Okuduğumda, akılma Moda haline dönüşen bir söz getirir konu, bende resmen gülme krizi yaşattı. Öyle böyle değil hem de.
Durduk yere deli gibi dakikalarca güldüm. Ofiste bu anlarımı gören mesai arkadaşlarımın ‘ne gülüyorsun kendi kendine’ dercesine anlam yüklü bakışları, düşündüklerini de açıklıyordu aslında.
Aklıma gelen konuyla, yakından uzaktan alakası olmayan açıklamada, deli gibi gülmeme yol açan ortak tek nokta, ‘elektrik’ di.
Peki sadece, elektrik yazısından elektrik alıp da aklıma düşen moda söz neden aklıma gelmiş ve ben gülüyordum…
İyi sıhhatli olsunlar halinde miyim ki…? Kim bilir…? Ksin olan şu; ‘ben bilemedim…’
Ne mi diyorum…?
Dediğim şu, moda söz de geçiyor ya, ‘Elektrik alamadım…’
Demek ki, elektrik alamama nın da faydalı bir yönü var. Ya karşınıza kabarık bir fatura çıkar ise…? Hiç düşündünüz mü…?
Alamadım diye pek de üzülmemek gerek bence.
İki ayrı cinsiyetin, birbirinden elektrik alması ile yaşamaya başladıkları aşk’ ın da sonunda bir fatura çıkar ya genellikle. Yani nişan, nikah, düğün derken, uzayıp giden harcamalar listesi.
İşini içinde geçen bir elektrik durumu var ise kısacası, vay halinize. Çarpar da, çarpar.
Düşük voltajla atlatılan bir çarpma vakası yaşamışsanız yine iyisiniz dir. Demek ki şansınız yüksek… Ya değil ise…? 220’ ye tutulmuşsanız, haydi elveda yaşam…
Okuduğum bir açıklamada geçen ‘elektrik’ den hareketle, aklıma düşünlere bakın hele. Kendi kendime soruyorum bir de; ‘İşin mi yok da, bu kadar masal vari düşüncelere giriyorsun?’
Yoğun ve hayli hareketli ve de hararetli gündem maddeleri ardından, az biraz geyik muhabbeti yapayım istedim. Kafayı dağıtırız biraz diye de düşünmedim değil.
Belki de aklınıza şöyle bir değerlendirme de gelebilir bu dediklerim üzerine; ‘Tuzun kura, yap geyiğini…’
Yok valla, tuz kuru falan değil. Standart hayat. Borçlar aynı, gelir aynı… Değişen bir şey yok güncel hayatta. Rutin yaşam. Uyan, işe git, akşam oldu ev’e. TV başı izlemece. Sonra yat, ve yine kalk.Herkescikler gibi.
Şimdi geliyorum, bu denli deli deli düşüncelere gark eyleyen elektrik mevzusuna.
Çiftçiyi; ‘Elektrik çarparsa…?’
Vallahi bu başlık bana ait değil, CHP’ li vekil sayın Av. Erkek’e ait. Daha doğrusu, bu benzetme kendilerinden.
Dün, sayın milletvekilinin açıklaması; “TARIM ÜRETİCİSİNİ ELEKTRİK ÇARPTI” başlığı atılarak medya kuruluşlarının e-posta adreslerine ulaştırıldı.
Benim de işim gücüm yok ya, ‘elektrik’ den yola çıkıp, deli deli gülmeye başladım, dakikalarca ve de hayli içten.
Sayın vekilin Basın Müşavirliği; “CHP Çanakkale Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Muharrem Erkek’in, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a sorduğu tarım üreticisinin elektrik borçlarına ilişkin önergesine yanıt geldi.
Gelen yanıt, tarım üreticisinin ne derece zor durumda olduğunu gözler önüne seriyor.” İfadeleri ile aktarılıyordu.
Merakla denilenleri okumadan önce, bahsettiğim başlık kaynaklı gülmeme nedenleri de deli gibi gülerek yaşadım yani Demek ki acayip gülmeye ihtiyacım varmış. Yaşa sen sayın vekil, yaşa…. Hiç güleceğim yoktu vallaha…
Geliyorum, açıklamada dile getirilen mevzu, elektrik’e.
