.
1964 yılında Belçika’da gördüğüm 9 ay Turizm Eğitiminden sonra, Malkara’ya döndüğümde, Avukat eniştemi bir ziyaret edeyim dedim. Evine gittim, baktım 4-5 aylık yavrusunu, Ali Savaş Tokman’ı kucağına almış bir öteye, bir beriye atıyor. Ben de aptal aptal bakarken ‘Eniştem Malkara’yı verseler, bu yavrunu verir misin?’ dedim. Bana sert bakarak ‘Sen ne diyorsun, dünyayı verseler verir miyim?’ dedi. Buradan şunu anladım ki evlat maddi değer ile ölçülmez.
Aradan yıllar ge.t ve bu yavru İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaat Mühendisi olarak bitirdi. O gün bugündür bu sanayide iş bulamadı. Böylece bir iş hayatı, işsiz sona geldi.
Yurdumuzun Sekiz bin km deniz ve sahili var. Ben 1948 yılında Araklı’dan (Trabzon) Sürmene’ye 6 km yol ve sahil var. Çocuktum, hatırlarım, bu deniz sahilinde en az 3-4 tane deniz tekneleri yapan tersane benzeri iş yerleri vardı. Şu anda ne oldular hiç haberim yok.
Bugün Yunanistan’ın 400 adet turistik gemisi var. Bizde ne yazık ki bir tane yok. Hatırlarım, 1960 yılında İstanbul’dan Çanakkale’ye haftada iki vapur gelirdi. Ayvalık ve Gemlik. Bugün bunlar da yok.
Bu deniz sahillerimizin üzerinde en az 100 tane tersane kurulabilinir. Bu yönde teşvik edilip yapılabilse ülkemizdeki mevcut işsizliği ne kadar çok azaltır. Ne kadar da büyük bir ekonomik gelir sağlanır.