde yaşadım.
Kapalı kapılar ardında, Rant odaklı pazarlıklarla, birilerine boyun eğerek değil.
Milletimizle el ele vererek alanlara çıktım… Sayın Başkan ve Başta Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar olmak üzere Belediye yönetimi, benim Başkanlığımdan önce Kent Konseyi’ ni  onların istekleri karşısında Biat eden bir anlayışla idare etmişler.
Ben bu anlayışın sonuna kadar karşısında durdum,Mali yada sosyal yapılan yada yapılacak her şeyin halktan saklanmadan, şeffaf bir yönetim anlayışıyla Çanakkale Halkıyla birlikte yürütülmesi gerektiğine İnandım. Bu inancım hala sonsuz..” diye çıkışıyordu.
Gündem öyle ard arda değişiyorken, kaçırdığımız bir şeyler olmuş Belli. Belli  ki ip’ ler kopmuş, gemiler ateşe verilmiş, hat ta kül edilmiş. Bu denilenlerden başka ne anlam çıkar ki…?
Yorum yapmayayım diyorum, yapmadan da olmuyor. Duramıyorum…..
Bu söz için, yorum yapmadan nasıl durulur ayrıca…? Yanıt bende değil elbet.
Şimdi şu söz için gel de yorum yapma. Deşiş ki Kent konseyi Başkanı;
“BOYUN EĞMEDİM, EĞDİREMEZLER.!”
İnsanın aklına hemen şu soru geliyor; ‘Kim boyun eğmenizi istiyor…?’
Bu noktada, denilenlerin içinde sanırım bir gizli yanıt mevcut. Ucu açık, soru misali.
Yine yapmamak istediğimi, yapamadan da duramadım yorumu bir yana bırakıp, devam ediyorum sayın Kandemir’ in sözleri ile.
Diyorlar ki kendileri;
“Eski yönetim anlayışının çizgisinden çıkmayacak bir Kent Konseyi istiyorlar. Bütçeyi,  sosyal faaliyetleri,  kendi iradeleriyle yönlendirip şekillendirecekleri bir yönetim anlayışı.
Beni bu isteme göz yummam ve de boyun eğmem beklenemez.
Ben Belediye Başkanı ve Yardımcısının değil, Çanakkale Halkının, Kent Konseyi Başkanıyım.
Bu halk, bu aziz millet ne isterse o olur. Onların istek talep ve beklentileri dışına çıkmam söz konusu bile olamaz.
Tabii ki bizi istemezler; Tarih gerçeklerin aynasıdır.
Biz PKK’nın yasal uzantılarına destek çıkıp, Pilav dağıtmayı, Sur Belediyesi ile Kardeş Kent Protokolü imzalanmasını ve protokolün sürdürülmesini onaylamadık. Hatta hep karşısında durduk..
FETÖ’den tutuklu ve örgüt yöneticiliği ile suçlanan bir Rektörün önerisiyle, Belediye Meclisine girip Başkan yardımcılığına getirilen ve Bu FETÖ’ cü  rektörün her alanda yanında boy gösterip, tutuklandığında ona sosyal medya hesaplarında destek olan bir zihniyetin kölesi ya da esiri olmadık. Olmamız ya da adımızın anılması mümkün bile değildir.
Bütün bu gerçekleri Çanakkale’de yaşayan vatandaşlarımız biliyor ve görüyor”  sözleri ile hayli imalı ver yansına devam ediyordu.
Bu denilenlerin, yani Kandemir’ in hayli dikkat çeken şok sözlerinin bir de final bölümü vardı ki, o bölümden de söz etmeden yazımıza son verirsem, büyük bir eksikliğe imza atmış sayacağımdan kendimi, devam ediyorum siz okuyucularımızın affına sığınarak.
Kandemir, tarihe geçecek sözler ediyordu vesselam. ‘O halde, tarihin yazacağını ben mi yazmayayım…? ‘
Uzatmadan, finalle devam edelim;
“Sözüm bahsi geçen Çanakkale Halkına Hizmet verilmesini engelleyen, Rant Odaklı ve Çamur at izi kalsın zihniyetiyle hareket eden şahıslaradır.” Diyor ve de ekliyordu Kandemir;
“Bizim için MHP’li Ak Partili vatandaşlarımız ne kadar önemli ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Partinin ideolojisine olan inançlarıyla hareket eden CHP’li vatandaşlarımızda en az o kadar değerli ve önemlidir.
Ancak son dönemde yaşanan Kadın Bir Belediye Meclis Üyesine Hakaret, Sahte oy kullanımı ve gizli kameralar kasetlerle gündeme getirilen olaylar, hem CHP yi hem de bu partiye gönül veren değerli insanları zedeleyerek üzmüştür.
Ancak tekrarlıyorum; ‘Biz Çanakkale Halkı olarak CHP’ li si, MHP’ li si, Ak Parti’ li si hep birlikte el ele vererek bu şehri güzelleştirecek, birlikte hizmet anlayışıyla hareket edeceğiz.
Ben Ülgür Gökhan ve Rebiye Ünüvar’ın isteği ile değil bu şerefli ve Onurlu Kent Halkının isteği ve talebi doğrultusunda seçilerek göreve geldim.
Ancak onlar isterlerse, yani beni seçen STK’ lar isterse giderim, Kasetle de gelmedim, Atama ile de. Herkeste ayrıcı şunu bilsin; Kimse bizi sınamasın”
Denilenleri ve yazıya dökülenleri gördükten sonra, insanın aklına son bir soru gelmiyor da değil hani; ‘Daha ne denilir ki…?’