Şöyle başlıyordu sözler; “Gelen yanıtta, Türkiye genelinde tarımsal sulama amaçlı elektrik kullanan abone sayısının 484 bin 621 olduğu, bu abonelerin 21 elektrik şirketine, anapara ve gecikme faiziyle birlikte, toplam 814 milyon 611 bin TL borcunun bulunduğu belirtildi.”
Soru belli, gelen yanıt da. Bir ylndan kıs kıs gülme halim devam ederken, aklıma şu soru geliverdi; ‘Peki, bu borçları kim ödeyecek…? Ödeme güçlüğü çekilmesi kaynaklı borçları, yoksa biri kapatacak mı..?’
Soru ve gelen yanıt dile getirilirken, neticede ödenemeyen borçların kapatılmasına yönelik bir adım mı atıldı düşüncesine kapıldığımdan, açıklamayı yine bir hayli merakla okumayı sürdürdüm.
Deniliyordu ki ilerleyen cümlelerde; “Çanakkale özelinde durum benzer. Toplam 6 bin 206 tarımsal sulama amaçlı elektrik kullanan abonenin 5 milyon 138 bin 300 TL borcu var.”
Tamam dişe düşündüm önce. Çanakkale’ ye geldik. Hadi inşallah dedim ve bir de içimden, ‘Borçlara af mı gelecekmiş yoksa..?’ diye soruyu geçirdim.
Nerede anam, ne af fı. Açıklamanın devamında;” ‘Bunun her bir abonenin yaklaşık 1.700 TL elektrik perakende satış şirketine borçlu olduğu anlamına geldiğini söyleyen Erkek, çiftçinin faturasını öderken TRT payını bile ödediğine dikkat çekti.’ “ deniliyor ve sayın vekilin konuya ilişkin değerlendirmesi aktarılıyordu.
Bu kadar da değil di denilenler. CHP’nin kısa süre önce fındık, üzüm, tütün üreticileri için “adalet” istediğini anımsattığı ifade edilen Milletvekili sayın Erkek’ in, sözleri geliyordu.
Sonra da sayın vekilin şu sözleri; “Bu rakamlar bize gösteriyor ki aslında bütün üreticilerimiz zor durumda. Hepsi borç batağında. Üstelik bunlar sadece elektrik borcu; mazotu, gübresi derken üreticimiz üretemeyecek hale getiriliyor”
Soru üzerine gelen yanıt için sayın vekil, Türkiye gibi iklim ve toprak koşullarına, insan gücüne sahip bir ülkenin ekmeğini yapacak buğdayı dışarıdan aldığına vurgu yaparak;
“Buğday, saman, meyve, sebze ve et ithal eden bir ülke konumuna düştük. Planlama sıfır, destekleme sistemi iflas etmiş, üretici yerine birkaç tekel ve yabancı kartel korunur hale gelmişse orada kalkınma, kendi kendine yetme olmaz.” diyordu.
Elektrik’ den yola çıkıp, CHP Kurmayı Av. Erkek, verip veriştiriyordu kısacası.
Diyordu ki; “Gıdada dışa bağımlı hale geldik ki bu çok büyük bir risktir.
Bakınız tarımsal sulama amaçlı elektrik kullanan abone sayısı 484 bin 621, bu abonelerin 21 elektrik şirketine, anapara ve gecikme faiziyle birlikte, toplam 814 milyon 611 bin TL borcu var.
Eski parayla yaklaşık 1 katrilyon borç yapıyor. Çanakkaleli üreticilerin borcu ise yaklaşık 5 milyon. Ama iktidarın derdi üretici değil. Yakın zamanda açıklanan alım fiyatlarından da görüyoruz ki üreticinin sorunlarına sorun ekleyen, yeni sorunlar üreten bir iktidar söz konusu.”
Gündem demek ki elektrik’ miş. Bende deli deli boşa gülmemişim.
Ha yaşa yayım ben de o vakit…