Dün, resmi plakalı bir araç, motosiklet kazasına karışıyor ve cep telefonu numarasını verip, olay yerinden ayrılıyor.
Varsayalım ki bunu ben yaptım….
Sen misin böyle davranan? Demezler mi bana?
Demek ki bütün mesele resmi plakada. Suçlu ya da değil. Kazanın oluşumunda payı kesinlikle yok ya da var. Mesele bu mudur?
Sonrasındaki gelişmeyi takip etmesem de, kulak aşinalığından olacak, geçen anonslara dikkat kesildiğimde, Resmi plakanın hangi kuruma ait olduğunu duysam da, açık açık dile getirmeye yetecek kadar bilgiye sahip olmadığım için isim vermiyorum.
Olacak iş değil. Durduk yere neden ıslanılsın ki? Kaza sonucu hafif yaralanan kişinin, durumu gözle görünür. Muhtemel ölümcül bir hasar almamış. Muhtemelen de yaşayacak.
Şimdi hal böyle iken, üstelik de Hava yağışlı olduğundan, resmi plakalı araç sürücüsü ıslanmayı göze alamamış ve sadece cep telefonu numarasını verip, ‘Kaçmıyoruz ya. Ahan da irtibat numaram’ demeyi adeta görev bilmiş.
Buna da şükür. Hiçbir refleks göstermeden transit yoluna devam da edebilirdi. İnsanmış yine. En azından, irtibata geçilmesi için cep telefonunun numarasını sunmuş. Daha ne yapsın ki?
Bizimkisi de iş işte. Ne kurcalıyorsun? Sana vazife mi? Sonuçta, hafif yaralı kişi tarafından, kazaya karışan aracın plakası alınamamış olsa da, sürücünün cep numarası elde. Ne var ki bu durumda abuk olan?
Polis ekiplerimizin işi ne? Bölgeye hakim MOBESBE kayıtları incelenir, varsa bir şikayetçi, söz konusu araç da tespit edilir.
Vur-numarayı ver, sonra da git de neymiş? Değil mi…?
Şimdi bu yaşanılanları yazıyorum diye, sakın benzer bir durumda aynı yöntemi izlemeyin. Bu duruma ilişkin ‘Sende yap’ önerisinde de bulunmuyorum, yanlış anlaşılmasın…
Dediğim, ‘Böyle bir hakka sahip falan değiliz…’
Peki neden mi yazıyorum? Hiç; sadece iş olsun…
Söyleyelim de yinede neden yazıdğımızı, kazayı hafif yaralı atlatan kazazedede beklenmedik bir komplikasyon gelişir ve maazallah istenmedik bir tablo da ortaya çıkar ise (kazazedenin sağlığı açısından) sorumlusu cep telefonu numarasını vermiş kişi olabiliri dile getirmek.
Özetle, amacımız Kamu adına bir şey yapalım mantığı.
Bu arada; o’ la da resmi plakalı araç için işlem yapılır ve bu durumdan da bilgilenmiş olursam, neticeden de haberdar ederim.
Bildiğim kadarı ile bu bahsettiğim olayda geçen tutum, bir suç hali. Yanlış da biliyor olabilirim.
Kısa bir araştırma yapıp, doğrusunu da öğrenmek için kolları sıvadım.
Vur numaranı ver sonra git, suç mu değil mi?
İki vekilden Ortak çağrı…
CHP’ li Çanakkale Milletvekilleri sayın Av. Muharrem Erkek ve Bülent Öz, geçtiğimiz hafta sonu Küçükkuyu’ yu vuran sel sularına ilişkin, önemli bir girişimde bulunduklarını dün açıkladılar.
Bu konuda, ilgili isim Başbakan yardımcısı Sayın Veysi Kaynak’a resmi olarak çağrılarını ileten iki CHP’ li vekil;
“Geçtiğimiz günlerde, Çanakkale ilimizin Ayvacık ilçesi açıklarında 4.6 ve 4.3 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir.
Ayrıca aynı gece ertesi güne kadar 60 küçük çaplı deprem olduğu da kaydedilmiştir.
Depremler, ilçemizde büyük korkuya neden olmuştur. Maalesef yaşanan olumsuzluklar bununla da kalmamış, gerçekleşen sağanak yağmur yağışı ve bu yağışın Kaz Dağları’ndaki karları eritmesi sonucu derelerin taşmasıyla özellikle Küçükkuyu beldemizde afet yaşanmıştır” anlatımları ile, geçen hafta sonu, Cumartesi’ yi Pazar’a bağlayan ilk saatlerin korku dolu anlarını izah etmişler.
CHP’ li vekiller sayın Av. Erkek ve Öz, “Çok sayıda ev ve işyeri, belde merkezi sular altında kalmıştır. Özellikle belde esnafımız, tarımla uğraşan ve genel olarak bölgede yaşayan yurttaşlarımız afetten olumsuz etkilenmiştir.
Bölgede yapılan ilk tespitlere göre; 90 işyeri ve 60 konut zarar görmüş; 25 küçükbaş ve 1 büyükbaş hayvan ile belediyenin hayvan barınağındaki 15 köpek telef olmuştur. Zararın daha fazla olabileceği tahmin edilmektedir” şeklindeki detaylar ile de, sel’in yol açtığı hasar ve can kayıplarına ilişkin adeta detaylıca bir sunumda bulunmuşlar.
Küçükkuyu’ nun korku gecesini özetleyip, ardından da; “Bahsi geçen Ayvacık ilçemiz ve Küçükkuyu Beldemizde, hasar tespitinin ayrıntıyla yapılabilmesi; zararların bir an önce tazmin edilebilmesi amacıyla daha kapsamlı ve sistemli bir çalışma gerçekleştirilebilmesi için bölgenin “afet bölgesi” ilân edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda desteklerinizi bekler, saygılarımızı sunarız” diye seslenmiş iki CHP’ li vekil…
Haklı bir talep ve olağan bir çağrı gibi gözüküyor elbet istenilen.
Muhtemeldir ki, istenilen de olacak. Ne diyelim; Allah bir daha benzer hali yaşatmasın. Sel sularına teslim olmak elbet çok zor. Dur denmesi imkansız bir hal.
Ya deprem? O’ da bir başka Afet hali ki, ne önlem alabilmesi muhtemel, ne de yarattığı korku ve endişeyi yenmek, ya da yok saymak…