Hep Derim; Dünyanın neresinde ses getiren bir olay yaşansa, mutlak ucu bize değer.
Örnek mi; ABD’ de Uçak Düşse, Hostesi Çanakkaleli çıkar…
Verebileceğim o kadar çok örnek var ki bu durum üzerine, hazır uçak ile başlamış iken alın size bir Çanakkale gerçeği daha.
2000 li yılların başındaydı sanırım. İtalya üzerlerinde kaçırılan bir THY uçağı.
O yıllarda, DHA Çanakkale büro şefiyim. Ege masasına bağlı çalışıyorum.
Hürriyet Ege’ nin de basıldığı tesislerde, haber ajansının İzmir merkezi.
Filiz ablamız var, o da Ege masasının şefi.
Bir gün sonra servis edilecek özel haberim ile ilgili bir telefon görüşmesi yaparken, Kaçırılan uçak ile ilgili sohbete girişiyoruz.
Diyorum ki; “Bu işte de bir Çanakkale bağlantısı çıkmaz inşallah…”
Filiz abla, ‘Ağzından yel alsın’ diye karşılık veriyor, bir de ‘Şom ağızlılık yapma’ diye de ekliyor.
Çünkü örnekler çok. Vakti zamanında Türkiye’ yi sarsan konularla alakalı, Çanakkale’ den kaleme aldığım haber takibi konular çok.
Dakikalar birbirini kovalıyor. Sanırım, TV ekranlarında son dakika geçilen bu haberin yaklaşık 1,5 saat sonrası.
Yeni yeni gelişmeler aktarılıyor, Haber kanallarının bültenlerinde, kaçırılan o THY uçağına ilişkin son durumla ilgili.
Öğreniyoruz ki, tam da benim bahsettiğim şey.
İnanması güç ama, kaçırılan uçağa ilişkin önemli detay bakın ne?
THY’ nın kaçırılan uçağının adı ‘ÇANAKKALE…’
Şimdi yine bir Çanakkale ayrıntısı ortaya çıkıyor. Ve yine, Türkiye’ yi sarsan bir olay ile alakalı.
1996-2013 yıllarında, çatısı altında gazetecilik mesleğini sürdürdüğüm Doğan Grubunun, yayın organları içinde Amiral gemi Hürriyet’ in yazarı Abdulkadir Selvi kaleme almış.
O cani, yani 39 masumun katilini bir kadının ihbarı yakalatmış.
Sanmayın ki, o kadın Çanakkaleli… Belki değil ama, mutlak bir yakını ya ana, ya baba tarafından, Çanakkale gazisi ya da şehididir.
Reina saldırganı Masharipov' un yakalanmasında emniyetin işini kolaylaştırmış bir ihbar mış bu bahsedilen.
Yine yazar Selvi konuya ilişkin detay verirken yazısında;
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın da 'sağ olarak ele geçirilecek' talimatı verdiğini dile getirmiş.
Peki ya, Çanakkale ne alaka?
Çok alaka. çok… Reina saldırganı Abdülgadir Masharipov' un yakalanmasıyla İstanbul polisinin büyük bir başarıya imza attığı şüphesiz. Ya sonrasında ortaya çıkan detaylar. İşte tam da bu noktada alaka başlıyor.
Hürriyet yazarının aktardığı detaylarla devam edersem eğer, saldırganın Esenyurt’ ta ki lüks siteye 3 gün önce getirildiği, ancak son 12 gündür Esenyurt bölgesinde olduğu gibi bilgiler var.
Bu bilgiler içinde, Masharipov' un yakalanmamak için üç günde bir ev değiştirdiği de önemlilerinden elbet.
Muhtemel ki bir ana ya da baba dedesi Çanakkale’ de ya gazi, ya da şehit olan o Türk kadınının ihbarına ilişkin detayları aktarırken Hürriyet yazarı sayın Selvi, o kadının ihbarının Emniyet’in işini kolaylaştırdığının altını çiziyor ve de ekliyor;
"Reina saldırganının ele geçirildiği operasyon 20 dakika sürmüş. Çok kısa bir sürede tamamlanabilirdi. Ama o zaman da öldürülüp etkisiz hale getirilirdi.
O durumda sadece bir terörist öldürülmüş olurdu, şimdi Reina saldırısının aydınlatılmasını sağlayacak kişi elimizde.
Reina saldırganına ilişkin ilk üç gün karanlıkta. Reina’daki katliamdan sonra nasıl kaçtı, nerede saklandı, İstanbul’da bir yerden diğerine kimler tarafından ve nasıl götürüldü?
Sorguda bunlar ortaya çıkacak. Terörist, DAEŞ’in askeri birimi içinde özel olarak yetiştirilmiş, suikast timinden. Sadece Türkiye açısından değil, uluslararası camianın yürüttüğü DAEŞ’le mücadeleye önemli katkı sağlayacak çapta bilgiler alınabilir" diye vurgularla.
Gelelim, ÇANAKKALE’ detayına…
Benim o büyük iddiam bu noktada da kendisinin varlığını hissettiriyor vesselam.
Nerede ne büyük vaka olursa, bilin ki bir ayağında Çanakkale bulaşıklığı çıkar.
Dedim ya; ‘Derim hep. ABD de uçak düşse, hostesinin Çanakkaleli olma ihtimalı vardır’
Kaldı ki o da olmuştur. Yazı çok uzayacak, belki sonra veririm o örneği de.
Bir hücre evinde, polis ile çatışarak bir Emniyet amirini şehit eden, sonra da ölü ele geçirilen bir teröristin Çanakkale’ li çıkması da buna vereceğim örneklerdendir ki; Son zamanların Türkiye’ sinde, en büyük vatan haini olarak adını tescilleyen, hain FETÖ’ nün, Çanakkale ile bağlantısı ve geçmişindeki ilk kod adını kentimizde kullanmış olması da verebileceğim örneklerden sadece biri olsa gerek.
Gelelim son vakaya. Reina katliamcısı o alçak, 'OĞLUYLA KAÇMAK İSTEYİNCE, SIRRA KADEM BASACAĞI PLANI ERTELENMİŞ'
Yani; Reina katliamcısı İstanbul'da yakalandı da, ya öncesi?
Masharipov'un, yakalanmadan 6 gün önce Çanakkale üzerinden yurtdışına kaçırılacağı ihbarının alındığını, yazısında dile getiren Hürriyet yazarı sayın Selvi, diyor ki yazısında;
"Ancak Reina teröristinin oğluyla birlikte kaçmakta ısrar edince, DAEŞ'in yurtdışına kaçırma planı ertelenmiş"
Çanakkale geçilmez elbet. Bazen de, ele ayağa dolanacak bir neden verir yaradan ve Çanakkale böyle de geçilmez olur.
Oğlunun sevgisi karşısında, o caninin Çanakkale üzeri kaçış planı suya düşmüş baksanıza.
Bir büyük katliam vakasının detayları içinde, yine ismi geçti güzeller güzeli Çanakkalemin…
Geçmiş yıllar şahit ki; öyle kolay değil Çanakkale’ mi geçmek…