.
Seçim tekrarı anlamı taşıyan karar üzerine, dün gün boyu neler işitti kulaklarımız. Herkesin diyeceği bir sözü vardı, bir önceki günün gelişmesi üzerine.
Kimimiz işkembeyi Kübradan ettik, hayli de sert sözleri, kimimiz de sanki teqki vermek için kurduk cümlelerimizi.
Siyasetçilerin ne dediğine baktım, haber ajanslarının bültenlerinde geçen. Çok söz vardı, çok…
Hangi birinden bahsetsem, bir diğerine haksızlık olur diye düşündüm açıkçası. Sanki üzerime vazife, her denilenden, haberdar olabilme?
İyisi mi dedim; “Çanakkale ne demiş… Ona bak sen…”
‘Çanakkale ne demiş’ e göz atarken, eskilerden bir ismin paylaşımına odaklandım. Yani, dönemin kurt siyasetçisine.
İl Başkanlığından başlayan siyaseten yükselişi, Milletvekilliği, Bakanlık ve de Başbakan yardımcılığınaydı bahsettiğim ismin.
‘Sümer’lerden kalan yazılar gibi, bence kıymetliydi ettiği sözleri. Ya da, tarihe düştüğü şu notları…
Bahsettiğim isim, yani sayın Ersümer’ in ifadeleri, hayli dikkatimi çekti dün…
“ÜLKELERİN DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞLERİNDE…” vurgusuyla başlıyordu paylaşımının ilk sözleri.
Sonrasında, kişisel sosyal medya hesabından takipçilerine, siyasetin çok konuşulan gelişmesi için adeta, hukukçu ve de siyasetçi gözüyle değerlendirmede bulunuyordu sayın Ersümer.
Bence, “Kırmadan, dökmeden” geliyordu ifadeler. Nasıl mı? Aynen şöyle;
Çanakkale’nin bir döneme damgasını vurmuş siyasetçisi, hukuk adamı Av. Mustafa Cumhur Ersümer; “Ayaklarına takılan taşlar olur, bazen tökezlenir, bazen yuvarlanır, el verir, omuz verir, birbirine dayanır, ayağa kalkar, üstü başı toz olur, pasak olur, silkelenir, eliyle koluyla temizlenir,bir avuç suyla yuğulur, ayağa kalkılır kalınan yerden, daha güçlü yürünür.” İfadesiyle yapıyordu ilk değerlendirmesini.
Sonrasında; “Mustafa Kemal çıkar Samsun’a, alır milleti yanına, ter dökülür, kan akar ama ne düşman kalır ne işgal” diyor ve ekliyordu;
“Ne padişah kalır, ne payitaht, pırıl pırıl bir ülke, Demokrasi , Cumhuriyet örnek bir Türkiye.” diyerek.
Siyaset diliyle geliyordu bence okkalı sözler. Sonuçta önce bir hukuk adamı ve de siyasetçiden.
Sanıyorum diyorum, kendimce de yorumumu ekliyorum, sayın Ersümer’ in sözleri üzerine;‘Belki de, anlayana…’ dercesine.
Siyasetçi, bir eder sözünü, sonra bin düşünürsünüz çok vakit. 90’ larda pek çok kez tanık olduğum benzer çıkışlar vardı mesela. Rahmetlik Cumhurbaşkanlarımızdan Demirel’ den, rahmetlik Başbakanlardan Ecevit ve Erbakan’dan. Hele hele merhum Başbuğ Türkeş’ten.
Siyasetçinin dili, bazen sertleşirdi o yıllarda. Bazen de, sert fakat bir o kadar da yumuşak tı ifadeler.
Hey gidi hey. Gel de, özleme doksanları, doksanların siyasetçilerini.
Günümüze dönüp, Çanakkaleli siyasetçi Av. Mustafa Cumhur Ersümer’ in şu dediklerine de bir göz atalım.
Sayın Ersümer; “ Yolda giderken, bir seçimde açıkoy gizli tasnif olur, yeter söz milletin denilir, ya da sizi buraya tıkan güç böyle emrediyor derler, diyenler gider, beş yıl geçmeden gümbür gümbür geri gelinir.” İfadeleriyle, pek çoğumuzun hafızasında yer tutan günlerden söz ediyordu bence.
Sonrası, yine bir dönem hatırlatmasıyla geliyordu Ersümer’ insözleri;
“ ‘Netekim’ diye yükselen sesler, bunu seçin diyen sözler, silinir gider, hizmet hoşgörü birbirine bağlanmış eller gelir, huzur gelir bereket gelir.
Bin yıl sürecek denilen dönem beş yıl’ da biter, umut dolu yıllar gelir, yasalar anayasalar değişir sistemler değişir, yollar değişir yöntemler değişir, ama umutlar bir yeşerir bir solar, gün gelir, keşke yaşanmasaydı denilir.” İfadeleriyle, bence hayli de şiirsel anlatımla.
Ersümer’ in, kaleme aldıkları bu kadar değildi. Dahası da vardı.
Mesela;“Ama maalesef, varılır yanlış malum karara, taş da takılmış olur ayağa..” vurgusuyla gelen.
Hukukçu ve de siyasetçi Ersümer’ den; “Bu yüce millet değişmez, bu hasletler tükenmez, asıl olan demokrasiyi yaşamak, yaşatmak olunca, ellerde oylar, yine gidilir ümit içinde sandığa.” Şeklinde bir ifadeyle, altı çizilen de dikkat çekiciydi özetle.
Hele ki, paylaşımının sonlarında kurduğu şu cümlesi;
“Umarız, dersler çıkarılır,hatalar tekrarlanmaz,inatlar ısrarlar biter, herkesi kucaklayan sayfalar açılır.
Hiç unutmayalım kimsenin oyu kimsenin elinde değildir.
Mahkeme de, kadıya mülk değildir. Mevla görelim neyle,neylerse güzel eyler.”
Siyasetçiden pek çok değerlendirme, vatandaştan gelen tepki de çoktu dün.
Çoktu bir hayli edilen sözler. Kimi, suç ve suç unsuru türündendi verilen tepkiyi anlatır ifadelerin, kimileri de düşündürücüydü kısacası.
İyi ki, ben hukukçu, sonra da siyasetçi dilinden geleni aktarmayı tercih ettim… Kalın sağlıcakla.Haydin hoşça kalın…